Coronavirüs sonunda ‘bölücülük’ işine de bulaştı

Coronavirüs sonunda ‘bölücülük’ işine de bulaştı

Bilmiyorum hiç merak edip incelediniz mi? Federal Almanya Hükûmeti’nin (Bundesregierung) resmî internet sayfasında ilginç bir bölüm var: Efsane ve yanlış haberlere yönelik bilgiler (Informationen zu Mythen und Falschmeldungen). Alman Hükûmeti ilgili sayfada sosyal medyadaki ‘fake news’ hakkında uyarılarda bulunurken ‘yanlış haber ve komplo teorilerinin sosyal medyada hızla yayıldığını, bu durumun tehlike arz ettiğini, mevcut korku

DR. ÜNAL BİLİR 12 Ağustos 2020 DR. ÜNAL BİLİR

Bilmiyorum hiç merak edip incelediniz mi? Federal Almanya Hükûmeti’nin (Bundesregierung) resmî internet sayfasında ilginç bir bölüm var: Efsane ve yanlış haberlere yönelik bilgiler (Informationen zu Mythen und Falschmeldungen).

Alman Hükûmeti ilgili sayfada sosyal medyadaki ‘fake news’ hakkında uyarılarda bulunurken ‘yanlış haber ve komplo teorilerinin sosyal medyada hızla yayıldığını, bu durumun tehlike arz ettiğini, mevcut korku ve güvensizlikleri artırabileceğini’ ifade diyor. “Yanlış iddialar tehlikeli” diyen Alman Hükûmeti ‘sosyal platformlarda ve ‘messenger’ hizmetlerinde Coronavirüse yönelik sayısız dedikodu dolaştığını, sosyal medya ve Whatsapp gibi ‘messenger’ hizmetlerini kullanan çoğu kişinin Coronavirüsle ilgili yanlış haberlere muhatap olduğunu’ belirtiyor.

Konuya ilişkin paylaşılan sesli iletileri, şüpheli tedavi yöntemlerine ve sağlık tavsiyelerine yönelik linkleri, virüsün çıkış ve yayılma nedenlerine ilişkin komplo teorilerini yayan videoları bu kategoride değerlendiren hükûmet ardından esas kaygısını dile getiriyor: “Özel alanda yayılan (bu) haberlerin doğruluğuna bilhassa itibar ediliyor”.

Almanya o kadar endişeli ki Federal Hükûmet Sözcüsü Steffen Seibert resmî internet sayfasına konan 59 saniyelik videosunda ‘komplo teorilerini yayanlar, ülkemizi bölmek istiyor’ uyarısında bulunuyor. Almanya’daki basın özgürlüğünün altını çizen, Coronavirüse yönelik çok sesli yayıncılığın ve tartışmaların önemine vurgu yapan Steffen Seibert ‘günah keçisi aramaya yönelik, karanlık mihraklara işaret eden komplo teorileri ile klişe nefret söylemlerini’ hedef tahtasına yerleştirirken “Böylesi şeyleri yayanlar ülkemizi bölmek ve insanları birbirine düşürmek istiyor” şeklinde konuşuyor.

Coronavirüsün ortaya çıkışı, alternatif tedavi (!) yöntemleri, tehlike potansiyeli hakkında sosyal medyadaki safsataların, dedikoduların, kocakarı ilaçlarının haddi hesabı yok. 23 Mart 2020 tarihli “Hangisi daha öldürücü? Covid-19 mu, yoksa Corona cehaleti mi” başlığını taşıyan yazımda bu safsatalara inanan insanların sadece cahil cühela takımından ibaret olmadığını, aksine bu dedikoduları yayanların diplomalı cahiller olduğunu ayan beyan ortaya koydum. Politikacıların ‘fake news’ veya sosyal medyadan yana dertli olmaları, bu mecrayı işlerine geldiğinde ‘tehlike’ olarak görmeleri de yeni değil.

Ancak Almanya gibi demokratik damarı güçlü, virüse karşı etkili mücadele yürüten bir ülkenin sokakları dolduran memnuniyetsizler karşısında ‘bölücülük’ söylemini devreye sokması oldukça yeni bir durum. Anlaşılan o ki gerek federal hükûmet gerekse eyalet hükûmetleri günah keçisini yanlış yerde arıyor.

Neden derseniz?

Birincisi Almanya’daki Corona önlemlerine karşı gelişen öfke dalgasının yegâne sorumlusu sosyal medyada dolaşan komplo teorileri değil. Salgın başladığından beri alınan önlemlere ilişkin tüm ‘bilimsel gerekçeler’ devlet sanatçısı gibi her yerde boy gösteren bir düzine ‘bilim insanı’ tarafından üretiliyor.

Örneğin maske zorunluluğu gibi önlemler devreye sokulurken farklı bilimsel bakış açıları değil de devletin kurum ve imkânlarından nemalanan ‘kadrolu’ bilim insanlarının görüşü esas alınıyor. Maske konusunda kabaca dört başlık altında özetlenebilecek onlarca farklı bilimsel yaklaşım varken, devlet sadece kendi çizgisine yakın kişilerin argümanlarına kulak veriyor.

İkincisi ana akım medya pandemi başladığından beri devletin eline tutuşturduğu bildiriyi yayan bir borazan hâline geldi. Virüsle mücadele önlemlerini eleştiren, farklı yöntemler öneren şahıslar hiç dikkate alınmıyor veya hemen susturuluyor. Hâl böyle olunca millet de daha düne kadar kafayı yemiş birer manyak olarak görülen komplo teorisyenlerinin ardına düşüyor.

Sosyal medya ve ‘fake news’ nedeniyle dertli olan Avrupalı siyasilere son olarak şu hususu hatırlatmakta fayda var: Orta Doğu, Latin Amerika veya Afrika ülkelerini karıştırırken ‘iyi’ olan sosyal medya Almanya ve Avrupa’nın sokaklarını göstericilerle doldurduğunda mı ‘kötü’?

https://www.bundesregierung.de/breg-de/themen/mythen-und-falschmeldungen