Aşk; “Hakk’tan gelen bir iş, halk içinden uçan bir kuştur.”

Hayatı anlamlı hale getiren, sevgiyle güller bitiren, bülbülleri mâşûka yetiren “aşk”tır. “Aşk olmayınca meşk olmaz.” Alevî inanç ve erkânı Allah’a aşkla bağlanmak, O’nu arayıp, bulmak ve ömrünün sonuna kadar da O’nunla bir (cem) olmaktır. Dünyadaki cem âhirette Hakk’ın Cemâl’ni, Dîdâr’ını seyretmekle devam eder. Bu zevke doyum yoktur; ebediyyen sürer. En büyük âşıklar, Allah’ın “sevdiğim” (Habîb’im)

PANORAMA - NEWS 14 Şubat 2021 BLOG

Hayatı anlamlı hale getiren, sevgiyle güller bitiren, bülbülleri mâşûka yetiren “aşk”tır. “Aşk olmayınca meşk olmaz.” Alevî inanç ve erkânı Allah’a aşkla bağlanmak, O’nu arayıp, bulmak ve ömrünün sonuna kadar da O’nunla bir (cem) olmaktır.

Dünyadaki cem âhirette Hakk’ın Cemâl’ni, Dîdâr’ını seyretmekle devam eder. Bu zevke doyum yoktur; ebediyyen sürer.

En büyük âşıklar, Allah’ın “sevdiğim” (Habîb’im) buyurduğu miraç şehsuvârı Muhammed Mustafâ ve onun rûhu, nûru, cismi, eti ve kanı olan İmâm Ali’dir. Dergâhında güller yetiştirip, aşk bülbüllerini yarıştıran Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî’dir.

Geçmişte “Ali kapısından girilip Muhammed şehrine ulaşılan” tekke ve dergâhlar, bugün de Cemevleri bu aşkın mekânlarıdır. Hakk aşkı olmayanlar, dünyevî beklentileri olanlar, şahsını, nefsini düşünenler, kalbini aşk yerine kin ve nefretle dolduranlar aşk ve rızâ şehirlerinde kendilerine yer bulamazlar.

Muhammed postuna oturan pir/mürşit ve Ali postuna oturan rehber aşk ilminin öğreticileridir. Zâkir/âşık cem boyunca mâşûkun (Allâh’ın) kelâmından âyetler/nefes ve deyişler okur.

Kaygusuz Abdal; “Bu dergâha her kim aşk ile gelirse nasîbini alır. Aşkla gelmeyen mahrum kalır.” demektedir. Bu nedenle insanlar gözlemlenmiş, araştırılmış yola, erkâna bağlılık, mürşide sadâkat ve Allah sevgisini hissetmek için “aşk” duygusunu yaşayabilen insanlar, dergâha alınmışlardır. Bu konuda bir kayıt ve şart konulmamıştır. Ancak, aşk ateşinde pişmeyen gönüllerin olgunlaşması da mümkün görülmemiştir.

Kalbi Allah aşkını tatmamış bir tâlibin insanı, hayvanı, çiçeği, böceği, ağacı daha kısacası hayatı sevmesi de mümkün görülmemiştir. Alevî Bektâşî yolunun Anadolu’dan Balkanlara kadar bu denli yaygınlaşmasının nedeni de aşk duygusunun bütün varlığı kuşatan özelliğidir.

Yaradana olan sevgisinden dolayı yetmiş iki millete bir gözle bakan dervişler, yetmiş iki millete de devlet olmuşlardır. Sınırlar ve duvarlar onları durduramamış, kalp ve gönüllerde aşk ve sevgi saltanatı kurmuşlardır. Gül Baba’ların ocağında hayat yolculuğu, sevip sevilmenin verdiği güzellikle çiçek bahçelerinde gezinmeye benzemiştir.

Âşıklar, Allah sevgisi ile yaşamaya alışmışlardır. İstedikleri, bizzat göründüğü için iddialaşma ve kavgalardan uzaklaşmışlardır. İnsanlar, dünyanın malını, mülkünü paylaşmak için tartışıp dururken, onlar Allah aşkı ile doymuşlar, ondan başka şeylere iltifat etmemişlerdir.

Muradlarına kavuşunca, başka isteklerden kurtulmuşlardır. Alevîlerdeki cömertlik, dürüstlük, misafirperverlik, cana yakınlık, fedakârlık ve nezâket gibi duygu ve davranışların temelinde aşk duygusunun verdiği doygunluk bulunmaktadır.

Koyun Abdal’ın nefesinde aşk duygusunun nereden geldiği, insan hayatına neler kattığı şiir diliyle anlatılmaktadır. Aşkı gönle düşüren cemevlerindeki mürşitlerdir.

Aşk dünyayı cennete çeviren, çiğ olan canları pişiren bir duygudur. İnsanı gaflet uykusundan uyandırır; geçici zevklerden usandırır. Koyun Abdal’ın ifadesiyle aşk; “Hakk’tan gelen bir iş, halk içinden uçan bir kuştur.”

AŞK OLSUN AŞKLA GELENLERE! AŞK OLSUN AŞKLA BU FANİ DÜNYADAN GÖÇÜP GİDENLERE! AŞK OLSUN AŞK KAZANINDA PİŞENLERE! GERÇEĞE HÜÜ, MÜ’MİNE YÂ ALİ…

  • Ben bu yolu bilmez idim
  • Aşk gönlüme düşdü gider
  • Aşk elinden dertli gönlüm
  • Kaynayuban taşdı gider
  • Âşık mâşûkunu arar
  • Varup dost iline sorar
  • Bu gönül maksûda erer
  • Bir pire danışdı gider
  • Hani bizden öğüd alan
  • Kalır mı dünyaya gelen
  • Bu dünyayı uçmak kılan
  • Bir aşk ile geçdi gider
  • Aşk oduna düşen kişi
  • Dün ü gün yanmaktır işi
  • Sönmez bağrının ateşi
  • Büryân oldu pişdi gider
  • Aşk oduna yanmaz olan
  • Öleceğin sanmaz olan
  • Göz açıp uyanmaz olan
  • Bir gaflete düşdü gider
  • Bu aşk bana bir düş idi
  • Haktan gelen bir iş idi
  • Koyun Abdal bir kuş idi
  • Halk içinden uçdu gider

Musa Kazım Horasânî