Halklarını yıkıma götüren narsist kişilikler

Bunların tıbbi teşhis kriterleri tanımlanmıştır ve kitaplarda mevcuttur. Toplumda belli oranlarda kişilik bozukluklarının  olması tabii karşılanabilir. Ama kitlelere yön veren ve toplumsal değişimlerde rol oynayan kişilerde karekter bozukluğunun olması insanlık dramlarını bereberinde getirmektedir. Bu yazıdaki amacım; Narsist kişiliğe sahip olanların toplum ile olan ilişkilerinden ve kullandıkları yöntemden söz etmektir. Narsistik kişilikler bazı farklı davranışları olsa

MUSTAFA YAŞAR 26 Haziran 2019 YORUM

Bunların tıbbi teşhis kriterleri tanımlanmıştır ve kitaplarda mevcuttur. Toplumda belli oranlarda kişilik bozukluklarının  olması tabii karşılanabilir.

Ama kitlelere yön veren ve toplumsal değişimlerde rol oynayan kişilerde karekter bozukluğunun olması insanlık dramlarını bereberinde getirmektedir. Bu yazıdaki amacım; Narsist kişiliğe sahip olanların toplum ile olan ilişkilerinden ve kullandıkları yöntemden söz etmektir.

Narsistik kişilikler bazı farklı davranışları olsa da kibir, küstahlık, kendi ihtiyaçlarına çok duyarlı ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarsız olmaları ortak özellikleridir. Konuşmaları ile tesir eder, edebi konuşmalar ve demagoji yaparak karşısındakileri inandırırlar.

Benmerkezcil yapıları nedeniyle herşeyin kendi çıkarlarına olmasını isterler. Güç ve alkış kölesidirler. Bu nedenle, en ufak bir eleştiriyi dahi kendi benliğine yapılmış bir saldırı olarak algılarlar ve buna tahammülleri yoktur.  Kendi hedefleri için çok hırslı ve rakiplerine karşı da çok kindardırlar. Kendi amaçları doğrultusunda her türlü söylemi dile getirirler. Halktan görünür ama halk gibi yaşamazlar.

Onun söylemlerine göre her şey devlet ve millet içindir, ama gerçekte devlet de millet de kendisi içindir. Her şeyi inanç adına yaptığını beyan eder, ama din dahi onun için hizmet etmelidir.

Her yaptığı fiil güya insanlık içindir, ama insanlık da onun için çalışmalıdır. Aynı inanç ve değerleri paylaştığını dile getirir ama o değerlerin emirlerini kendi lehine yorumlar ve yeri geldiğinde aksi ile hareket ederler.

Şahsi çıkarları uğruna dün küfrettiği kişi veya kurumlar ile hiç bir şey olmamış gibi bugün iletişim kurabilirler, yalanlar uydurarak aslında suçun kendisinde olmadığını, kandırıldığını söylerler. Ve suçu da hasım olarak gördüğü kişilere yükleyerek onları hedef haline getirirler.

Bir kitleyi yok etmeye niyetlendiğinde önce onlara iftiralar atarlar, sonra kamuoyunu da kullanarak halk nezdinde onları zayıflatır, ötekileştirir, yalnızlaştırır ve en sonunda onları kriminalize ederek yok etmekten asla kaçınmazlar.

Bunu yaparken geçmişte olanları hatırlamazlar, vefa duygusundan yoksundurlar. En yakın akrabalarına ve yakın mesai arkadaşlarına acımazlar ve gerekirse onları katlederler. Geçmiş ve yakın tarihimizde bunun örnekleri çoktur.

Bu narsist kişilerde aşağılık kompleksi de mevcuttur. Beceksizliğinin veya zayıf yönlerinin görünmesini asla istemezler. Bu nedenle etrafına hep zayıf karakterli kişileri yerleştirir, onların beceriksizliğini gündeme getirerek aslında bilinç altında kendisini öne çıkartır ve alternatifsizliğini benimsetirler.

Ben olmazsam iş yürümez, benden iyisi yoktur düşüncesinin halk nazarında kabul görmesini sağlamaya çalışırlar. Kendi ekibinden birinin saygı görmesi halinde yalakalarını kullanarak onun hakkında dedikodular üretirler, onu baskı altına alarak sindirirler ve böylece onunun taraf bulmasını engellerler.

Kitleleri yanında tutmalarının diğer bir yöntemi olan ötekileştirme siyasetini acımasızca kullanırlar. Farklı inançları, ideolojileri, fikirleri bir araç olarak kullanarak toplumu kamplara bölerler.

Sonra da rakiplerini acımasız bir düşman gibi göstererek kendi taraftarlarını zorunlu olarak yanında durmalarını sağlarlar. Beni desteklemediğiniz zaman düşmanlar tarafından yok edilirsiniz imajını oluştururlar.

Bunların arkasında giden ve destek veren iki grup vardır. Biri gerçekten liderin söylemlerini ve yaptıklarını doğru kabul edenlerdir. Diğeri ise çıkarcı kesimler, yani liderin yanında görünerek fırsatları kendi lehlerine kullananlardır.

Bir üçüncü grup ise, yapılanların doğru olmadığının kısmen farkındalar. Kendilerine ve yakınlarına zarar gelmesin diye Despot liderin baskısı ve gücü karşısında ses çıkaramayanlardır. Ama vicdani rahatsızlıklarını gidermek için de mağdur olanlarda kusur bulmaya çalışırlar.

Mesela, sorunlu bir sokak var, yolunuz düştü veya oradan geçmek zorunda kaldınız. Ve o sokaktan geçerken hakarete, zulme maruz kaldınız. Sokakta terör estiren çeteye karşı söz edemeyen bu insanlar kendi vicdanlarını rahatlatmak adına mağdur için ‘o sokaktan geçmemeliydi, ne işi vardı orada, laf dinlemeliydi’ gibi söylemlerle güya kendi suskunluklarına ve dayanak bulmaya çalışırlar.

Bu narsist liderlere münafıklık sıfatları yönünden de bakılmalıdır. Hadiste münafıklarda üç sıfat sayılır: Yalan söylerler, emanete ihanet ederler, söz verdiklerinde sözünde durmazlar.

Diğer bir rivayette dördüncü bir özellik olan ‘birileri ile çatıştıklarında aşırıya giderler’ sıfatını da ilave ederler. Kur’an-ı Kerim’de çok yerde münafıklık sıfatları ve onların sebep oldukları zararlardan behseder.

Isteyenler elbette araştırıp okuyabilirler. Herkesten tıp ilmine göre önderlerinin kişilik yapılarını tanımalarını beklemek doğru değildir. Ama müslümanlar münafık sıfatlarını her daim duyarlar ve bilirler. Önderlerinin veya liderlerinin konuşmalarını ve eylemlerini kendi değer yargıları rehberliğinde değerlendirebilirler, ki yapmaları gereken de budur.

Ülkelerini savaşa sürükleyen ve yıkıma götüren geçmiş ve günümüz liderlerine bir de bu zaviyeden bakılması gerektiğini düşünüyorum. Ve bunların arkasından giden insanların maruz kalacağı felaketi de böylece öngörebiliriz.

Nihayetinde kendi hırslarının kurbanı olurlarken arkasında sürüklenen kitleler de zillet içinde bir hayata mecbur kalmış oluyorlar. Kendi rızaları ile zarara razı olduklarından şikayet etmeye hakları da yoktur.

Böyle bir lider ve avanesi kapitalist zihniyetlerin müdahalelerine de ortam hazırlarlar. Kapitalist güçler böyle liderleri başlangıçta destekler, sonrasında ise onların aşırılıklarını  bahane ederek hem kendi projelerini uygularlar ve hem de ticaretlerini özellikle de silah ticaretlerini canlı tutarlar.