İnsan duygusal bir varlıktır. Duygularını tanıdığı, hissettiği oranda kendini tanır ve kendini güvende hisseder.
Bazen kendimizi kırılgan, değersiz ve duygusal yalnızlık hisleri içinde buluruz. Bu durum bir çok insan da gelip geçici bir duygusallık olmayabilir. Yani ‘Duygusal Yoksulluk’ olabilir.
Peki!..Duygusal Yoksulluk nedir o halde. Duygusal Yoksulluk, en basit tanımıyla bir kişinin duygularını sağlıklı şekilde yaşayamaması, ifade edememesi veya anlamlandıramaması halidir. Bu kişiler kendi duygularına yabancı hisseder, başkalarının duygusal ihtiyaçlarını da mesela eşinin ya da çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını fark etmekte veya karşılamakta zorluklar yaşar. Psikoloji de bu durum, duygusal ihmal, duygusal açlık, bağlanma sorunlarıyla da ilişkilendirilir.
Bu tür kişiler, ‘Neden böyle hissediyorum bilmiyorum’, ‘sanki kendimi boş, uzak hissediyorum’, ‘yakınlık kurmakta zorlanıyorum’ gibi ifadeleri zihinlerinde sıkça evirip
çevirirler. Aslında yukarı da bahsedilen durumlar kişinin ‘Duygusal Yoksulluk’ içinde yer aldığını gösteren özelliklerdir.
Birlikte olduğu kişilerin duygularını anlamakta zorlanma, duygusal ifade eksikliği gösterme, yakınlık kurmakta ,yakınlaşmakta zorlanma,empati kurmada zorluk yaşama, özellikle de kendine gösterilen sevgiyi almakta ve sevgi vermekte hep bir zorluk, tıkanıklık yaşar.
Mesela; partnerin ne hissettiğini anlamakta zorlanması ‘abartıyorsun’, ‘bunu neden bu kadar büyütüyorsun’ tarzındaki ifadeleri empati de zorlandığının bir işaretidir. Ayrıca Duygusal Yoksulluk yaşayan insanlar, kendini çok yalnız hisseder ama yakınlığı da tehdit gibi algılarlar.
Kaçma-Kovalama döngüsü içine girerler. Bu durum zaman içerisinde partnerinin kendisinden soğumasına, uzaklaşmasına neden olur. İlişkilerde ‘Duygusal Yoksulluğun’ bıraktığı bazı izleri görmek/gözlemlemek mümkündür. Duygusal yoksulluk en çok romantik ilişkilerde görünür hale gelir.
Partneriyle bağ kurmak, yakınlaşmak ister ama bunu nasıl yapacaklarını bilemezler. Yakınlık onlar için güvensiz hissettirdiğinden, ilişki belirli bir derinliğe ulaştığında geri çekilme davranışı ortaya çıkar. Partner bu mesafeyi anlamlandıramaz ve kendisini değersiz hisseder.
Çiftlerde bu mesafe ve kaçınma davranışı ciddi sorunlara ulaşır ve soğuma, ayrılıkla gibi ciddi neticeler verebilir. Bu tür kişilerde, kendini duygusal olarak ifade eksikliği de görülür. ‘Kendinle ilgili ne hissediyorsun’ sorusu onlar için cevaplaması çok zor bir soru gibidir.
Sadece hislerini değil, neye ihtiyaçları olduğunu da ifade edemezler. Duygusal Yoksulluk yaşayan insanlarda kendilerini kalabalıklar içinde yalnız hissetme gibi ilişki içinde bile yalnız hissederler. Yakınlıktan kaçıp sonra yine yakınlık arayarak kısır bir döngü oluştururlar.
Duygusal Yoksunluk yaşayan insanlar nasıl iyileşirler? Aslında bu durum doğuştan getirilen bir durumdan ziyade öğrenilmiş bir duygusal hayatta kalma şeklidir. İyileşmenin yolu ufak ama kararlı adımlar atmaktan geçer. Duyguların isimlendirilmesi en temel adım olmalıdır.
‘Kötü hissediyorum’ yerine ’Kırgınım, gerginim, endişeliyim’ gibi içsel durumunu ifade edebilmek seni iyileştirecektir. Duygusal yoksulluğun çoğu geçmiş yaraların izlerinde saklıdır. Bu izleri bilmek, kabul etmek iyileştirir.
‘Ben böyleyim’ yerine ‘böyle olmama sebep olan şeyler yaşamış olmalıyım demek dönüşüm sağlayacaktır. Duygusal Yoksulluk, kişinin kendi duygularına karşı yabancılaşmasıyla başlayan sessiz bir açlıktır. Bunun içinde sabırla ‘Duygusal Beslenme’ önemlidir. Duygusal temas öğrenildiğinde ilişkiler hem daha sıcak hem de daha güvenli bir hale gelecektir.
Sıcak, kalıcı ve doğru beslenilmiş duygularla baş başa kalmanız dileğiyle..
