1 Ağustos 2019 öncesi Türkiye’de sigorta girişi olup yurtdışı borçlanma için 31 Temmuz 2019 tarihine kadar SGK’ya başvuranlar eski mevzuata göre SSK kapsamında borçlanma yapıp emekli aylığına hak kazabiliyorlar. Bu tarihten sonra başvuranların Türkiye’de SSK girişi olup olmamasına bakılmaksızın yurtdışı süreleri SSK kapsamına göre hem daha pahalı hem de daha düşük emekli maaşına mahkûm eden
1 Ağustos 2019 öncesi Türkiye’de sigorta girişi olup yurtdışı borçlanma için 31 Temmuz 2019 tarihine kadar SGK’ya başvuranlar eski mevzuata göre SSK kapsamında borçlanma yapıp emekli aylığına hak kazabiliyorlar.
Bu tarihten sonra başvuranların Türkiye’de SSK girişi olup olmamasına bakılmaksızın yurtdışı süreleri SSK kapsamına göre hem daha pahalı hem de daha düşük emekli maaşına mahkûm eden Bağkur kapsamında borçlandırılıyor.
Yani 31 Temmuz 2019 tarihine kadar SSK kapsamında borçlanma yapanlar konforlu, ucuz ve hızlı SSK trenine binebiliyor. Bu tren bu istasyona bir daha gelmeyecek gibi görünüyor. Bu tarihten sonra başvuranlar ise daha konforsuz, daha pahalı ve daha hızı düşük Bağkur kara trenine binecekler.
Bu nedenle Türkiye’de SSK trenine binmek çok önemli. Ancak bu trene bilenenler de çoğu zaman işlemlerini bilinçsizce veya yardım almadan acele ile yaptığından SGK fırsatı yakalar yakalamaz hukuka aykırı olarak imzasız başvuru, yetkisiz vekaletname, evrak eksikliğini gidermeme, ödeme süresini geçirme, başvuru evrakındaki bilgileri süresinde tamamlamama gibi sebeplerle bunları bindikleri bu trenden atmaya çalışıyor.
İşte bunlardan bir grup da gerçek bir işyeri ve gerçek, fiili bir çalışma olsa dahi yurtdışında iken Türkiye’de sigorta girişinin başlatıldığı kişiler. Bu videomuzda bu sebeple SSK treninden atılan veya atılmak istenen gurbetçilerimize iyi haberlerimiz olacak. Nasıl bir haber mi?
Konuyu mevzuat hükümlerine boğmadan örnekle anlatırsak her zaman daha anlaşılır olur kanaatindeyim.
Örneğin ben Türkiye’de bir avukatlık bürosunda tercüman olarak çalışmak üzere avukat meslektaşımla anlaştım. Lâkin avukat meslektaşım daha ben Almanya’da iken 01.10.2017 tarihinde SGK sigorta işe giriş bildirgemi vererek girişimi yaptı. Ama ben 10.10.2017 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptım ve çalışmaya devam ettim. Sonra avukat meslektaşımla anlaşamadık ve 30.10.2017 tarihinde işten çıktım, işten ayrılış bildirgem de SGK’ya verdi.
Bu durumda 01.10.2017 ile 30.10.2017 tarihleri arasında sigortalıydım ve tüm primlerim yatırıldı. Ancak çalışmalarımın ilk başlamasında yani 01.10.2017 ile 10.10.2017 tarihleri arasında ben yurtdışındaydım Türkiye’de değildim. Sadece 10.10.2017-30.10.2017 tarihleri arasında Türkiye’deydim ve fiili olarak avukatlık bürosunda çalışıyordum.
30.07.2019 tarihinde de bu çalışmalarıma istinaden yurtdışında geçen ve beni 51 yaşında emekli etmeye yeten 5450 günümü borçlanmak üzere yetkili SGK’ya müracaat ettim. Yani bu çalışmama ve 31.07.2019 tarihinden önceki başvuruma binaen konforlu, ucuz ve hızlı SSK trenine bindim.
Ama SGK Mayıs 2020’de yaptığı borçlandırma işleminde benim 5450 günümü Bağkur kapsamında yapmış. Tahakkuk cetveli bu şekilde gelmiş bana. Neden böyle yapmış? Benim Türkiye’de çalışmaya başladığım 01.10.2017 tarihinde yurtdışındaymışım, bu nedenle çalışmam gerçek değilmiş, çalışmalarımın tamamını iptal etmişler. Tabi SSK sigorta girişim kalmadığından beni Bağkur kapsamında borçlandırmışlar.
Evet durumum bu iken ve Bağkur borçlanmamı ödeyip ödememekte tereddüt ederek bu konuda yine SGK’ya güzel bir haber geldi.
Öncelikle her zaman ve her yazımızda yaptığımız gibi böyle bir durumda mevzuat ne diyor ona bakalım.
Bu konuda bize yol gösteren ve yurtdışı servislerinin de işlem yaptığı SGK’nın 2013/11 sayılı genelgesine bakalım.
Bu genelgeye göre Türkiye’de ilk fiili çalışmanın başladığı tarihte yurtdışında bulunan sigortalının Türkiye’de sigortalılığı yani çalışmaları sürerken Türkiye’ye gelse bile tüm SSK sigortalılığının iptal edilecek (benim durumumda olduğu gibi), ama Türkiye’de ilk fiili çalışmanın başladığı tarihte Türkiye’de iken çalışmalar devam ederken yurtdışına çıkılması halinde yurtdışına çıkış tarihine kadar olan SSK’lı çalışmalar kabul edilecek, yurtdışına çıkıldıktan sonraki sigortalılık süreleri iptal edilecek.
Kısacası bana uygulanan genelgenin hükmü bu. Ancak ben tersine, ilk çalışmamın başladığı 01.10.2017 tarihinde Türkiye’de isem ve 10.10.2017 tarihinde yurtdışına çıkmış isem buna rağmen de ben yurtdışında iken sigortalılığım 30.10.2017 tarihine kadar devam etmiş ise bu SSK’lı sigortalılığımın tamamı değil sadece 11.10.2017 tarihinden itibaren 30.10.2017 tarihine kadar kalan olan kısmı iptal edilecek, 01.10.2017-10.10.2017 tarihleri arasında Türkiye’de bulunduğum 10 günlük sigortalı çalışmam kabul edilecek.
Yani emniyet yurda giriş-çıkış kayıtlarına göre Türkiye çalışmalarımın bir kısmında Türkiye’de bir kısmında yurtdışında isem bu çalışmaların dolayısıyla SSK sigortalılığımın tamamının veya bir kısmının iptali ilk işe başladığım tarihte Türkiye’de bulunup bulunmama göre değişiyordu.
Fakat SGK, kendisinden beklenmeyen bir şekilde bu kuralı 19 Haziran 2020 tarihinde yayınladığı diğer bir genelge ile gurbetçi lehine değiştirdi.
Yani benim ilk defa Türkiye’de sigorta girişimin yapıldığı 01.10.2017 tarihinde Almanya’da bulunmama rağmen sigortalılığımın tamamının değil, sadece yurtdışında bulunduğum 01.10.2017-10.10.2017 tarihleri arasındaki sürelerimin iptal edilmesi, Türkiye’ye girdiğim 11.10.2017 tarihinden itibaren çalışmalarım fiili ve gerçek ise 30.10.2017 kadar geçerli sayılmasını hüküm altına aldı.
Bunun anlamı örnekteki benim gibi son anda SSK trenine binen ancak yolda SSK sigorta girişimle ilgili olarak SGK tarafından trenden atılan kişiler için umut oldu. Çünkü bu durumda en azından SSK girişimin bir kısmı kabul edildiğinden artık Bağkur’dan yapılan yurtdışı borçlanmamı bu genelgeyi gerekçe göstererek itiraz edip SSK kapsamına aldırmam mümkün.
SGK’nın bu genelgeyi en azından şu an geriye dönük nasıl uygulayacağı belli olmasa da şayet bu durumda SSK girişi iptal edilen gurbetçilerimiz varsa onlar da itiraz edip haklarını arasınlar. İtirazları reddedilirse kanuni itiraz yollarına başvursunlar.
