Üniversiteler ve müzeler şehri Rotterdam

ROTTERDAM – Hollanda’nın güneybatısında bulunan ülkenin ikinci büyük şehri Rotterdam. Avrupa’nın en büyük limanına sahip. II.Dünya Savaşı’nda Alman hava güçleri tarafından neredeyse tamamı bombalanıp yerle bir edilen şehir, 1950’den 1970’e kadar yeniden inşa edilmiş. Savaş ortamından kısa sürede toparlanan Rotterdam liman şehrinin yanı sıra üniversiteleri ile de öne çıkıyor. ÜNİVERSİTELER: Şehirde en büyüğü “Erasmus Üniversitesi”

PANORAMA - NEWS 21 Mayıs 2018 GEZİ

ROTTERDAM – Hollanda’nın güneybatısında bulunan ülkenin ikinci büyük şehri Rotterdam. Avrupa’nın en büyük limanına sahip. II.Dünya Savaşı’nda Alman hava güçleri tarafından neredeyse tamamı bombalanıp yerle bir edilen şehir, 1950’den 1970’e kadar yeniden inşa edilmiş. Savaş ortamından kısa sürede toparlanan Rotterdam liman şehrinin yanı sıra üniversiteleri ile de öne çıkıyor.

ÜNİVERSİTELER:

Şehirde en büyüğü “Erasmus Üniversitesi” olmak üzere, dört tane üniversite bulunmaktadır. Overblaak caddesi üzerinde bulunan “küp evler”in bulunduğu yere gelebilirsiniz. Blaak Metro İstasyonunun hemen yanındadırlar.

Bunlar: dünyanın en garip 50 binası içinde değerlendirilmektedir. Bu evler: 80’lerin başlarında Piet Blom tarafından: şehrin çatısında yaşamak konseptiyle, 45 derece açılı olarak dizayn edilerek inşa edilmiştir.Mimar Blom; büyük bir şehir içinde bir köy geliştirmek istemiştir ve çeşitli farklı fonksiyonları bulunan bu yapıları yapmıştır.

Dışarıdan çok ilginç olsa da, içine girildiğinde yaşamanın zor olduğunu düşündüren mimari stildir. Çünkü: 100 metre karelik her ev: garip yapısı nedeniyle, bu kadar bir yaşam alanı sunmaz, her yeri köşeli ve üçgen olması nedeniyle hayli eğlenceli görülse de, dediğim gibi, yaşayanlar için pek cazip değildir.

Evlerde: bir kısım ev üniversite binası olarak, bir kısmı ise ailelerin yaşaması için kullanılıyor. Öte yandan: Hollandalılar için bu evlerde yaşamak prestij olarak değerlendiriliyormuş. Küp evlere giriş ücreti 10 eurodur. Kubus (Museum House) denilen ev: küp şeklindeki evlerin alışılmadık ve tam donanımlı bir gösteri evi olarak kullanılmaktadır. İçi: ziyaretçilere, o eğimli duvarlar ile bir küp evde yaşamın nasıl mümkün olduğunu göstermek için düzenlenmiştir.

 BOİJMANS VAN BEUNİNGEN MÜZESİ

Burada: 140 binden fazla eser bulunan geniş bir koleksiyon bulunmaktadır. Bu koleksiyon içinde: antik ve modern sanat eserleri ve tasarımlar bulunmaktadır.

Ancak, bu müzede en ilgi çeken eserler: Rembrandt, Van Gogh, Magritte, Dali, Kokoschka, Leonardo da Vinci, Cornell ve Rubens’e aittir. Özellikle: Oskar Kokoschka ve Van Eyck gibi sanatçıların eserleri ilgi çekiyor.

Ayrıca: Rembrant’ın 1655 yılı yapımı “Kürsüde Titus”, Claude Monet’in 1882 yılı yapımı “Varengeville ile douaniers Hut”, Salvador Dali’nin 1938 yılı yapımı “Afrika İzlenimleri”.

Çizimler ve resimlerden oluşan koleksiyon: dünyanın en önemli koleksiyonlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Evet, yıllık 300 bin ziyaretçi çeken müzeyi sizinde gezmenizi öneririz.

KUNSTHAL ROTTERDAM MÜZESİ:

Şehirde, görmenizi önereceğim en önemli müzedir.

Burada, her yıl 25 yeni sergi düzenlenmektedir. Müze binası: diğer birçok müze binası gibi, başlı başına bir mimari şaheserdir. Mimar Rem Koolhaas tarafından tasarlanan bina: 3300 metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Bina, başlı başına bir sanat eseridir. Müzenin koleksiyonunda ise: eski ve modern sanat eserleri bulunmaktadır.

ERASMUS KÖPRÜSÜ:

Köprü: mimar Ben van Erkel tarafından tasarlanmış ve 1996 yılında Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından açılmıştır. “Kop van zuid” bölgesini, merkeze bağlar ama öte yandan, şehrin ilk köprüsü değildir. Ama şehrin sembollerinden biri olmuştur.

Şehirde satılan birçok hediyelik eşya üzerinde, köprünün resmi bulunmaktadır. Yani bir anlamda, şehrin logosu haline gelmiştir.Adını: 1465-1525 yılları arasında yaşamış, Rönesansla birlikte ortaya çıkan “Hümanizm” akımının öncülerinden yazar Erasmus’tan almaktadır.

Erasmus: Rotterdam’lılar için çok önemlidir ve bu yüzden şehirdeki birçok yere (köprü, hastane, üniversite gibi) onun adını vermişlerdir.Tek direkli olması nedeniyle, Rotterdam’lıların buraya “Swan” yani “Kuğu” dediği köprünün toplam uzunluğu 802 metredir.

Yani, dünyanın en uzun asma köprüsüdür. Aynı zamanda Hollanda’nın en uzun köprüsüdür.Çelikten yapılmış göz alıcı ve asimetrik Pilon (direk) yüksekliği ise: 139 metredir. Çelik köprü: güverte kısa tarafına pilon tarafına 8 ve uzun tarafına bağlı 43 kablo ile dengelenmiştir. Köprü üzerinde: iki kaldırım, iki bisiklet yolu, iki araç yolu ve tramvay rayları bulunmaktadır.

Köprü güvertesinin altında ise: bir dükkan (hediyelik eşyalar satılmaktadır), bir restoran, bir bar ve Erasmus otoparkı bulunmaktadır. Köprünün güney ucunda, gemilerin geçmesine izin vermek için 89 metre uzunluğunda baskül köprü bulunmaktadır. Bu baskül köprü, dünyada türünün en büyük panelini içermektedir.

Köprüyü geçtiğinizde ise, II. Dünya Savaşında: Alman bombardımanından kurtulan üç binadan biri olan ve üzerinde saat bulunan iki yeşil kulesiyle göze batan New York oteli görülmektedir. Özellikle, akşam saatlerinde bu köprü, bir başka güzel oluyor.

Evet: Erasmus köprüsünü arkanıza alarak, mutlaka fotoğraf çektirmelisiniz, çünkü şehre gelenler için bu bir gelenektir. Köprünün bir diğer özel tarafı: köprüye doğru yürürken yerlere dikkatli bakınız. Çünkü: birçok ünlü şahsın ayak ve el izleri: betona gömülmüş olarak görülebilir.

Köprüde, bazı Hollywood filimleri, Red Bul Air Yarışları, dans etkinlikleri ve 2010 yılı Tour de France yarışlarının başlangıcı düzenlenmiştir. Rotterdam maratonu da buradan başlar.Evet, özellikle bu köprüyü bisikletle geçmenizi öneririz.

HOTEL NEW YORK:

Burası: 1880 yılından itibaren Amerika-Hollanda Deniz Yollarının merkez ofisi olarak inşa edilmiştir. En büyük özelliği, 1940 yılındaki Alman bombardımanında, bölgede sağlam kalabilen üç binadan biri olmasıdır. Üzerinde saat bulunan iki yeşil kulesi göze çarpar.

Bölgedeki diğer gökdelen tarzı modern binaların arasında, tezat yaratan ilginç bir görünümü vardır. 5 Mayıs 1993 yılında ise orijinal dekoru kullanılarak 4 yıldızlı ve 72 odalı, 7 konferans suitli otele dönüştürülmüş ve tür ve Rotterdam şehrinin simgesi olarak değerlendirilir. Otelin restoranı 350 kişi kapasitelidir. Ayrıca: Maas bölgesine bakan bir teras bulunmaktadır.

Evet: Amerika’dan gelen gemiler buranın yakınındaki limana yanaşırlarmış ve yeni dünyaya, yeni hayallerle gidecek insanlar yolculuklarına buradan başlarlarmış. Evet, muhteşem bir liman ve şehir manzarasına sahip otelde konaklamasanız bile; otelin restoranı, barı, terası ve kitapçısını gezebilirsiniz.

Hatta: barında bir bira içebilir, restoranında deniz ürünlerinden oluşan bir menüyü, uygun fiyata tadabilirsiniz. Bunların dışında, otelle, nehrin kuzey kıyısındaki eski liman arasında hareket eden hızlı deniz taksileri ve nostaljik ahşap teknelerle güzel bir gezi yapabilirsiniz. Otelin hemen yakınlarında, ucu delikli beton anıt ise: denizlerde hayatını kaybeden Hollandalı denizcilerin onuruna yapılmıştır.

KRALİNGSE PLAS:

Burası; Kralingen bölgesindeki 100 hektarlık bir alanı kaplayan göldür.

Göl çevresinde, su sporları dernekleri bulunuyor. Bu göl çevresindeki minik kafelerde gayet güzel zaman geçirebilirsiniz. Bunlara giderseniz, mutlaka “taze nane” çayı içmelisiniz.

Fas ülkesinde meşhur olan bu çayı, burada da gayet güzel yapıyorlar. Göl çevresindeki alanda, gayet güzel yürüyüş te yapabilirsiniz. Amsterdamlıların bir çoğu: hava güzel olduğunda burada yoğunlaşıyorlar.

MARİTİME MUSEUM ROTTERDAM:

Dünyanın en büyük limanı bulunan şehirde, küçük bir denizcilik müzesi bulunuyor. Ama, bu müze, dünyanın en iyi deniz müzelerinden birisidir. Müze: 1874 yılında kurulmuştur ve Erasmus köprüsüne 5 dakikalık yürüyüş mesafesindedir.

Pazar günleri hariç, müze her gün saat: 10.00-17.00 arasında ziyaret edilebilmektedir. Giriş ücreti, yetişkinler için 7.5 euro, çocuklar için 4 eurodur.

Müzede: denizcilikle ilgili yüzlerce obje sergileniyor. Daimi koleksiyonda bulunanlar: büyük ölçüde sadece bağış ve özel kişiler, şirketler ve fonlardan mali destek sağlanarak elde edilmiştir.

Bu objeler vasıtasıyla: ziyaretçiler, bugünü ve geleceği ve geçmişin denizcilik dünyasını anlayabilmektedirler. Hatta, Rotterdam limanının tarihi hakkında bir film izlemek mümkündür.

1868 yılı yapımı bir donanma gemisi ise, özellikle çocuklar için eğlenceli bir eğitim programı sunuyor. Evet, denizcilik müzesi, tüm ailecek gezebileceğiniz bir yerdir.

MAASTOREN:

Kop van Zuid semtinde bulunan Maas kuleleri: 2006-2010 yılları arasında yapılmıştır ve şehrin en yüksek binasıdır ve şehrin silüetini etkiler. Ama, burası aynı zamanda Hollanda ve Benelüks ülkelerinin de en yüksek binasıdır.

Binanın yüksekliği 161.2 metredir ve diğer bina yaklaşık 100 metre daha düşüktür. Cephe aliminyumdur ve çatı cam kaplıdır. Binanın cephesi: değişik hava koşullarında, gri metalik farklı renkler alır.

Binanın hücre kule çatısı, ilaveten 25 metrelik bir yükseklik daha kazandırır. 44 katlıdır ve bu katlarda, ofisler, evler ve bir otopark bulunmaktadır. Otopark 633 araç kapasitelidir ve 2. ile 10. katlar arasındadır. Bodrum katında da 2 kat otopark olarak ayrılmıştır. Binanın en büyük özelliklerinden birisi de nehir suyu ile ısıtılıp soğutulmasıdır.

EUROMAST:

Burası, Rotterdam şehrinin simge kulelerindendir. Paris şehrindeki Eiffel kulesi, Brüksel şehrindeki Atomium ve burada, Euromast. Otel: Hotel New Yort tarafından işletilmektedir.

Yapı: 1958-1960 yılları arasında: Dünya Bahçecilik Sergisi nedeniyle, Mimar Maaskant Floriade tarafından tasarlanmıştır. Evet, kulenin yüksekliği: 101 metredir. Kulenin iç çapı: 9 metre ve duvar kalınlığı 30 cm’dir.

Kulenin 96. metresinde bir restoran ve gözcü gözlem platformu bulunmaktadır. Kule: 2010 yılında anıt eser olarak koruma altına alınmıştır.

Kulede: yüksek hızlı asansörler var, bunlara binerek kulenin seyir terasına çıkabilirsiniz ve buradan: Lahey ve hatta Antwerpen şehirlerini bile görebilirsiniz. Ayrıca, kulenin tepesinde muhteşem bir manzara eşliğinde yemek de yiyebilirsiniz.

Evet, şehri ziyaret edenlerin mutlaka bu kuleye çıkmalarını öneriyoruz. Son bir not: heyecan arayanlar için: 100 metre yüksekliğindeki bu kuleye, asansörle çıkıp, bir ip yardımı ile tamamen bağımsız olarak aşağıya inebilirsiniz.

Evet, bu inişin süper heyecanlı olduğunu söylememe sanırım gerek kalmıyor. Saatte: 100 km. hızla, 15 saniyede, çapraz aşağıya uzanan kablolar yardımı ile aşağıya inebiliyorsunuz.

ROTTERDAM CİTY HALL:

Rotterdam Belediye Binası: şehirdeki birkaç eski binadan bir tanesidir. Bina: 1914-1920 yılları arasında inşa edilmiştir. Binanın temeli, 15 Temmuz 1915 tarihinde, Kraliçe Wilhelmina Stadhuisplein tarafından atılmıştır. Ancak: 1940 yılında, II.Dünya savaşında, olağanüstü büyük bir bombalamayı atlatmış, sağlam kalabilmiştir.

Yapı: ortasında ana giriş ile bir avlu çevresinde inşa edilmiş, simetrik bir tasarıma sahiptir. Avlu, küçük bir park gibidir ve yapının ortasındadır, buraya caddeden geçilebilmektedir.

Binanın çevresinde yürüyüş yaparsanız: çeşitli özel heykelleri görebilirsiniz. Özellikle: ana girişin iki yanındaki heykeller ilgi çekmektedir. Ana giriş kapısının üzerinde: “Şehirler Bakiresi” ve bunun üzerinde yaldızlı bronz bir heykel görülür. Bu “Barış Meleği” heykelidir.

Evet, bu tarihi belediye binası, rehberli turlarla gezilebilmektedir. Binanın bulunduğu meydan: yani Belediye Meydanı, özellikle akşam saatlerinde popüler bir eğlence alanına dönmektedir.

SS ROTTERDAM:

Bu: şimdiye kadar Hollanda ülkesinde toprak üzerinde inşa edilmiş en büyük yolcu gemisidir. Gemi: 1958-2000 yılları arasında faaliyetini sürdürmüştür. Rotterdam ve Amerika-New York arasında göçmen taşıma ve dünyada kruvaziyer yolcu taşıma için Holland-America Line (HAL) adına 40 yıl kullanılmıştır.

İlk olarak ise, 13 Eylül 1958 tarihinde, bir törenle, Kraliçe Juliana tarafından denize indirilmiş ve 1959 yaz aylarında ilk seferine çıkmıştır. Rotterdam’da inşa edilen gemide, en iyi Hollandalı ustalar görev yapmıştır. 1969 yılında ise, gemi: Karayipler ve Alaska yolculukları için, bazı zengin Amerikalılar tarafından kullanılmış, hatta dünya turları düzenlenmiştir.

Gemi: 1997 yılında SS Rotterdam Premier Cruise tarafından satın alınmıştır. Ancak, bu şirketin ani bir finansal çöküşünün ardından, gemi: bir süre boşta kalmış ve daha sonra: onun Rotterdam limanına dönmesi ve bir turistik otel ve restoran olarak hizmet vermesine karar verilmiştir.

Bir revizyon projesi sonucu, gemi 2008 yılında Rotterdam limanına döner ve günümüzde bir müze gemi olarak ziyaret edilebilmektedir.

Gemiyi gezmek isterseniz: rehberli bir tura katılabilir ve nehir üzerinde bulunan gemide: kent silüetini izleyebilirsiniz. Tur: her gün saat: 10.00-17.00 arasında yapılıyor ve yarım saat sürüyor.

Ücretsiz olan bu ziyaretinizde; gemi içindeki eşsiz oteli ve restoranı görebilirsiniz. Ayrıca: makine odaları, yolcu güverteleri, kaptan odası ve kontrol köprüsü de görülebilir. Hediyelik eşyaların satıldığı dükkandan ise, hatıra olarak bir şeyler bulup satın alabilirsiniz.

MİNİWORLD ROTTERDAM:

Rotterdam Merkez istasyonuna 5 dakikalık yürüme mesafesindedir. Özel araç ile giderseniz hemen yakınında otopark bulunuyor. Burası: Avrupa’nın kapalı alandaki en büyük minyatür noktalarından birisidir.

Her şey hareket halinde gibi görülür. Burada: 27 binden fazla sakini: gündüzün uyanıyor ve bölge hareketleniyor. Akşam olduğunda ise: ( gündüz ile akşam arasında 24 dakika vardır) karanlıkta parıldayan ışıklar, geceyi aydınlatıyor.