Türkiye’de her üç kişiden biri obez

HABER MERKEZİ – Türkiye’de obezitenin en yüksek görüldüğü bölgeler yüzde 37,5 ile Batı Karadeniz, yüzde 36,9 ile Orta Anadolu; en az görüldüğü bölgeler ise yüzde 24,2 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 24,5 ile Orta Anadolu’dur. İstanbul’da obezite oranı ise yüzde 30,7’dir. Nüfusun yüzde 34’ü aşırı kiloludur. Bu oran erkeklerde yüzde 39,9, kadınlarda ise yüzde 27,6. OBEZİTE

PANORAMA - NEWS 24 Ekim 2021 TOPLUM-SAĞLIK

HABER MERKEZİ – Türkiye’de obezitenin en yüksek görüldüğü bölgeler yüzde 37,5 ile Batı Karadeniz, yüzde 36,9 ile Orta Anadolu; en az görüldüğü bölgeler ise yüzde 24,2 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 24,5 ile Orta Anadolu’dur. İstanbul’da obezite oranı ise yüzde 30,7’dir. Nüfusun yüzde 34’ü aşırı kiloludur. Bu oran erkeklerde yüzde 39,9, kadınlarda ise yüzde 27,6.

OBEZİTE ORANLARI

Dünya Sağlık Örgütü 2018-2019 yılı obezite verilerine göre, Türkiye’de her 3 kişiden 1’i obez. OECD ülkelerinde, obezite kaynaklı hastalıkların tedavisi, toplam sağlık harcamalarının yüzde 8,4’ünü oluşturmakta. OECD ülkelerinin verdiği erişkin nüfustaki obez oranı yaklaşık yüzde 19,5-20. Türkiye, bunun üzerinde ve dünyada 4’üncü, Avrupa’da 1’inci sırada yer alıyor.

YETİŞKİNLERDE DURUM

Ülkemizde giderek artan ve önemli halk sağlığı problemlerinden biri olan obezite yetişkinlerde yüzde 31,5 oranında görülüyor. Aktif çalışma hayatına katılımla, bireylerin yemek hazırlama ve tüketimi için ayırdığı sürenin azalmadığı bunun da sağlıksız beslenme davranışına neden olduğunu belirten uzmanlar, maliyeti ucuz besin tercihlerinin obezite, diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve kanser gibi bulaşıcı olmayan kronik hastalıklarda artışa neden olduğuna da dikkat çekiyor. Uzmanlar toplum beslenme rehberlerinin oluşturulmasının da önemini vurguluyor.

BESLENME İLE BİRLİKTE DÜŞÜNME

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Öğretim Görevlisi Esra Tansu da konuyla ilgili şu açıklamalarda bulunmuştu: Geçmişten itibaren beslenme bilimi, yalnızca yiyecek ve içeceklerin bileşenlerine maruz kalmanın doğasını değil, aynı zamanda bunların insan ve hayvan popülasyonlarının sağlık ve iyiliği üzerindeki etkilerini de ele almıştır. Bu nedenle, tüketim kalıplarının genel olarak toplum üzerindeki sonuçlarını incelemeden beslenme düşünülemeyeceği gibi, beslenme biliminin de toplum sağlığı üzerindeki etkisini hesaba katmadan ele alınması zordur.