O kadın gibi sakın olmayın!

“Namaz camiden çıkınca,
Hac Mekke’den dönünce,
Ramazan Oruç bitince başlar.” Necip Fazıl Kısakürek

Bir rahmet rüzgarı esip, geçti. Bereketli günler, tatlı bir hatıra olarak “elveda„ deyip, gittiler.

Ramazan-ı şerifi uğurladık. Fakat oruç, Ramazan bitince başlar. Hayatı Ramazan olanın, ahireti Bayram olacaktır. Bunun için “bu kadarı yeter” demeden, devam edelim. Güzel alışkanlıkları devam ettirelim. Devamlı olabilmenin yolu, devamlılıktan geçer.

İşin bereketi, devamında. Devamı olmayan iş, bereketsiz ve kesik…

“Taşı delen, suyun sertliği değil, devamlılığı„ sözü bunu anlatır.

Ramazan-ı şerifte herkesin amacı Kadir Gecesini ihya etmek ve Bayram sabahına kavuşabilmekti. Bütün dualar bunun içindi. Bunlar geçekleşti. Yani amaca ulaşıldı.

Fakat bazı başarıları elde etmek, girişimciler de olduğu gibi  kulluk hayatımızı da etkiliyebiliyor. Bir rehavet, bir gevşeme olabiliyor.

Amaca ulaştıktan sonra mücadeleyi bırakıp, rahata kavuşmanın verdiği pelteleşme ve gevşeme ruh ve kalb hayatı için tehlikeli bir virüstür.

Bir defa başarıya ulaşmamız, aynı başarıyı devam ettireceğimiz anlamına gelmez.

Başarılı insanlar, başarıda devamlılığın gücüne inanıp, devamlılığı ilke edinmişlerdir.

Dünyalık işlerde devamlılık, başarının temel ilkelerinden olduğu gibi, dini hayat bakımından da durum aynıdır. Devamlılık…

Sakın o kadın gibi olmayın!

Araplarda bir kadın vardı, kendisi çok zengin fakat aklı azdı. Sabahtan öğlene kadar yün koyar ortaya, işçilere tenbih eder, “öğleye kadar bu yünü bükeceksiniz, makara haline getireceksiniz” dermiş.

Peki derler. Onlar sabahtan öğlene kadar çalışırlar. Yünü yumak haline getirirler, ücretlerini alıp giderlermiş.

Öğleden sonra ikinci bir vardiye işçi toplar, onlara da derki: “Siz de bu yumakları çözeceksiniz eski yün haline getireceksiniz.„ İşçiler birbirine bakar, bu ne anlamsız şey; öğlene kadar çalıştırdı, yumak haline getirtti. Öğleden sonra da bozduruyor, yün haline getirtiyor.„ Tabi akşama kadar çalışan işçiler de ücretlerini alıyorlarmış.

Kur’an-ı Kerimde böyle örnekler ve çeşitli hadiseleri anlatarak ders veren ayetler çoktur. Onlardan birisi de Nahl suresi, 92. ayettir.

Cenab-ı Hak: “(İplerini) eğirip, yumak haline getiren sonra da onları tekrar çözen kadın gibi olmayınız.„ buyurmakla bir tehlikeye işaret ediyor.

Temsilde anlatılan kadın gibi olmak demek, Ramazan-ı şerif, mübarek günler geceler, cumalar, bayramlar, teravihler gelir, güzel güzel ibadetler yapılır.

Fakat devam etmez. Sözler verilir, yeminler edilir, pişmanlık gözyaşları dökülür. Arkasından da hiç söz verilmemiş gibi yaşanılır. Eski alışkanlıklara, sapıklığa, günahlara düşülür. İşte işlenilen günahlar yüzünden kazanılan ibadetlerin sevabı, boşa gider sıfıra iner…

Sakın o kadın gibi olmayın!

Bereketli gün ve gecelerde güzel şeyler yaptınız, amel defterlerinizi zengin sevaplarla doldurduktan sonra tekrar Allah korusun onları yok edecek bir zulüm, bir haksızlık, bir günah işlediğiniz zaman, işte o kadının durumuna düşersiniz. Sakın bu duruma düşmeyiniz!

Devamlılık Kahramanı’ndan pırlanta bir tavsiye ile bitirelim:

“Amellerin hangisi hayırlıdır?” sorusuna “Az da olsa devamlı olanıdır” cevabını veren Allah Resulü, bizlere çok güzel bir hedef göstermekte, hayırlı, güzel iş ve faaliyetlerin kesintiye uğratılmamasını, devam ettirilmesini istemektedir.

Peygamber tavsiyesini yanlış anlıyoruz. Sanki burada “az amel yapın” deniliyormuş gibi anlıyoruz. Burada vurgulanmak istenen konu; devamlılıktır. Kesintisiz kulluk önerilmekte ve övülmektedir.

Rabbimiz yukarıdaki ayette yerilen akılsız kadın durumuna düşmeden, ders alan ve “az da olsa” kullukta devam eden kullarından eylesin.

Unutmayınız, zafer kazanmak kadar zaferi devam ettirmek te önemlidir.