Berat Kandili, tövbe ve istiğfar günleri

Berat Kandili, tövbe ve istiğfar günleri

Bu gece Berat Kandili, yarın Çarşamba günü de Berat günü. Bu gece ibadet edilir; dua, tövbe ve istiğfarla gece ihya edilir, yarın da oruç tutulur. Bu günler ve geceler tövbe- istiğfar günleri ve geceleri… Peki, tövbe nedir, istiğfar nedir? Tövbe ile istiğfar arasında fark var mıdır? Biz günlük hayatta ağız alışkanlığı ile “tövbe–istiğfar” der, geçeriz. Fakat

DEVİN YAZAR 07 Nisan 2020 DEVİN YAZAR

Bu gece Berat Kandili, yarın Çarşamba günü de Berat günü.

Bu gece ibadet edilir; dua, tövbe ve istiğfarla gece ihya edilir, yarın da oruç tutulur.

Bu günler ve geceler tövbe- istiğfar günleri ve geceleri…

Peki, tövbe nedir, istiğfar nedir?

Tövbe ile istiğfar arasında fark var mıdır?

Biz günlük hayatta ağız alışkanlığı ile “tövbeistiğfar” der, geçeriz. Fakat tövbe istiğfar arasında fark vardır.

İstiğfar, geçmişte yaptığımız günahlarımız için bağışlanma isteğinde bulunmaktır.

Tövbe ise, gelecekte iyi bir hayat tarzını benimseyip, itaat eden bir kul olacağım demektir.

Tövbe eden kul: “Ben Allah’a yöneldim” demektedir.

Bunun için tövbe zordur. İstiğfar kolaydır.

Tövbe-istiğfar ise, geçmişe pişman olup, sünger çektim. Hayatımda yeni bir sayfa açıp, artık yeni bir hayata başlamaya kesin karar verdim demektir.

Tövbe, kalp amelidir. Kalp ile yapılır.

İstiğfar, dilin ikrarı ile, dil ile söylemekle olur.
Tövbe; insanın yalnız kendisi içindir.

İstiğfar, hem kendisi hem de başkası için yapılır. Özellikle ölmüşlerimiz için mağfiret dilenir yani istiğfar edilir.
Tövbe, geçmişte işlenen günahlardan pişman olup, gelecekte olacaklardan da sakınmaya ciddi söz vermek, karar vermektir.

İstiğfar, işlenmiş olan günahlardan bağışlanma dilemektir.

Tövbe, bir büyük suçtan sonra yapılan eylemden dolayı pişmanlık duyup, geri eski temiz haline dönmek için yapılır.
İstiğfar ise, günlük olaylar içinde, yaratılış amacımıza uygun, bilinçli bir hayat yaşamamaktan dolayı yapılan hatalı davranışların hemen arkasından özür dilemektir.

Nasıl ki elbisemize kir bulaşınca hemen ilk fırsatta onu temizleriz. Aynı şekilde günaha bulaşınca ona uzun ömürlü fırsat tanımadan hemen ilk fırsatta istiğfar ile yıkmalıyız. Tövbe ederek bir daha işlememeye kesin söz vermeliyiz.

İşlemiş olduğumuz günahların ahiret gününde karşımıza çıkmaması için Allah’tan mağfiret diler, yani istiğfar ederiz. Aynı günahları tekrar işlememek için de kalben tövbe eder ve bir daha yapmamaya kesin söz veririz. Bunun için gösterdiğimiz çaba, okuduğumuz dua da kalbimizin temizlenmesine sebep olur.

Tövbe-istiğfar ilişkisine gelince;

Kişi ancak kendi günahından dolayı tövbe edebilir. Başkalarının günahından dolayı da istiğfar edebilir. Yani başkasının affını Allah’tan dileyebilir. Buna mağfiret dileme, istiğfar denilmektedir.

Bazı âlimler, “Tövbenin, istiğfar olmadıkça eksik olacağını, tamam olması için mutlaka istiğfarın da yapılması gerektiğini” söylerler ve bu kanaatlerine şu ayeti delil gösterirler:

Hem Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O’na tevbe edin ki, size takdîr edilmiş belirli bir zamana (ölüme) kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve iyi hareket sahibine, fazlından dünya ve ahirette mükâfatını versin. Eğer imandan yüz çevirirseniz, biliniz ki, ben, başınıza gelecek büyük bir günah azabından korkarım.„ (Hud suresi, 3- Ali Fikri Yavuz)

İstiğfar ve tövbenin zamanı, belirli bir vakti var mıdır?
Bir âyette, “Allah’ın rızası ve cennet nimetleri sabredenlerin, doğruluktan şaşmayanların, huzurda boyun bükenlerin, hayra harcayanların ve seher vakitlerinde istiğfar edip yalvaranlarındır.” (Âl-i Imrân Sûresi,17) buyurulmaktadır.

Bir başka âyette ise; “Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Onlar seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dilerlerdi.” (Zariyat,15-18) şeklinde seher vaktinde yapılan istiğfarın daha sevaplı ve makbul olduğu anlatılmaktadır.
İstiğfar vaktinin kıymetini en iyi bilen Seher Kahramanı Peygamber Efendimiz Sallallahü aleyyhi vesellem:

Allah’u Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca (keyfiyeti bizce meçhul) dünya semasına iner ve şöyle buyurur:

“Mülkün sahibi benim! Kim ki bana duâ ederse, ona cevap veririm. Kim ki benden isterse ona veririm. Kim ki bana istiğfar ederse onu bağışlarım. Tan yeri ağarıncaya kadar bu böylece devam eder. (Sahih-i Buhari,1/ 356)

Rabbim tövbe ve istiğfarları kabul edilen, beratını alan ve tövbesine sadık kalan bahtlılardan eylesin bizleri…