Evlilik ihtiyaç mı yoksa fantezi mi?

Evlilik ihtiyaç mı yoksa fantezi mi?

Bazı insanlar evliliğin temel bir ihtiyaç olduğunu savunurken, bazı insanlar ise evliliğin gereksiz yani fantezi türünden bir şey olduğunu savunuyorlar. Geleceğimizi tehdit eden önemli bir konuyu ele almak istiyorum. Günümüz toplumlarının tamamında evlilikten bir kaçış gözlenmekte. Evlilik eskisi kadar önemsenip dikkate alınmamakta.Her geçen gün evlilik dışı ilişkiler artış göstermekte buna karşılık boşanma oranları da ciddi

VAHİT GÖZ 17 Aralık 2021 RENKKÖRÜ DÜŞÜNCE

Bazı insanlar evliliğin temel bir ihtiyaç olduğunu savunurken, bazı insanlar ise evliliğin gereksiz yani fantezi türünden bir şey olduğunu savunuyorlar. Geleceğimizi tehdit eden önemli bir konuyu ele almak istiyorum. Günümüz toplumlarının tamamında evlilikten bir kaçış gözlenmekte.

Evlilik eskisi kadar önemsenip dikkate alınmamakta.
Her geçen gün evlilik dışı ilişkiler artış göstermekte buna karşılık boşanma oranları da ciddi oranda artmakta. Evlilik gerçekten bu kadar zor mu da, insanlar evlilikten kaçınmakta ve bunun yerine farklı ilişki modelleri denemekte. Evliliğin, evlilik dışı ilişkilere göre göremediğimiz bir dezavantajı mı var? Ya da evlilik yaşı neden bundan 2030 sene öncesine göre git gide ilerlemekte? Veya Evlilikler eskiye oranla neden daha kısa ömürlü olmakta? Bu konuda aklımıza daha birçok soru gelmekte. Peki; evlilik nedir ya da ne değildir? buradan başlayıp sorulara cevap bulalım.

Evlilik ömrü uzatıyor…

Evlilik her şeyden önce bir ihtiyaçtır. Birlikte yaşama, paylaşma, dertleşme,
yalnızlıktan kurtulma ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç; sağlıklı bireylerin ve toplumların evlilik yoluyla elde edebileceği sosyal bir olgudur. Bu ihtiyacın en etik ve en anlamlı yolu evlilik yapmaktır. Her insan, ergenliğin bitiminden sonraki ilerleyen yaşlarda kendi istek ve şartlarına göre bireyselleşip yeni ve bağımsız bir yuva kurması için evlilik tercihinde bulunur. Çoğunlukla bu tercihini biyolojik, psikolojik ve duygusal olgunluk düzeyi belirler. Bu açıdan kadın ve erkek her birey, evlilik olgunluğu hissini yakaladığında mutlaka çok yönlü ihtiyaçlarının giderilmesi, sağlıklı ve uzun yaşamı adına bu yolu tercih etmesi beklenir. Hatta bu konuda kültürel etkinin ağırlığının hissedildiği ülkelerde zorlanır diyebiliriz. Evlilik, yaşamın önemli bir parçasıdır. Kişi, yaşama yükleyeceği en pozitif anlamları, hayali, umudu ağırlıklı olarak evlilik ve sonrası zaman dilimleriyle ifade eder.

Evlilik birlikteliği sonucu doğan çocukların hayata tutunması, başarısı, mutluluğu, ümidi her zaman diğer durumdaki çocuklara göre daha yüksektir. Sağlıklı ve mutlu bireyler sağlıklı ve iletişimi yüksek aile birlikteliklerinde ortaya çıkar. Bu konuda aklın yolu birdir. Anne bir vadi de, baba başka bir vadi de olan sözde ailelerin çocukları da büyük ihtimalle üçüncü bir vadi de olacaktır. Maalesef acı da olsa durum budur!..

Evlilik; arkadaşlık, ortaklık hissi, anlam içeren paylaşımlar, birlikte ortaya çıkarılan mutluluklar ve birlikte hüzünlenmelerdir. Evlilik, kısa süreli, gecelik ilişki bazlı, keyif alıp bırakılan bir eylem değildir. Evlilik hem yürek isteyen hem ahlak gerektiren bir devrimdir.

Evlilik sayesinde bireyler sorumluluk almayı, farklılıklara tahammülü ve saygıyı,
paylaşmayı, eşitliği, duyguların canlı kalmasını öğrenirler. Evlilik kadın ve erkeğe, psikolojik denge sağlar. Onları dengede tutan ruh dinginliği verir. Her birey kendi ruh dünyasını, güçlü ve zayıf yünlerini veya duygularının gerçek anlamını evlilik sayesinde fark eder.

diğer taraftan…

Evlilikler, kısa süreli, haftalık ya da birkaç aylık gönül eğlendirici formata dönüşmeye doğru emin adımlarla gidiyor gibi. Bu durum, bireylerin güven, ruh sağlığı ve biyolojik ihtiyaçları açısından hem de toplumların sağlıklı bireyler yetiştirmeleri açısından oldukça korkutucu bir yöne eviriliyor.

evlilik dışı ilişikler de…

Zihnimizi evlilik dışı ilişki yaşandığında nelerin ortaya çıkabileceği konusunda biraz zorlayalım! Ne yaşayabiliriz bir göz atalım. İlk önce güven ve bağlılık duygusunu her birey kendi içinde yitirecektir. Bu şöyle olur: Her birey evlilik dışı ilişki yaşadığında partnerinin kendisine bağlı kalmayacağı ve tam anlamıyla güvenilmeyeceği duygusunu içinde besler ve büyütür. Bu çok nettir. Yaşadığı birden çok ilişki ve tecrübelerini de birleştirince bu duygular yani güven, ait olma, bağlanma, sevilme kişilerde her zaman eksikliğini korur. Kişiler sadece bunlarla da kalmaz bunların yanında toplumsal değerlerle çatışma riski, çocuk olma endişesi, uzun süre devam ettiremeyeceği kaygısı, yaşın ilerlemesi ve yalnız kalma korkusu gibi birçok olumsuzluklar, bu tür kişilerin kâbusu olur. Bu kadar negatiflerin olduğu bu ilişki tarzını bu kısa hayatta yaşamaya değer mi?

İşin bir de çok daha acıtan bir yönü var. Sistematik duyarsızlaştırma ile bireyleri evlilik dışı ilişkilere özendirme, teşvik etme ve normalleştirme çalışmaları. Bunu devletlerin anlam veremediğim politikalarından veya göz yumdukları eylemlerinden kolayca anlayabiliyoruz. Yasalarında, evlilik dışı ilişkilerin, birlikte yaşamanın normalleştirilmesi var. Evliliği sadece iki kişinin isteği ve şahitliği ile ele alıp kolayca onaylaması daha sonrasında ise biz istemiyoruz, boşanmak istiyoruz’ taleplerinde ise kolayca buna yasal zeminde izin verilmesini de buna örnek gösterebiliriz. Sadece bunlarla da sınırlı değil devletlerin tutumları. Görsel ve yazılı medya organlarında sıkça teşvik edilircesine normalleştirilen boşanma, tekrar evlenme, bir daha boşanma vb magazin haberlerine, dizilerdeki evlilik dışı ilişkilerin sıklığına müdahale edilmemesi de bu işin tuzu biberidir.

Gelecekten bu gidişle kimse emin olmasın derim. Gelecek bugün atılan anlamlı ve kararlı ciddi evlilik adımlarıyla inşa edilebilir. Eğer devletler, aile kurmayı düşünen bireyler bugün bu konuya doğru bakabilirlerse, ciddiye alıp evliliğe hazırlama ve hazırlanma, olgunluk düzeyinin artırılması ve evliliğin sürdürülmesi konularında destek ve gayretlerini ortaya koyabilirlerse bu konuda ümit var olabiliriz. Aksi taktir de kimse ne geleceğinden ne de kendinden emin olabilir.

Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, sağlıklı, mutlu ve elinizdekilerin
kıymetini bilen kişiler olarak yaşamanız dileğiyle…