Tatil ve düşündürdükleri!

İnsanın sürekli koşuşturma ve çalışma temposunun da bir sonu veya molası olmalı. Çünkü, insan bedenen ve ruhen (zihinsel ve psikolojik anlamda) buna ihtiyaç hisseder.

“Son zamanlarda kendimi bitmiş, tükenmiş, isteksiz hissediyorum veya kafam iyice durdu, artık bir şeyler yapmak istemiyorum’’ gibi ifadeleri ağızdan dökülmeye başladıysa o kişi için tatil, dinlenme molası zamanı gelmiştir.

İnsanın çalışma şekli ve içeriği nasıl olursa olsun insan insandır ve
onunda et ve kemik görünümünün arkasında his ve duyguları vardır. İnsanı insan yapanda tüm canlılardaki et, kemik, sinir, mide vb ortak özelliklerinin dışında duyguları, düşünceleri ve hisleridir. Bu açıdan insan kendisini sınırlı yaşam süreci içerisinde olması gerekenden çok daha fazla yıpratmaması gerekir.
Her insan kendi sınırlarını, kapasitesini ve dayanma gücünü bilir. Bunları
defalarca kendi özelinde test etmiştir. Birine göre altı ayda bir, bulunduğu ortamdan uzaklaşıp zihnini rahatlatması onun için zorunluluksa bir başkası için bu süre daha kısa ya da daha uzun olabilir.

Bence asıl olan, tatile nasıl bir anlam yüklediğimizdir. Tatil, sadece bir deniz kenarı veya sakin ormanlık bir alanda yatarak, dinlenerek, eğlenerek geçirilmesi gereken bir zaman dilimi midir? Yoksa, tatil hasretle ipi çekilen, görmek istenilen sevdiklerinin, sılanın, çocukluluğunun, hatıralarının özleminin giderileceği bir zaman mıdır? Ya da tatil, tatile gidilmediğinde çevreniz tarafında yetersiz görülmemek, dışlanmamak için yapılması gereken ‘etraf ne der’ düşüncelerine verilen bir cevap mıdır?. Bir de tatil ve dinlenme denilince, kişinin bir sene yapmayı özleyip zaman bulamadığı şeyleri yapma fırsatı mıdır? Örneğin; kitap okuma, yeni şeyler öğrenme, belirli bir alandaki hobisini geliştirme…
Tatil, şüphesiz bir çok planı içinde barındırır. Ancak, tatile ne kadar sade ve yalın bir anlam yöklenilirse, tatilin kişiye bakan fiziki ve psikolojik anlamı değişir. Tatilde, gidilecek, kalınacak yer kadar gidildiğinde, ziyaret edildiğinde kişi(lere) sıkıntı, huzursuzluk ve nereden geldik buraya gibi negatif duyguları baskın yaşatacaksa baştan o gibi yerlere, ortamlara kişi kendisini ve sevdiklerini sokmamalı.

Tatilden hedeflenen bir amaç da olmalı. Bu amaç, kişilerin şartlarına göre değişebilir. Ancak hedeflenmesi gereken kısa amaçlar içinde şunlardan bazılarının da olmasında tavsiyem olabilir.

• Evli olanlar için çocukları ve eşinin moral kazanması, mutluluğu, hayallerinin
  gerçekleştirilmesi içerikli olabilir,
• Yoğun iş temposunun kişide oluşturduğu stres ve yorgunlunluğun azaltılması,
• Sılayı rahim adı verilen sevdiklerinizin görülmesi ve gönüllerinin hoş edilmesi,
• Yanında, kendinizi huzurlu ve mutlu hissettiren kişiler ve yerlerin ziyareti,
• Başta kitap okuma ve ruhsal yorgunluğun giderilmesinde faydalı olan hobilerin, yürüyüşlerin, balık tutmanın vb aktivitelerin hedeflenmesi,
• Yaşadığınız yerde bulamadığınız ürün ve kıyafetlerin dışında sizi mutlu edecek her türlü sizce değeri olabilecek eşyaların temini,
• Belki de asıl özlemini çektiğiniz şey ise aile fertlerinin birbirleriyle nitelikli zaman dilimlerini yakalaması olacaktır.

Tatil planı aynı zamanda kişiler için bir motivasyondur. Bu açıdan her bir kişinin ve ailelerin kısa süreli veya uzun süreli tatil planının olması yıl içerisinde kişileri motive ederek daha canlı ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri açısından önemlidir.

Bir de tatile ekonomik nedenlerden yada başka nedenlerden dolayı sıcak bakamayan kişiler vardır. Bu tür kişi(lerin) hayatı karanlık ve anlamsız hissetmelerinin önüne geçebilmeleri için kendi şartları ve imkanları açısından ne yapabiliri mi düşünmeleri, büyük hedeflerini uygulayabilecek boyuta çekerek mini dahi olsa bir paket tatil programına dönüştürmeleri faydalı olacaktır.

Tatile giderken ki heyecan ve neşenin dönüş yolculuğunda da aynısı kadar olmasa da benzeri duygularda olması için bir sonraki tatil hedeflerinin hep birlikte konuşularak motive olunmasıyle ilişkisi olacaktır.

Mutlu, huzurlu ve sağlıcakla gidilip gelinen tatil dileklerimle…