Çocukta “Arkadaşlık“ kavramının önemi

Çocuk eğitiminde arkadaşın önemi  Ağlayan bebek, yanına bir başkasının yaklaştığını görünce, susar. Çocuklar arkadaşlığa, sadece doyum sağlamak için değil, aynı zamanda deneyim kazanma amacızla ihtiyaç duyarlar. Arkadaş ortamında, diğerleriyle birlikte olurken, grup isteklerini ve kabul edilen davranışları öğrenirler. Bu konuda yapılan çalışmalar, arkadaşlığın zamanla tutarlılık kazandığı yolunda birleşmektedir. Bebekler birbirleriyle 6 aydan sonra iletişim kurama

BETÜL KOÇ 09 Nisan 2018 EĞİTİM

Çocuk eğitiminde arkadaşın önemi 

Ağlayan bebek, yanına bir başkasının yaklaştığını görünce, susar. Çocuklar arkadaşlığa, sadece doyum sağlamak için değil, aynı zamanda deneyim kazanma amacızla ihtiyaç duyarlar. Arkadaş ortamında, diğerleriyle birlikte olurken, grup isteklerini ve kabul edilen davranışları öğrenirler. Bu konuda yapılan çalışmalar, arkadaşlığın zamanla tutarlılık kazandığı yolunda birleşmektedir.

Bebekler birbirleriyle 6 aydan sonra iletişim kurama çalışırlar  

Yaşamın ilk yıllarında başlayan bu ilişki, bebeğin arkadaşlarına tepki vermesi şeklinde görülür. Altıncı ayını doldurmuş bir bebek, karşısındaki çocuğa dokunarak, bakarak ya da ağlayarak iletişim kurmaya çalışır. Bütün bunları yaparken onun da kendisine tepkide bulunmasını bekler.

6 ile 12. ay arasındaki çocukların arkadaşlarına olan tepkilerinin giderek daha amaca yönelik olmaya başladığı görülür. Bir yaşından sonra bebeklerin hemen hemen yüzde 46’sının taşkın, saldırgan ve çatışmalı davranışlar sergilediği fark edilir. İki yaşındaki çocuk, arkadaşlarıyla dövüşürcesine tepkiler vermeye başlar. Bu dönemde çocuklar, erişkinleri yerine arkadaşlarıyla oynamak ister.

Çocuklar 7 yaşından itibaren kendi cinslerindeki kişilerle arkadaşlık yapar

 Dört yaşından önce çocuklar, normal olarak beraber oldukları kişilerin, oyun arkadaşları olmasını isterler. Beraber oynayı arzu ederler. Bu dönemde çocuklar kendileriyle oynayacak bir ya da iki arkadaşını seçerler. Önceleri seçtikleri oyun arkadaşları her iki cinsten olabilir. Ancak, okula çağına geldikleri 7 yaşından itibaren çocuklar, oyun arkadaşlarını kendi cinslerinden seçmeye özen gösterirler.

Çünkü, sosyal baskı sebebiyle kendi cinslerine uygun oyun oynamayı öğrenirler. Bu dönemde çocuklar, hem grup başarılarına, hem de kişisel başarılara ilgi duyarlar. Birlikte çalışmaktan ve birbirlerine yardım etmekten zevk alırlar. Çocuk, okula başladığında, sosyalleşmesi yolunda, öğretmen ve aileye oranla, daha büyük bir ilgiyi, arkadaş grubunda görür. Çocuğun yaşamındaki bu dönemde özelliği, büyüklerin ya da anne ve babaların standartlarını reddetmek, buna karşılık arkadaş grubunun standartlarını kabul etmeye başlar.

Okul döneminde çocuklar arkadaşlarını daha yakın çevreden seçer

Altı yaşından itibaren grup oyununda giderek bir artış görülür. Bu değişme bağlı olarak, toplumsallaşmada da belirgin bir artış meydana gelir. Çocuk, daha az bencil ve saldırgan, buna karşılık daha fazla grup bilincine sahip ve yardımsever olur. Okul döneminde çocuklar, arkadaşlarını, çoğunlukla yakın çevredeki komşularından seçerler.

Ancak, seçimi yaparken, kendi yaşlarına, cinslerine, zihne ve sosyal düzeylerine uygun olmalarına özen gösterirler. Yıllar geçtikçe, arkadaş seçiminde; yardımseverlik, dürüstlük, sağduyu sahibi olmak, arkadaş canlısı olmak gibi kişilik özellikleri ön sırayı almaya başlar.Çocuk arkadaş grubu, onun sosyal tavırlarını etkiler.  Bu davranışlar, çocuğun genellikle diğer bireylere sosyal yaşama karşı tüm tavırlarını içerir.

Bir dereceye kadar ailede kazanılan bu tavırlar, çocuğun arkadaş grubuyla olan deneyimleri sonucu değişebilir. Arkadaşlarıyla oynayan çocuğun sekiz yaşına doğru grup oyununda giderek bir artma, toplumsallaşmasında da belirgin bir değişiklik görülür. Çocuk, daha az bencil saldırgan, buna karşılık daha fazla grup bilincine sahip ve yardımsever olur.

Arkadaş seçiminde anne babanın rolü

Anne ve babalar çocuklarının hangi arkadaşı seçtiğini, bu seçimle birlikte ne gibi davranış değişikliği olduğunu izlemek durumundadır. Çocuğun arkadaşı veya arkadaş grubu, bulunduğu çevre sürekli denetim altında tutulmalıdır. Anne ve baba çocuğun yakın arkadaş çevresinde bir olumsuzluğa rastladığında, direk çocuğu uyararak, onun üstüne gitmek yerine, dolaylı yoldan, o olumsuzluğun nedenlerini anlatma yoluna gitmelidirler. Çocuğu bir anda o çevreden men etmek, çocuk üzerinde olumsuz etki yapar.

Çocuk için yanlışın neler ve nerede olduğu, doğru olanın ise neler bulunduğu, onun anlayacağı bir dille anlatılmalıdır.