Türkiye’de kaos üreten söylemler

Sosyal Medya’da okudum : Kemalist(!) biri diyor ki: Biri bu ülkede Atatürk’ü sevmiyorsa ben onu asla sevmem, insan olarak bile görmem.. Dinci biri diyor ki: Eğer bu topraklarda biri Hz. Muhammed’i sevmiyorsa onu sevmem, insan bile demem. (Belki kapalı kapılar ardında KATLi VACiP diyen terörist kafalar bile vardır.) İşte bu 2 ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı düşünceler(!)

HÜSEYİN BOZAN 26 Haziran 2022 YORUM

Sosyal Medya’da okudum :

Kemalist(!) biri diyor ki: Biri bu ülkede Atatürk’ü sevmiyorsa ben onu asla sevmem, insan olarak bile görmem..

Dinci biri diyor ki: Eğer bu topraklarda biri Hz. Muhammed’i sevmiyorsa onu sevmem, insan bile demem. (Belki kapalı kapılar ardında KATLi VACiP diyen terörist kafalar bile vardır.)

İşte bu 2 ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı düşünceler(!) Türkiye toplumunda kaosun yıllardır sebebidir.. ve her iki kutup  söylemlerinin dozunu artırarak toplumu böldü, kutuplaştirdi ve böylece POLİTİK RANT elde etti ve etmeye de halen devam ediyor. Maalesef bu söylemlerin ALICISI var bu toplumda.

Ve bu hastalıklı söylem  toplumun bir bütün olmasını yani MİLLET olmasını önlüyor.

Oysa ki..

Olgun bir insan hiç kimseyi kendi sevdiğine zorlamaz, baskı yapmaz..( Çünkü sevgi zorla olan birşey değildir. Kalbi ve zihni bir sürecin sonucudur.)

Velev ki kendi düşüncesinde kesin haklı bile olsa..

İnsan insana ilişkilerde SAYGI esastır. Sevmeyebilirsiniz ancak karşı tarafın değerli bulduğu şahıslara, eğer bir toplumda birlikte yaşayacaksanız, SAYGI duyarsınız, duymak zorundasınız. Herkes farklı bilgi ve tecrübelere sahip.. ve herkes kendi söyleminin HAKİKAT olduğuna kesin inanmış.

Ezcümle toplumda SAYGI giderse, KAOS ortaya çıkar.

Türkiye toplumunun kompartmanlara ayrılmasının ana söyleminin bunlar olduğu akıldan çıkarılmamalı..

Ve unutmayın bu söylemlerin sahibi insanlar toplumun gerçek bölücüleridir, insanların gözyaşlarının ana sebebidir.

Özgürlük, saygı ve birlikte yaşama kültürü yeniden inşaa edilmeli..

PROPAGANDADAN KURTULMAK

Otoriter rejimlerde propaganda makinası harika çalışır. İnsanlar, adeta küçük bir bebeğe NİNNİ söyleyen anne gibi devletin her gün TV’lerde halka NİNNİ SÖYLEYEN gazeteci(!) ve yazarların(!) ya da dizi ve filmlerle hayali korku ve endişelerle manipülasyonlarına maruz kalırlar. Toplumu uyutmak işte böylece mümkün olur. Bu derin bir hipnotik uykudur. Hipnozdan kurtulmanın yolu TV’yi açmamak, tüm manipülatif kirli bilgilere kulakları kapatmaktan geçer.

CEHALET VE MANİPÜLASYON

Diktatörlükler cehaletin hakim olduğu toplumlarda yeşerir. Çünkü cahil insan manipüle edilmeye  en müsait varlıktır.

Manipülasyon makinası çalışırken  kahramanlar hain, hainler ise kahraman yapılır. Sahte düşmanlar üretilir, korku duygusu yayılır. Vatan millet savunması yalanlarına ve bu psikolojik harp oyunlarına cahil halkın pirim vermesi kötülüğün sonlanmamasının sebebidir o topraklarda.