Kısacası yeni kanuna rağmen Alman vatandaşlığına sadece sosyal yardım alıyor diye başvurmayan veya başvuramayan vatandaşlarımız yukarıda izah ettiğimiz şartlara haiz iseler başvurabilirler ve sağlam hukuki gerekçeler ve maddi delillerle kanundaki bu istisna durumdan faydalanabilirler. Şartları oluştuğu halde talebi reddedilenler ise Alman hukukunda uzman meslektaşlarımıza müracaat ederek hukuki yardım alabilirler ve dava ile haklarını alabilirler.
Çifte vatandaşlığı mümkün hale getiren ve Alman vatandaşlığına kabulde bazı kolaylaştırmalar yapan Alman Vatandaşlık Kanunun değişikliğine ilişkin hükümlerin 27.06.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesiyle birlikte Almanya’da yaşayan birçok Türk vatandaşı bu imkanlardan faydalanarak Alman vatandaşlığına kabul için başvuruyor.
Fakat gerek Almanya’nın ekonomik durumu gerekse vatandaşlarımızın meslek sahibi olmamaları, gayret etseler bile iş piyasasında buldukları işlerden elde ettikleri gelirlerinin yeterli olmaması, yaşları gibi nedenlerle arzu etmeseler de Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 2. Kitabına göre Vatandaş Parası (Bürgergeld, eski isimleriyle ALG II, Hartz IV, Sozialhilfe) veya Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 12. Kitabına göre temel güvence yardımı (Grundsicherung) almak zorunda kalıyorlar.
Bununla birlikte Almanya’nın Alman vatandaşlığına kabulde aradığı bir şart da sosyal yardım alamama olunca bu vatandaşlarımız Alman vatandaşlığını kazanma konusunda tereddütler yaşıyorlar.
Bize de bu yazımızda eski ve yeni kanuna göre sosyal yardım alırken Alman vatandaşlığına kabulün mümkün olup olamayacağını izah etmeye çalışacağız.
Gerçekten Alman vatandaşlığına kabul şartlarını hükme bağlayan Alman Vatandaşlık Kanunun (Staatsangehörigkeitsgesetz –StAG-) 10. maddesinin birinci fıkrasının 3 nolu alt bendi başvurucu yabancının başvuru tarihinde kendisi ve ailesinin geçimini vatandaş parası veya temel güvence yardımı almadan sağlamasını zorunlu kılmakta.
Bu anlamda bakıldığında bu sosyal yardımları almayanlar ister icra takibi altında olsunlar ister Schufa’da olumsuz kayıtları olsun isterse de şahsi veya ticari iflas etsinler geçimlerini kanıtlamak ve kanunun aradığı diğer şartları yerine getirmeleri şartıyla Alman vatandaşlığına kabul edilebilirler. Zira kanunda aranan şart başvuran Türk vatandaşının başvuru tarihinde kendisi ve ailesinin geçimini vatandaş parası veya temel güvence yardımı almadan sağlaması. Bu konuda kanun başkaca şart aramıyor.
Diğer yandan çocuk parası (Kindergeld), öğrenim kredisi veya yardımı (Bafög), işsizlik parası (Arbeitslosengeld I) veya kira yardımı (Wohngeld) almak da Alman vatandaşlığına kabule engel değildir.
27.06.2024 tarihinden önceki düzenlemeye göre bunların dışında başvurucunun başvuru tarihinde kendisi ve ailesinin geçimini devlet yardımı almadan sağlaması kuralının genel bir istisnası bulunuyordu. Kanunun bu 10. maddesinin aynı bendinin son kısmında “oder deren Inanspruchnahme nicht zu vertreten hat” yani kendi kusuru veya kendi elinde olmadan sosyal yardım alma zorunluluğunun Alman vatandaşlığına engel olmadığını, yani bunun nazara alınmamasını hükme bağlamıştı.
Kanunun uygulanmasına yönelik Alman Federal İçişleri Bakanlığının 01.06.2015 tarihli geçici uygulama talimatı (VAH-BMI) ve Alman mahkeme içtihatlarına göre burada ifade edilen “nicht zu vertreten hat” kavramından Alman vatandaşlığına başvuran yabancının özellikle çalışmaya hazır olması ve çalışma, meslek eğitimi alma ve iş bulma konusunda yeterince çaba göstermesi, ülke ekonomisinin krize girmesi gibi konjonktürel nedenlerden dolayı veya yaş, hastalık, kalifiye eksikliği (vasıfsız işçi), sağlık özel durumu gibi veya iflâs gibi işyerine bağlı veya ekonomik nedenlerle işini kaybetmesi neticesi sosyal yardım alınması şeklinde anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Bu düzenleme ile ilgili daha geniş bilgiyi daha önce yayınladığımız köşe yazımızda bulabilirsiniz. (*)
Lâkin 27.06.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe giren kanun maddedeki bu genel “oder deren Inanspruchnahme nicht zu vertreten hat” yani kendi kusuru veyai kendi elinde olmadan sosyal yardım alma istisnasını maddeden çıkarttı ve sosyal yardım alırken belirli gruptaki veya durumdaki kişilerin Alman vatandaşlığına kabulünü kabul ederek uygulama alanını daralttı.
Yeni düzenlemeye göre Alman vatandaşlığına başvuran ve sosyal yardım alan yabancı;
2.Tam zamanlı (Vollzeit) bir işte çalışıyorsa ve son 24 ay içinde en az 20 ay çalışmışsa veya
3.Tam zamanlı bir işte son 24 ay içinde en az 20 ay çalışan bir kişi ile eş veya kayıtlı hayat ortağı olarak ve reşit olmayan bir çocuk ile aile birliği içinde yaşıyorsa bunlardan sosyal yardım almama şartı istenmez.
Bu gruplardan birincisi ilk nesil misafir işçi olarak 30.06.1974 tarihine kadar bir işçi göçü anlaşmasıyla gelen kişi ve eşinin kendi kusuru olmaksızın yardım alması zaten hayatın olağan akışına uygundur. Zira bu kişiler zaten 75-85 yaşlarında bulunuyorlar ve çalışma güçlerini kaybettiklerinden yardım almak zorunda kalıyorlar. Bunda bir sorun çıkmaz.
İkinci grup ise 27.06.2024 tarihinden sonra Alman vatandaşlığına başvuran bir yabancının başvuru tarihinden geriye doğru 24 ay içerisinde en az 20 ay sigortadan muaf çalışma (Minijob, Aushilfe), Midijob veya yarım zamanlı (Teilzeit) değil tam zamanlı (Vollzeit) çalışmasına rağmen gelirinin yetmemesi sebebiyle sosyal yardım alması halinde sosyal yardım almada kendi kusuru olup olmadığına bakılmaksızın Alman vatandaşlığına kabul edilecekler.
Üçüncü grup ise başvuru tarihinden geriye doğru 24 ay içerisinde en az 20 ay çalışıp gelir elde eden kişinin eşi veya kayıtlı arkadaşı olarak aile birliği içerisinde reşit olmayan bir çocukla yaşayanların da sosyal yardım almalarına rağmen Alman vatandaşlığına kabulleri mümkün oluyor. Kanun bu durumda olanlar için “Bunlar için bu şart aranmayabilir” demiyor “Bunlar için bu şart aranmaz” diyor. Yani Alman vatandaşlığa kabul makamının bu konuda bir takdir hakkı bulunmuyor.
Fakat bu düzenlemeye rağmen bizim kanaatimize sosyal yardım alınırken yine de Alman vatandaşlığının kabulünün mümkün olduğudur. Ancak bu şartın aranmamasının kanuni zorunluluk değil, tamamen Alman vatandaşlığına kabul makamının takdirine bağlı olduğunu belirtelim.
Çünkü her ne kadar 10. Maddede bu şekilde düzenleme yapılsa da “Takdiri Vatandaşlığa Kabulü” düzenleyen 8. Maddenin 2. Fıkrası sosyal yardım alınmasına rağmen Alman vatandaşlığına kabulü takdire bağlı olarak mümkün kılıyor. Bu maddede yeni kanunla köklü bir değişiklik yapılmamıştır.
Kanunun 8. Maddesine göre de Almanya’da yasal ikametgahı olan bir yabancı, kimliğini ispatlaması, fiil ehliyetine sahip olması veya yasal olarak temsil edilmesi, hukuka aykırı bir fiilden dolayı cezaya mahkûm edilmemiş veya fiil ehliyetine sahip olmaması nedeniyle aleyhine bir ıslah ve güvenlik tedbirine hükmedilmemiş olması, kendi konutunu veya kalacak yerini temin etmiş olması ve kendisini ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerinin geçimini sağlaması şartlarıyla Alman vatandaşlığını alabiliyor.
Kural bu olmakla birlikte maddenin 2. Fıkrası Alman vatandaşlığına kabul makamına kendisini ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerinin geçimini sağlaması şartının kamu yararı nedeniyle veya özel zor bir engelin önlenmesi için istenmeyebileceği konusunda takdir hakkı vermiştir.
Hatta SPD milletvekili Hakan Demir’in verdiği bilgiye göre bu konuda yeni değişiklik kanununun görüşmeleri sırasında Alman Parlamentosu İçişleri Komisyonu, Federal Hükümetten emekliler, bedensel, zihinsel ya da ruhsal hastalığı ya da engeli olanlar ve çocuk bakımı nedeniyle çalışamayan ya da sadece yarı zamanlı çalışabilen yalnız ebeveynler, aile bakıcıları, Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 2. Kitabına göre Vatandaş Parası (Bürgergeld, eski isimleriyle ALG II, Hartz IV, Sozialhilfe) veya Alman Sosyal Güvenlik Kanunun 12. Kitabına göre temel güvence yardımı (Grundsicherung) kapsamında ek yardım alabilen ya da ebeveynlerin sosyal yardımı alması nedeniyle nafaka hakkı sıfıra inen öğrenciler, meslek stajı yapanlar ve yüksek öğrenim gören öğrenciler için geçerli olmak üzere Alman Vatandaşlık Kanunun bu 8. maddesinde yer alan zor durum hükmünün, “geçimlerini kalıcı olarak sağlamak için objektif olarak mümkün ve subjektif olarak makul olan her şeyi yapmış olmaları halinde” şeklinde başvuru talimatlarını (Anwendungshinweise) ve Vatandaşlık Kanununa ilişkin idari düzenlemeyi (Verwaltungsvorschrift) değiştirmesi çağrısında bulunmuştu.
Bu çağrıya rağmen yeni kanun yürürlüğe girmesinden sonra bugüne kadar Federal İçişleri Bakanlığı tarafından herhangi bir talimat yayınlamadı. Alman Federal İçişleri Bakanlığının en son 01.06.2015 tarihli geçici uygulama talimatına göre (VAH-BMI) 8. Madde anlamında vatandaşlığa kabul için Vatandaş Parası (Bürgergeld, eski isimleriyle ALG II, Hartz IV, Sozialhilfe) veya temel güvence yardımının alınması veya buna karşılık gelen bir hakkın varlığı vatandaşlığa kabul edilmeye engel kabul ediliyor, hatta bu durum, vatandaşlığa kabul başvurusunda bulunan kişinin bu yardımları almasının kendi kusurundan kaynaklanmış olmaması halinde de geçerli kabul ediliyor.
Talimata göre kendi kusuru olmaksızın, kendi işini veya eşinin ya da kayıtlı hayat arkadaşının işini kaybetmesi veya benzer durumlar nedeniyle vatandaşlığa kabul edilmeleri, örneğin, vatandaşlık hukuku kapsamında restorasyon niteliği taşıyan durumlarda, engelli kişiler, evlatlık çocuklar, Almanya’da uzun süredir ikamet eden yaşlı kişiler ve vatandaşlık hukuku kapsamında korunmaya muhtaç kişilerin bu statüyü kazanmamış çocukları söz konusu olduğunda, özel zorluklardan kaçınma hususları dikkate alınabiliyor.
Kanaatimizce her ne kadar 8. Madde hakkında Alman Federal İçişleri Bakanlığının 2015 yılındaki geçici talimatı bu şekilde istisna uygulamasını dar yorumlasa da hem 10. Maddedeki “kendi kusuru olmaksızın sosyal yardım alma” hükmünün kaldırılması hem de parlamento İçişleri Komisyonunun Federal hükümete önerisi nazara alındığında yakın gelecekte geçimini sosyal yardım almadan devam ettirebilecek durumda olup kendi kusuru olmaksızın sosyal yardım alanların, yalnız çocuk yetiştiren, engelli, yaşlı gibi toplumdaki dezavantajlı gruptakilerin, işsiz kalıp iş almaya hazır olup iş arama konusunda her türlü girişimde bulananların, ülke ekonomisinin krize girmesi gibi konjonktürel nedenlerden dolayı veya yaş, hastalık, kalifiye eksikliği (vasıfsız işçi), sağlık, iflâs gibi işyerine bağlı veya ekonomik nedenlerle işini kaybetmesi neticesi kendi kusuru olmaksızın sosyal yardım alanların vatandaşlık dairelerinin takdirine bağlı olarak Alman vatandaşlığına kabulleri mümkündür. Elbette bu durumların sağlam gerekçelendirilmesi ve belgelendirilmesi gerekir.
Kısacası yeni kanuna rağmen Alman vatandaşlığına sadece sosyal yardım alıyor diye başvurmayan veya başvuramayan vatandaşlarımız yukarıda izah ettiğimiz şartlara haiz iseler başvurabilirler ve sağlam hukuki gerekçeler ve maddi delillerle kanundaki bu istisna durumdan faydalanabilirler. Şartları oluştuğu halde talebi reddedilenler ise Alman hukukunda uzman meslektaşlarımıza müracaat ederek hukuki yardım alabilirler ve dava ile haklarını alabilirler.
Her yazımızda belirttiğimiz gibi konu ile ilgili soru ve sorunları olanlar sorularını yetki ve uzmanlık alanımızda olmadığından Türk hukuku avukatı olarak bize değil, Alman hukukunda avukat meslektaşlarımıza yöneltmelidirler.