Gurbetçilerimiz Türkiye’deki savcılıklara suç duyurusunda nasıl bulunabilir?

Gurbetçilerimiz Türkiye’deki savcılıklara suç duyurusunda nasıl bulunabilir?

Almanya’da yaşayan Mavi Kart sahipleri, Almanya veya Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları, Türkiye’de haklarında açılmış savcılık soruşturması veya suç mağduru olduğunu düşünerek de cumhuriyet savcılıklarına suç duyurunda bulunabilirler. Terörizim, uyuşturucu madde ticareti ve nakliyatı, insan kaçakçılığı, örgütlü suçlar ile özellikle son yıllarda Almanya’da yaşayan bazı Türklerin Türkiye’de açtıkları çağrı merkezleri (Call Center) vasıtasıyla dergi aboneliği, sigorta, banka,

AKGÜN BİLGİN 21 Ekim 2018 AKGÜN BİLGİN

Almanya’da yaşayan Mavi Kart sahipleri, Almanya veya Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları, Türkiye’de haklarında açılmış savcılık soruşturması veya suç mağduru olduğunu düşünerek de cumhuriyet savcılıklarına suç duyurunda bulunabilirler.

Terörizim, uyuşturucu madde ticareti ve nakliyatı, insan kaçakçılığı, örgütlü suçlar ile özellikle son yıllarda Almanya’da yaşayan bazı Türklerin Türkiye’de açtıkları çağrı merkezleri (Call Center) vasıtasıyla dergi aboneliği, sigorta, banka, icra, bağış, korkutma, tehdit, uluslararası bahis ve şans oyunları dolandırıcılığı ile gurbetçilerimizi aynı anda hem Almanya’da hem de Türkiye’de mağdur edebilir, her iki ülke makamlarınca da hakkınızda savcılık soruşturması açılmış olabilir.

İkametgahınız Almanya’da olduğu için özellikle hakkınızda açılmış savcılık soruşturmalarında adresinize ifade çağrı tebligati gönderilmesi gerekebilir. Yurtdışında yaşayanların MERNİS dediğimiz adrese dayalı nufüs kayıt sisteminin adres bölümünde sadece “Yurtdışı” yazmaktadır.

Ülke ismi belli olmadığı için adresinize tebligat yapılamadığından savcılık hakkınızda yakalama kararı çıkarılabilir. Böyle durumlarda Türkiye hudutları içerisinde ilk giriş yaptığınız polis noktası pasaport işlemlerinde hakkınızdaki yakalama kararı uygulanır.

Böyle sürpriz durumlarla karşılaşmamak için her zaman internette UYAP Vatandaş portalına üye olarak iletişim bilgilerinizi güncellemenizi, tebligatlarınızın size hızlı ve güvenilir bir şekilde online teslim edilmesi içinde PTT’den (postahane) KEP e-mail adresi almanızı, Almanya ve Türkiye Barolarına kayıtlı avukatlarla çalışmanızı tavsiye ederim.

En önemlisi de devlete ve avukatınıza şeffaf, hesap verebilir ve dürüst olmanız her zaman sizin lehinizedir. Bu süreçleri profesyonel hukuk ve adli danışmanlarca yönetmeniz, daha fazla mağdur olmadan ve diğer kanun yollarına başvurmadan hızlıca sizi sonuca ulaştıracaktır.

Bu yazımızda Türk yargı sistemi ve haklarınız konusunda size genel bilgiler vermek amacıyla Türkiye’de Cumhuriyet Savcılıklarına nasıl müracaat edeceğinizi, hakkınızda açılmış soruşturma dosyalarında izlenilecek tutumlar, Türkiye ve Almanya arasında adli yardımlaşma hakkında bilgiler ile delillerin nasıl Almanya’da ki adli tıp kurumunda incelemeye gönderebilme yollarına değineceğiz.

Türkiye’de suç mağduru olduğunuzu düşünüyorsanız ve Ceza Davası açtırmak istiyorsunuz; Ceza mahkemelerinde dava açmak yetkisi Cumhuriyet savcılarına aittir. Bir suç mağduru iseniz Cumhuriyet savcısına yapacağınız şikâyet üzerine savcı gerekli araştırmayı yapacak ve gerek görürse kamu adına ceza davası açacaktır.

Şikâyet, Cumhuriyet Savcılığına veya kolluk makamlarına (polis, jandarma) giderek maruz kaldığınız suçu ve biliyorsanız faillerini ve cezalandırılmaları talebinizi bildirmeniz demektir.

Olayları kısaca anlatan bir dilekçe götürmenizde yarar vardır ancak zorunlu değildir. Şikayet dilekçenizin sonuç ve talep kısmında mağdur olduğunuzu düşündüğünüz konulara ilişkin tam olarak Türk Ceza Kanunu’na karşılık gelen kanun maddelerinin tek tek yazılması için müracaat dilekçenizi avukatın hazırlaması yararlı olacaktır.

Mağdur veya suçtan zarar gören kişiler adına kamu görevlileri gerekli işlemleri yapacaktır. Ancak bunlar çocuk, sağır, dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastalarına doğrudan avukat ataması yapılacaktır.

Kendinizi bir avukatla temsil ettirmenizde her zaman yarar vardır ancak bu bir zorunluluk değildir. Cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçların mağduru olan kişiler davaya katılmış olmaları şartıyla baro tarafından kendilerine avukat görevlendirilmesini isteyebilirler.

Mağdur veya suçtan zarar görenin çocuk, sağır ve dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede akıl hastası olması halinde avukatı olması bir yasal zorunluluktur. Avukatları yoksa Baro tarafından kendilerine avukat atanır. Bu avukatların ücretleri ileride haksız çıkan taraftan alınır. Ya da beraat halinde devlet üzerinde kalır.

Cumhuriyet Savcılıklarına şikâyet mutlaka suç ile ilgili olmalıdır. Türkiye’deki kiracınızın kirayı ödenmemesi, boşanma, alacağın ödenememesi gibi hukuki konular savcılığın görev alanına girmez. Bunlar için dilekçe ile Hukuk Mahkemelerine başvurmamız gerekir. Bu konuda bir avukata başvurmanız da yararlı olabilir.

Hukuk davaları tarafların iradeleri ile açılır ve devam eder. Oysa ceza davaları kamu adına yapılan bir taleple başlar ve Cumhuriyet savcısı davanın kamu adına tarafıdır.

Bu nedenle usul işlemleri hukuk mahkemelerine göre daha basittir. Yetkili makamlara işlenen suçu bildirmeniz yeterlidir. Hukuk mahkemesinde olduğu gibi usul nedeniyle hak kaybına uğramanız söz konusu değildir.

Şikayet ettiğiniz olayın gerçekten vuku bulmuş olması veya şikayet ettiğiniz kişinin gerçekten o suçun şüphelisi olması, en azından sizin bu şekilde düşünmenizin makul gerekçeleri bulunması gerekir.

Kasıtlı olarak, olmamış bir olay hakkında şikayette bulunursanız “suç uydurma”; suç işlemediğini bildiğiniz bir kişi hakkında şikayette bulunursanız “iftira” suçları nedeniyle hakkınızda soruşturma başlatılabilir.

Ceza davasında yargılama kamu adına yapılır. Ancak devlet maruz kaldığınız suç nedeniyle size Cumhuriyet savcısının yanında belirli oranda yargılama sürecine katılma hakkı vermiştir. Şikâyetçi olmanız veya davaya katılmanız halinde yargı süreci boyunca çeşitli işlemlere dâhil olabilirsiniz.

Mağdur ile şikayetçi arasındaki farkı da iyi anlamak gerekir. Mağdur bir suç işlenmesiyle hakları ihlal olan kişidir. Suçtan mağdur olan kişilerin devletten ilgili kişinin cezalandırılmasını talep etmelerine “şikâyet” denir. Her mağdur şikâyetçi olmayabilir. Bu nedenle böyle bir ayrım yapılmıştır.

Bazı hafif suçların kamu tarafından cezalandırılması mağdurun şikâyetine bağlanmıştır. Daha ağır suçlarda ise şikâyete gerek yoktur. Mağdur şikâyetçi olmasa dahi suçu işleyen kişi cezalandırılır. Ancak şikayetçi olmayan mağdur bazı medeni haklardan yararlanamaz.

Şikayet ve ihbar arasındaki farkı da iyi ayırt etmek gerekir. Bir suç işlendiğinde kamu düzeni de yara alır. Bu nedenle kamu Cumhuriyet Savcılığına suçları takip etmek görevi yüklemiştir.

Bir suçtan haberdar olan herkes bunu kolluk güçlerine veya Cumhuriyet Savcılığına bildirebilir. Şikâyet mağdur veya suçtan zarar gören kişilere tanınmış bir hak iken ihbar herkes tarafından yapılabilir. Şikâyetçi davaya katılma hakkına sahiptir, ihbar edenin böyle bir hakkı yoktur.

Kamu davası açıldığında, şikâyetçi davaya katılarak dava boyunca yapılacak usuli işlemlerin tarafı olabilir. Davaya katılmak bir usul işlemidir, katılma isteğini mahkemeye beyan etmekle yapılır.

Mahkeme katılma talebini uygun bulursa katılan mahkemenin yaptığı işlemlerde taraf olur. Örneğin tanık gösterebilir, dinlenilen tanığa mahkeme aracılığı ile soru yöneltebilir, kararın aleyhine temyiz yoluna gidebilir. Katılma; fiilen davaya girmek, her celse orada olmak anlamına gelmez. Mahkeme usulü açısından davaya taraf olmak demektir.

Cumhuriyet Savcısı kanunun izin verdiği hallerde, faili savcılığa davet eder. Suçtan dolayı sorumluluğu kabul edip etmediğini sorar. Fail suçu ve fiilden doğmuş olan maddi ve manevi zararların tümünü veya büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabul ederse durumu size bildirilir.

Siz de verilmiş zararın tümü ile veya büyük bir kısmının giderilmesini özgür iradenizle kabul eder ve uzlaşacağınızı bildirirseniz soruşturma sürdürülmez. Yani uzlaştırma hakkınızı kullanmış olursunuz.

Eğer hakkınızda Türkiye’de savcılık soruşturması açılmış ve şüpheli iseniz, savcı ifadenizi almak isteyecektir. Almanya’da yaşadığınız için, işlerinizden izin alamama, sağlık gibi mücbir sebeplerden ötürü Türkiye’de sizi çağıran başsavcılığa Avrupa Konseyi ile imzalanan “Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi”ne (RG: 23.03.1968 Sayı: 12856) istinaten hukuk istinabe (talimat) uygulaması gereği ifadenizin Almanya’da ikametgahınıza bağlı başsavcılıkta (Staatsanwaltschaft) Alman savcılar tarafından alınmasını talep edebilirsiniz.

Ancak soruşturmanın gizliliği gereği veya başka nedenlerden dolayı bu talebiniz yerine getirilemeyebilir. Bu görev Türkiye’de Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunan Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Almanya’da ise Almanya Federal Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı’na (Bundesministerium der Justiz und für Verbraucherschutz)’a bağlı Genel Müdürlük – 4 (Abteilung IV – Verfassungs und Verwaltungsrecht Völker – und Europarecht) tarafından yerine getirilir.

Uluslararası Hukuk İstinabe’si devletlerin ikili anlaşma veya çok taraflı sözleşmeler ile uluslararası adli yardımlaşma kurallarıdır.

Genel olarak uluslararası usul hukukunda istinabe, mahkemenin görmekte olduğu bir davada veya savcılık soruşturmasında nihaî karara varabilmek için fiilî ve hukuki engeller nedeniyle yapamayacağı tarafların veya tanıkların dinlenilmesi, bilirkişi incelemesi, keşif yapılması, adres tespitinin yapılması, belge ve bilgilerin istenmesi, kan alınması, DNA testinin yapılması, sağlık raporunun alınması, nüfus kayıt örneğinin istenmesi, ekonomik ve sosyal durumun araştırılması gibi usulu işlemlerin devletler arasında karşılıklı olarak adli yardımlaşma çerçevesinde yerine getirilmesidir.

Türkiye’de müdafii bulunan bir şüpheli veya sanığın ceza istinabe yoluyla Almanya’da savunmasının alınabilmesi için Türkiye’deki müdafiin buna muvafakat vermesi gerekmektedir.

Böyle bir muvafakat alınmadan yapılan talepler Almanya makamları tarafından yerine getirilmemektedir. Bu nedenle Türkiye’de ki savcılık soruşturmalarının Almanya makamlarında takibi ve müdafiliği için Almanya ve Türkiye Barosuna kayıtlı avukatlarla çalışmanızı tavsiye ederim.

Türkiye’deki savcılık soruşturmalarında bazen delillerin Adli Tıp Kurumu Başkanılığı Fizik İhtisas Dairesine, Jandarma Kriminal Laboratuarına bazen de özel kriminal laboratuarına gönderilebilir.

Delillerin harç masraflarını ödemek kaydıyla Almanya’da Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini de talep edebilirsiniz. 17/12/2010 tarihli ve 27788 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Adalet Bakanlığı’nın Yurt Dışı Tebligat ve İstinabe Taleplerinde Uyulması Gereken Usul ve Esaslara Dair Tebliğ’inin II/A-1 maddesi uyarınca Almanya makamlarınca istinabe taleplerin yerine getirilmesi için masraf talep edildiğinden, dinlenecek her bir tanık için 550 TL, yurtdışı posta ücreti olarak her zarf için 33 TL, DNA testi istenen hallerde 3.000TL, kan tahlili yapılması istenen hallerde 1.500 TL, Türkiye’de yapılacak tahlil ve DNA testi işlemlerine esas olmak üzere Almanya’dan kan ve doku örneğinin alınması istenen hallerde 500 TL’nin adliye veznesine avans olarak depo ettirilerek yabancı mahkemece talep edilecek masrafın ödenmesinden sonra arta kalabilecek meblağın ilgilisine iade edilmesi; Bilirkişi tetkikini gerektiren diğer talimat istemlerinde (hesap incelemesi, sağlık raporu alınması gibi), istinabe masrafı yabancı adlî makam tarafından talep edildiğinde ödenmek üzere, 235 TL’nin mahkeme veznesine avans olarak depo ettirilmesi gerekmektedir.

Türkiye ve Almanya arasında organik veya yatırım gibi bir bağınız varsa Almanya’da ikametgah eden Almanya ve Türkiye Barosuna kayıtlı avukatınızın olması size çok büyük avantajlar sağlayacaktır.

Ayrıca çift baroya kayıtlı avukatınızdan hukuki danışmanlık haricinde uygulamaya yönelik Türkiye ve Almanya mevzuatlarını bilen adli danışmandan sözlü bilirkişi görüşü veya yazılı raporda isteminiz yararınıza olacaktır.

Adli danışmanlar sayesinde avukatınızın savcılığa suç duyurusu için vereceği müracaat dilekçesinde veya savcılık şüpheli ifadenizde hukuka uygun ve hukukun emrettiği şekilde delil toplama, delil sunma, itiraz gibi işlemleriniz daha sağlıklı yürütülmüş olacaktır.