İlk defa belediye başkanından doğum günü mesajı aldı

Seksenine merdiven dayadığı bir dönemde, eşiyle birlikte gelmek zorunda kaldığı bir ülkede küçük bir kasabada yaşıyordu. Bu yaşta yeni bir dil öğrenmek için çaba gösteriyordu, ancak hiç de kolay olmuyordu. Komşularıyla evrensel bir dil olan gönül diliyle, kelimelerdeki eksikleri gidererek anlaşabiliyor ve eşiyle birlikte güzel dostluklar oluşturuyorlardı.

Bir gün yaşadıkları kasabanın belediye başkanından bir mesaj aldı. Okuduğunda 80. doğum yılını kutlayan bir mesaj olduğunu anlıyor ve mutluluğunu eşiyle dostuyla paylaşıyordu.

Yaşadığı ruh halini birlikte anlamaya, gözden geçirmeye ne dersiniz?

Benzer bir mesajı bir bankadan, bir meslek kuruluşundan ya da alış veriş yaptığı bir mağazadan aldığında da aynı şekilde sevinir mi idi? Ya da mevki makam, iş güç sahibi olduğu bir dönemde aldığı doğum günü tebrikleri de benzeri bir duyguyu hissettirir mi idi?

Seksenine yaklaştığı bir dönemde göç etmez zorunda kaldığı bu ülkede, hiç ummadığı, beklemediği bir anda belediye başkanından ismine hitaben sevgi, saygı ve samimiyet ifade eden bir mesaj aldığında ise çok mutlu oluyordu.

Neden?

Çünkü insan sadece insan olduğu için değer gördüğünde mutluluğu iliklerine kadar hisseder.

Doğum günleri elbette yakınlarımıza, birlikte yaşadıklarımıza değer verdiğimizi gösterebilmenin çok güzel bir vesilesi olabilir. Tabii ki vesileler toplumlara, kültürlere, inançlara, yaş gruplarına ve daha başka etkenlere göre değişebilir. Dostlarımızın kadrini kıymetini bildiğimizi ortaya koyabilmek için elbette doğum günlerini beklemek zorunda değiliz. Günlük yaşam bu anlamda değerlendirilebilecek bir çok fırsatlar sunar.

Yaşadığımız yerlerdeki mutluluğun mis gibi kokusununun çok uzaklardan bile duyulması ne güzel olur değil mi? O halde en yakınımızdakilerden başlayarak birlikte yaşadıklarımızın kadrini kıymetini bildiğimizi söz ve davranışlarımızla göstermeye ne dersiniz?