Araç paylaşım sistemi ve otonom sürüş

Mobili tenin geleceği nasıl görünüyor? YORUM – Mayıs 2050 de geleceğin Almanyası. Schmidt ailesinde  sabah bir hareketlilik başlıyor. Çocuklar anaokuluna ve okula bırakılıyorlar. Bayan Schmidt’in büroya giden yolu onu şehrin bir ucundan diğer ucuna götürüyor. Bay Schmidt ise 30 kilometre uzaklıktaki iş yerine kendini bıraktırıyor. Çocuklar ise servislerle taşınıyorlar. Arabalar artik şoföre ihtiyacı olmayan araçlar

PANORAMA - NEWS 08 Mayıs 2017

Mobili tenin geleceği nasıl görünüyor?

YORUM – Mayıs 2050 de geleceğin Almanyası. Schmidt ailesinde  sabah bir hareketlilik başlıyor. Çocuklar anaokuluna ve okula bırakılıyorlar. Bayan Schmidt’in büroya giden yolu onu şehrin bir ucundan diğer ucuna götürüyor. Bay Schmidt ise 30 kilometre uzaklıktaki iş yerine kendini bıraktırıyor. Çocuklar ise servislerle taşınıyorlar.

Arabalar artik şoföre ihtiyacı olmayan araçlar haline geldiler. Otomatik pilot her zaman en hızlı yolu biliyor. Araçlar tabi ki de elektrikle calışıyorlar. Doğal olarak bu elektrik yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor. Çünkü 2050 yılında Almanya‘da trafikte iklimi koruma adına fosil akaryakıtların artık kullanılmayacağı ve karbondioksit ve zehirli azot oksit salınımının sıfıra düşeceği hedefleniyor.

Elektrikle çalışan robot taksiler: “Bu bugün hayal edebildiğimiz kadarıyla E-mobilitenin son basamağı gibi bir şey. Bu aynı zamanda artık kimsenin hususi bir arabaya sahip olmayacağı anlamına geliyor”, Bergisch Gladbachtaki otomotiv yönetim merkezindeki Stefan Bratzel aktarıyor. Bu durum hükümetin zorla kamulaştırmaya çalıştığından değil, hususi bir arabaya sahip olmanın bir anlamı kalmamasından kaynaklanıyor.

Bugün nasıl görünüyor?

Rakamlar hayal kırıklığı yaratıyor. Onaylanan safkan elektrikli arabaların sayısı geçen yıla göre neredeyse yüzde 8 düşüşle 11 bin 400’e gerilemiş durumda. Toplam onaylanan elektrikli araba sayısı ise 3,4 milyon. Yani pazar payı oranı yüzde 1’den düşük durumda.

Azot oksitlerin kirletici maddelerinin yükü nüfusun kalabalık olduğu bölgelerde AB değerlerinin çok üzerinde seyrediyor. Bunun ana sebebi dizel motorlu araçların yetersiz egzoz temizlikleri. Bu durumun doğruluğunu geçenlerde Alman Çevre Federasyonu da tekrar onayladı.

En az 30 yıl izlenmesi gereken yol nasıl olmali?

Trafik araştırmacılarına göre E- mobilitenin yeni mobilite fikirlerle kombinlenmesi gerekiyor. Bunun en iyi çözümü için ‘‘Araç paylaşım sistemi‘‘ görülüyor. Almanya Ekonomi bakanlığının katkılarıyla hazırlanan ‘‘Renewbility 3‘‘ araştırmalarında trafikteki karbon miktarının 2050 yılına kadarki geçireceği süreç tek tek incelenmiştir.

Alman Hava ve Uzay Bilimleri merkezinden Rita Cyganski‘ye göre daha çok ortak araba kullanımı, trafikteki araç yoğunluğundan kaynaklanan yol tıkanıklığına en iyi çözüm olmanın yanında atmosfere salınan sera gazlarının, gürültünün ve kazaların azalmasını sağlayacaktır.

Daimler şirketi Car2Go ile bu piyasada öncü rol oynuyor. Bmw ve araba kiralama şirketi Sixt’in ortak tasarladığı sistemin ismi ’’Drive Now’’. Bu iki büyük uluslararası çalışan şirket elektrikli arabaların yaygınlaştırılması için büyük çaba harcıyor. Car2Go için yaklaşık bin 300 elektrikli araç 8 ülkede kullanılmak üzere yolda. Bu sayı toplam filonun yüzde onu yapıyor. Drive Now kullanıcıları için Avrupa’nın 11 şehrinde 870 elektrikli araç hizmete hazır durumda. Bunlardan 400 adeti Kopenhag`ta, 140 adeti ise Berlin’de hizmet veriyor. Drive Now araçlarının hepsi 2013 yılından beri on milyon kilometre yol kat etmiş.

Araç paylaşım sistemi hala büyümeyi bekliyor

Etkileyici sayılara rağmen hala bir niş fenomeni söz konusu. Bu yüzden Alman Çevre ve Tabiatı Koruma Birliği’nde trafik uzmanı Jens Hilgenberg şunları talep ediyor: “E-arabaların sayısında acilen bir artış gerekli.” Bu durum şehirlerde kirletici maddelerden kurtulma konusunda büyük bir hafiflemeye yol açacaktır’’

Aynı zamanda bu insanların elektrikli araçlarla temasa geçme korkularını da azaltacaktır. Fakat ekoloji partisinde eleştirel diller de mevcut. Alman Çevre Yardım müdürü Jürgen Resch: “E-Mobil sisteminin serbest dolaşım tekliflerine entegre olma alanında yapılan çalışmalar müşterileri bundan yararlanma konusunda çekingenliğe itiyor” dedi.

Rensch, bir elektrikli arabanın batarya seviyesi yarılanınca kullanıcı tarafından yolda bir yerde bırakıldığı sorununa dikkat çekiyor. Batarya göz göre göre boşalıyor ve bir süre sonra da sıfıra ulaşıyor. Ve bu araba daha sonra çok masraflı olan çekici bir araç tarafından çekilmek zorunda kalıyor. Bu durum araçların uzun süre boyunca kısa kiralamalar için kullanılmaması adına çok temel gerekçe.

Başarıya ulaşmanın şartı daha fazla şarj ünitelerinin kurulması

Sürdürülebilirlikten sorumlu olan BMW menajeri Thiemo Schalk E-mobilitenin başarısını tavuk yumurta paradoksuna benzetiyor. Burada üzerinde durulması gereken esas konu şarj altyapısı.

Şarj üniteleri hala çok seyrek mesafede yapılıyor. Bundan dolayı arabalar çok nadir şarj edilebilen yerlerde bırakılıyor. Thiemo Schalk “Belediyeler şarj ünitelerinin ağlarını geliştirsin. Bizde arac paylaşım sistemindeki elektrikli araçların sayısını yükseltelim.” teklifinde bulunuyor.

Bu imece usulü yaklaşım tarzı bir şehrin E-mobilite de başarıya ulaşmasının temel şartıdır. Elektrikli arabalar onlara verilecek özel park hakları sayesinde daha da çekicilik kazanacaklar. Sonuçta bugün şehir içinde park yeri bulmak araba kullanıcılarının ana sorunlardan biridir.

Hilgenberge göre de elektrik şarj istasyonları büyük rol oynuyorlar. Hilgenberg:”Belediyelerin şarj ünitelerine daha fazla para harcamaları gerekiyor. Bu istasyonlardaki iki şarj ünitesinden biri araç paylaşım sistemi araçlarına rezerve edilebilir. Böylelikle araç sahipleri araçlarını hep aynı istasyona getireceklerdir. Bu da kullanıcılar için bir güven oluşturacaktır.

Enerji bilançosu ve çevre koruma icin büyük bir potansiyel

Farklı senaryolar altında otonom sürüşlü elektrikli arabaların araba paylaşım sistemi ile uyumunu inceleyen Amerikalı araştırmacılar Jaffrey Greenblatt ve Samweg Saxena “filo operasyonu“ sonucuna ulaştılar.

Filo operasyonu ile amaçlanan şehirlere farklı araçların bulunduğu ve bataryalarının da doldurulabileceği büyük istasyonlar kurmak. Böylece halka açık şarj ünitelerine de artık gerek kalmayacak. Kullanıcı müşteri akıllı telefon uygulaması ile istediği aracı seçebilecek ve bu seçtiği araç evinin önüne kadar kendi kendine gelecek. Seçilen araba her zaman temiz, yeni, bataryası dolu ve kullanıma hazır olacak.

Bu nedenle senaryomuzdaki Bayan Schmidt işine giderken tek kişilik hızlı giden bir taşıt kullanırken, Bay Schmidt bizim bildiğimiz limuzine benzer, büro olarak da kullanılabilecek bir taşıt kullanıyor. Schmidt ailesinin 2050 yılında kamp tatiline de gidebileceği elektrikli küçük otobüslerde hiç fena bir fikir değil.