Alevinin Ahlakı

Alevi inancına tabi bir insan Şah-ı Merdan’ın yolundan yürüyen bir insandır. Bu yolda yürümek mert, sözünün eri, güvenilir, yiğit ve ahlaklı olmayı gerektirir.

Her ne pahasına olursa olsun asla yamukluk, sahtekarlık, hilebazlık yapmaz /yapmamalıdır bu yolda yürüyen.

İnsani ve ahlaki olan daima esastır, ön plandadır ve hiçbir gerekçe bunları göz ardı etmemeyi gerektirir.

İnsani olanın tukaka edildiği bu zamanda ahlaklı ve mert yaşamak daha bir önem kazanıyor.

Kim ne aşamada olursa olsun, neyi yaşayıp neyi kutsarsa kutsasın, neyi esas alıp niye geri plana atarsa atsın; Alevi olana düşen; mertlikten ve ahlaktan taviz vermemek, yiğitlikten geri durmamak, onuru ve haysiyeti korumayı ilke edinmektir.

Onuru, erdemi, değer ve doğruları yüceltmek ve bütün bu olumlu özelliklerin insanlığın genelinde hayat bulması için kendi şahsında bunları hayata geçirip mücadele etmek Alevi için esastır, önceliklidir.

Alevi olan, Hazreti Ali’nin yolundan giden, Pir Sultan’ın izini takip eden, Hacı Bektaş‘ın erdemleriyle yaşamına yön verenler, bütün bu insanı soyluluğa ulaştıran değerleri kendi yaşamlarıyla, kendi örnek yaşamlarıyla adeta ete ve kemiğe büründürmelidirler.

Nitekim her türlü baskı ve imkansızlığa karşın Alevi inancına sahip olan nice yol erleri en olumsuz şartlarda dahi insana yakışan bu soyluluğu tercih etmişler, yaşamlarıyla, örnek kişilikleri ile bu değerleri insanların hayatında yer edinmesi için Mücadele etmişlerdir.

Alevilik bir yönüyle ahlakın, erdemin, onur ve haysiyetinin insan hayatında en öncelikli ilkelerin olmasının inancıdır.

Yani zahiri ibadetten ziyade insanı insan yapan ahlakın öncelendiği ve esas alındığı bir inançtır Aleviliktir.

Alevi olan da bu ahlakı kendi yaşamıyla ortaya koyan, adeta aldığı her nefeste ve yürüdüğü her adımda iletişim içinde bulunduğu herkese yansıtan kişidir.

Tarih boyunca Aleviliği en zirvede yaşamış olan o soylu kişilikler, Aleviliği anlatmak veya Aleviliğin misyonerliğini yapmaktan ziyade kendi örnek davranışlarıyla insanların gönlünde yer edinmiş ve insanların Alevi inancına ilgi duymasına, tabi olmasına vesile olmuşlardır.

Aynı yöntem her çağın Alevisi için geçerlidir.
Yani günümüzde Alevi olduğunu iddia edenlerin sözlerinden çok davranış ve duruşlarında, ahlak ve üsluplarında, değerlere ve doğrulara bağlılıklarında Alevi olup olmadıkları veya Aleviliği ne kadar özümseyip yaşadıkları daha somut olarak anlaşılır.

Yani en keskin söylemleri söylesek dahi ama pratikte bu söylemlerden uzak bir yaşamın sahibi isek o halde bizlerin İnanca bağlılığı ve o inancı yaşamış olanların yollarında gidip gitmediğimiz tartışılır hale gelir.

Evet, Alevinin ahlakı en yüksek mertebede ve en ideal şekilde olmalıdır.

İletişim ve ilişki içinde bulunduğu herkeste o güvenilirliği sağlamalıdır.

Bunun tersi ise sadece söylem düzeyinde Alevi olmak olarak kalır.