Demokrasi için sokağa çıkmak yeterli mi?

AfD'nin asıl amacı, çok kültürlü toplumu yok edip, bu tür insanları yurt dışında kamplarda sürgün etmek.

MERVE AKAL 29 Ocak 2024 YAZARLAR

AfD’nin gerçek yüzü CORRECTİV’in yaptığı haberle ortaya çıktı. Asıl amaçları çok kültürlü insanları yurt dışında kamplarda sürgün etmek. Sürgün edileceklere, Almanlarda dahil. Ama sadece farklı kültürlerden gelen insanları koruyan Almanlar.

Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ve  aşırı sağcılar, demokrasiye saldırıyor. Yaydıkları yanlış haberlerle demokrasi için tehlike oluşturuyorlar. Demokrasimiz büyük tehlike altında. Hem de İkinci Dünya Savaşı‘ndan beri hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike. Birkaç haftadır milyonlarca insan sokaklara çıkarak, demokrasiye sahip çıktılar. Doğal olarak sokak gösterileri bir süre sonra bitecek. Peki gösteriler bittiğinde ne yapmalıyız?

Hoşnutsuz seçmenler ve AfD paradoksu

AfD partisinin seçmeni gittikçe artıyor. Berlin merkezli, Deutsches İnstitut für Wirtschaftsforschung e. V. (DIW) Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırma, AfD paradoksunu ortaya çıkarttı. AfD paradoksuna göre, AfD siyasetinden en çok AfD’nin seçmenleri zarar görecek. AfD paradoksunun haberi ilk olarak Ağustos 2023 yılında yapıldı. Bazı haberler güncelliğini koruyor, haklı olarak. Bu araştırma AfD partisinin ekonomide aşırı neoliberal bir çizgi takip ettiğini gösteriyor. Ve aynı araştırma, AfD seçmeninin sosyal ekonomik durumuna açılık getiriyor.

Bir Forsa anketine göre, AfD seçmeninin çoğunluğunu kırsal bölgelerde çalışan 45-59 yaş arası, herhangi bir mezhebe mensup olmayan erkekler oluşturuyor. Ayrıca, AfD seçmenindeki işsizler, diğer seçmen gruplarından daha fazla.

Daha önce yapılmış bir habere göre, 45 ile 59 yaş arası grubun yüzde 24’ü, 30 ile 44 yaş arası grubun ise yüzde 21’i AfD’yi seçmek istediğini belirtti.

Çalışanların  yüzde 21’i, emeklilerin yüzde 15’i, sendika üyelerinin yüzde 19’u AfD’yi seçmek istiyor. Üstelik sendikaların çoğunluğu AfD ile aralarına mesafe koymalarına rağmen.

AfDnin sosyal ve ekonomik siyasette bazı görüşleri

DIW Berlin Enstitüsü’nün araştırmasına göre AfD, ekonomide devletinin hareket alanını kısıtlamak ve bu şekilde işçileri daha da serbest ve riskli olacak piyasa şartlarına terk etmek istiyor.

  • Sosyal yardımların azaltılmasını en çok AfD istiyor.
  • Veraset vergisin azaltıp, varlıklı kişilerden alınan varlık vergisinin yükselmesine karşı.
  • Yüksek kazançlı kişilerin dayanışma vergisi ödemesi gerekiyor (Solidaritätszuschlag). AfD dayanışma vergisini tamamen ortadan kaldırmak istiyor.
  • AfD kiracıların daha fazla haklarının korunmasına karşı.
  • AfD, 2021 yılında asgari ücretin 12 Euro’ya yükseltilmesine karşı oy kullanmıştı.
  • Bürgergeld’i azaltarak süresini 6 ay ile kısıtlamak istiyor.
  • İşsizleri ‘Bürgerarbeit’ yani halk işi diye işlerde zorla çalıştırmak istiyor. (Bu zorla çalıştırma bir yerlerden tanıdık geliyor mu?)
  • AfD iklim ve çevrecilikteki ilerlemelere karşı. 2038 yılından itibaren kömür kullanımından aşamalı olarak vazgeçilmesine karşı.
  • İçten yanmalı motorların ortadan kalkmasına karşı.
  • Organik tarıma karşı.
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının artmasına karşı
  • Hava trafiğinin vergilendirilmesine karşı.

Hoşnutsuz seçmen mutsuz oluyor

DIW Berlin Enstitüsü’nün araştırmasına göre, AfD seçmeni diğer seçmenlere göre daha memnuniyetsiz. AfD seçmeni hem kendi hayat standartlarından, hem toplumdan, hem de ekonomiden memnun değil. Üstelik, siyasi ve sosyal aktivitelere katılımlarıda az. Eğer AfD seçilirse, kendi seçmeninin çoğu işini kaybeder, sosyal yardımlardan mahrum kalır ve toplumsal hayata katılmaları ciddi anlamda kısıtlanır.

Demokrasimiz için ne yapılabilir?

Demokrasi fikir ve ifade özgürlüğü demek. Bunu korumak için herkese pay düşüyor. Bunu son yazımdada yazmıştım. Ama şimdi bu konuyla ilgili beyin fırtınası yapmak istiyorum.

En başta siyasilere iş düşüyor. Belkide istemedikleri kadar çok. Radikallere ve radikal partilere en az oyu gençler veriyor. Uzun zamandır oy hakkının 16 yaşa indirilmesi konuşuluyor. Ama bu konuda bir türlü adım atılamadı. Bu hem gençlerin, hem toplumun, hem de siyasilerin faydasına olur. Gençler oy haklarını elde ederse, toplum radikal gruplara karşı daha fazla insana ulaşır. Bununla birlikte siyasiler de yeni seçmen kitleleri kazanır. Üstelik oy yaşının düşürülmesi radikal parti AfD’ye karşı ciddi şekilde vakit kazandırır.

Kırsal bölgelerdeki insanlar için projeler yapılmalı. Onlar unutulmamalı. Oradaki insanların demokratik ve sosyal katılımları desteklenmeli.  Yerel projelerle insanlar düşüncelerini gerçekleştirebilmeli.

Radikal gruplar, internette ve sosyal medya da yanıltma politikalarını sürdürüyor. Galiba onlar gerçekten iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Ama yabancı düşmanlığı insan düşmanlığıdır ve bu asla iyi olamaz. İnternette her okuduğumuza inanmamalıyız ve bu konuda çok dikkatli olmalıyız. Bilgi, tanımadığımız insanların bize sunduğu şeker gibi oldu. Herkesten şeker almamalıyız. Sağlam ve güvenilir kaynaklar hiç olmadığı kadar değerli. Bir kaç tıklama ile bulduğumuz bilgileri kendimiz bile kontrol edebiliriz. Mesela arama motorlarını kullanarak.

Bunun yanında herkes sosyal medyada pozitif yorumlar yazabilir. Demokrasiyi destekleyen pozitif yorumları beğenip, paylaşabiliriz. Demokrasi sosyalleşme ve dayanışma demek. Offline görüşmelerinde yanıltıcı veya radikal sözleri duyunca kibarca cevap verilebilir. Bazende cevap verilmez ama farklı bir şey eklenebilir. İfade özgürlüğünü kullanmak güzeldir.

Bir de Almanca bir deyim var: Leben und leben lassen. Yani, yaşamak ve başkasının yaşamasına izin vermek. ‘Artık bunu da mı söyleyemeyeceğiz’ sezonu çoktan geçti. Farklı görüşleri hoş görmek o kadar güzel bir erdemki! Ama radikal ve yabancı düşmanı söylemler bir görüş değil. Çünkü radikal deyimler, demokrasiye ve yaşama karşı tehlike oluşturuyor.

ÖNE ÇIKANLAR