Adaletin vereceği karar mağdurun yakınlarını tatmin eder mi?

Başrollerini Richard Gere (Dennis Peck) ve Andy García’nın (Raymond Avilla) paylaştığı filmi bundan iki hafta önce izleseydiniz ‘ucuz bir Hollywood hikâyesi’ der geçerdiniz. Ancak ABD’nin Minneapolis (Minnesota) kentinde beyaz bir polis memurunun George Floyd adlı adamı boğazına çökmek suretiyle boğduğu gerçeğini göz önüne getirdiğinizde Internal Affairs’deki olaylar gerçeklerinin yanında sönük kalıyor. Filmde Richard Gere tarafından canlandırılan polis

DR. ÜNAL BİLİR 31 Mayıs 2020 PANORAMA-NEWS PAZAR

Başrollerini Richard Gere (Dennis Peck) ve Andy García’nın (Raymond Avilla) paylaştığı filmi bundan iki hafta önce izleseydiniz ‘ucuz bir Hollywood hikâyesi’ der geçerdiniz.

Ancak ABD’nin Minneapolis (Minnesota) kentinde beyaz bir polis memurunun George Floyd adlı adamı boğazına çökmek suretiyle boğduğu gerçeğini göz önüne getirdiğinizde Internal Affairs’deki olaylar gerçeklerinin yanında sönük kalıyor.

Filmde Richard Gere tarafından canlandırılan polis memuru Dennis Peck görünürde işini gayet iyi yapan, hoşgörülü, suça itilmiş Afro-Amerikalı kadınlara iyi davranan, eş(ler)ine ve çocuklarına düşkün bir aile babası. Ancak gerçekte polis üniforması altında sokakları haraca bağlamış, mesai arkadaşının karısını beceren, olaylar sarpa sarınca da karşısına çıkan herkesi göz kırpmadan öldüren akıllı bir cani. Andy García’nın canlandırdığı Raymond Avilla ise polis teşkilatının iç soruşturmalarını yürüten müfettişlerden biri. Raymond meslektaşı Dennis Peck’in ‘ne mal olduğunu’ kısa sürede anlıyor; ama görünürde işini mükemmel yapan, her şeyi kitabına uyduran polisin çevirdiği fırıldakları üstlerine anlatmak, yolsuzluklarını ispatlamak hiç de kolay olmuyor. Raymond Avilla en sonunda Dennis Peck’i kendisini ve karısını yatak odalarında öldürmeden önce haklamayı başarıyor. Ama onca insan öldükten sonra.

Amerikan adaleti yerde yatan, silahsız, kelepçe takılmış bir adamı diziyle boğarak öldüren polis memuru hakkında cinayet davası açtı. Adaletin vereceği karar mağdurun yakınlarını tatmin eder mi, bilinmez. Ancak 17 yaşında ‘delikanlı’ bir kız olan Darnella Frazier sayesinde kamuoyuna yansıyan bu olay buz dağının görünen kısmı bile değil.

Dünyanın her ülkesinde polis, jandarma veya özel güvenlik ‘meşru şiddeti/gücü’ kullanırken yazık ki çoğu kez sınırı aşmakla kalmıyor; elindeki gücü yeri geldiğinde orantısız şekilde, hatta insafsızca kullanıyor. Cep telefonları ve sosyal medya sayesinde günümüzde bunlardan bazen haberdar oluyoruz. Ancak devleti ve kanunları arkasına alan, meşruiyeti sorgulanamayan bu ‘meşru güç’ birçok masum insanın da canını yakıyor.

Evimize giren hırsıza, canımıza kasteden katile karşı teorik de olsa kendimizi savunma hakkı var. Ancak silahı vergi paralarımızla alınan kötü niyetli güvenlik güçlerine karşı tamamen savunmasız hâldeyiz.