Katilleri de kahramanları da analar doğurur!

Katilleri de kahramanları da analar doğurur!

Annelik doğurduğun veya taşıcıyı anneye doğurttuğun için değil, yumurtandan çıkan hayat(lar)ı taşıyabildiğin ölçüde dokunulmaz, yüceltilecek bir haktır. Yedi yaşındaki bir erkek çocuk kendisi ile ilgili velayet davasının görüleceği gün başka bir kadından olma büyük kardeşine şunu söylemiş: “Bugün mahkeme umarım yeniden bir aile olmamız için karar verir” Çocukların masumluğunu, umutlarını, yarınlarını, özlemlerini, korkularını hesaba katmadan

DR. ÜNAL BİLİR 10 Mayıs 2020 DR. ÜNAL BİLİR

Annelik doğurduğun veya taşıcıyı anneye doğurttuğun için değil, yumurtandan çıkan hayat(lar)ı taşıyabildiğin ölçüde dokunulmaz, yüceltilecek bir haktır.

Yedi yaşındaki bir erkek çocuk kendisi ile ilgili velayet davasının görüleceği gün başka bir kadından olma büyük kardeşine şunu söylemiş:

“Bugün mahkeme umarım yeniden bir aile olmamız için karar verir”

Çocukların masumluğunu, umutlarını, yarınlarını, özlemlerini, korkularını hesaba katmadan kendi haklarına ve hazlarına odaklanan ana-babaların; adalet dağıtmak yerine zulüm saçan mahkemelerin bir anıtını dikebilseydim üstüne yukarıdaki cümleyi yazardım.

Anneliğin sperm bankasından alınan bir ‘tohum’ ve ‘kiralık rahim’ ile mümkün olabildiği çivisi çıkmış bir dünyada analığın kutsallığı, özelliği, ayrıcalığı, kutlanası bir tarafı kaldı mı?

Babalığın kulüp ve apartman aidatı öder gibi nafaka ödemekten ibaret olduğu, evlatların on beş günde bir, hafta sonunda âdeta bir müze gibi ‘görüldüğü/ziyaret edildiği’ bir dünyada sözlüklere ‘baba’ kelimesini yazmanın bir anlamı var mı?

Yoksa uçkurun her türlü tercihi yapabildiği, özgürlükleri dibine kadar yaşayabildiği, bununla birlikte her türlü önlemi de alabildiği bir dünyada doğurmak ve ana olmak sadece kadın bedeninin ihtiyaç duyduğu hazlardan biri mi? Üremek insani bir haksa, üretilenin hakları nerede? Bir adamın önüne gelene sperm dağıtmaya bir kadının de her koşulda doğurmaya/çocuk sahibi olmaya hakkı varsa, tercihi ve dahli olmadan doğurulanın hesap sorabildiği yasalar, mahkemeler neden yok?

Bir yavru annesinin seçtiği ‘katalog babasının’ genleri ve tercih ettiği ‘dizayn’ ile yaşamaya mecbur mu? ‘Kendi bedeninin yegâne hâkimi’ olan kadın başka bir bedenin kaderini tek başına/taraflı belirleme hakkını nereden alıyor? Babalığın nafaka ödemeye indirgendiği, yavruların ‘babasız’ olmaya özendirildiği bir dünyada annelik putlaştırılmış egonun kılıflarından biri değil mi? Yoksa annelik yüzyıllarca ezilen, şimdilerde ise anne ve ‘kadın’ olma arasında bir seçime zorlanan cinsiyetin bir intikam zorbalığı, çocuk da onun silahı mı?

Eğer değilse annelik doğurma dürtüsüne/hazzına, bir eşya gibi çocuk edinme arzusuna indirgenemeyecek başka bir şey olsa gerek.

Doğurmayı tartışmasız insani bir hak olarak görmek istiyorsak, doğurtanın en önemlisi de doğurulanın haklarını hesaba katmak zorundayız. Benzer şekilde cinsel tercihleri, biyolojisi, koşulları, hayat tarzı gereği anne/baba olamayan birilerine annesiz/babasız çocukları ‘evlat edinme’ adı altında peşkeş çekerken lütfedip çocukların ‘tercihini’ de sormak durumundayız.

Çünkü her türlü annelik ve babalık ancak merkezde çocuk olduğu müddetçe bir anlam ifade eder. Anneliği yüceltmenin yolu babalığı değersizleştirmek olmadığı gibi; birini diğerine üstün tutmanın, sadece birini kutsamanın haklı bir tarafı yoktur.

Babalık peydahladığın/tohum bağışladığın için değil spermlerinden oluşan hayat(lar)a kefil olabildiğin oranda bir adamın hakkıdır. Annelik de doğurduğun veya taşıcıyı anneye doğurttuğun için değil, yumurtandan çıkan hayat(lar)ı taşıyabildiğin ölçüde dokunulmaz bir haktır.

‘Cennet anaların ayağı altındadır’ doğru,
Ancak annelerin ayaklar altına aldığı değil.

Çocuk bir emanettir,
Mal mülk değil.

Yüreği olan bir insandır baba,
Damızlık (boğa) değil.

Nafaka çocuğun nasibidir,
Babanın aidatı, annenin tasarrufu değil.

Çocuk anaya sarılır, babaya yaslanır
Zamazingoya değil.

Her çocuk bir kahraman olmak ister,
Zoraki piç değil.

Annenin sütü, babanın alın teri yavrunun hakkıdır.
Sütü bozukların helal etmediği bir hak değil.

Canı Allah verir,
Katil eliyle alır,
Kadınları genelde erkekler öldürür, ancak katilleri de kahramanları da hep analar doğurur…

Anneler gününüz kutlu olsun!

ÖNE ÇIKANLAR