Onkel W. ve hüzünlü davetiye

Bu sabah ulaştı elime mektup, çocukluğumun en güzel dönemini yaşadığım bir Alman köyünün sevilen ve sevimli Marangozu Onkel W. (W. Amcam) ebediyete intikal etmiş. Ben çocukken o da benim şimdiki yaşlarımdaydı. Koskoca köyde, tek Türk ve Müslüman aile bizdik, bize kucak açmışlar, sahip çıkmışlardı ki küçücük bir afacanın kalbini kazanıp onun “Amca” demesini sağlamışlardı. Almanların

PANORAMA - NEWS 08 Mayıs 2018 YORUM

Bu sabah ulaştı elime mektup, çocukluğumun en güzel dönemini yaşadığım bir Alman köyünün sevilen ve sevimli Marangozu Onkel W. (W. Amcam) ebediyete intikal etmiş. Ben çocukken o da benim şimdiki yaşlarımdaydı. Koskoca köyde, tek Türk ve Müslüman aile bizdik, bize kucak açmışlar, sahip çıkmışlardı ki küçücük bir afacanın kalbini kazanıp onun “Amca” demesini sağlamışlardı. Almanların düzen ve dakikliğine yakışır bir şekilde her gün 12.30’da öğlen yemeği yerlerdi, tam 12.50‘de tatlılara geçildiğinde masaya bir servis daha açılırdı.

Geçen sene Noel zamanı yine ziyaret etmiştim, Onkel W. rahatsızdı. Alzheimer başlangıcı tespit edilmesine rağmen eski günleri, yani 40 sene öncesini, yad ettik. İşlerimin yoğunluğu daha sık görüşmemize engeldi ama dostluğumuz yaşıyordu. İyiki de son ziyaretimi ihmal etmemişim, zira bu Noel’de ve sonrakilerde artık görüşemeyecektik.

Almanlar cenaze merasimlerinde siyah rengi tercih ederler. Farklı adet ve törelere saygı gereği dolaptan siyah bir takım elbise çıkardım. Hazırlanırken odayı hüzün ve heyacan karışımı bir duygu yoğunluğu kapladı. Davetiyeyi tekrar gözden geçirdikten sonra eşim beni uğurladı. Hayatımın zor anlarından birisiydi ama bu veda törenini göğüslemeliydim.

Taziye ve defin merasimi, bizim eve yaklaşık 20 dk mesafedeki çocukluğumdan kalan, en güzel anılara ev sahipliği yapan köydeydi. Köyün ortasında küçük bir kilisede, park yeri tıklım tıklım doluydu. Heyecanla içeri girdim. Emeklilik yıllarında kendini dinine adamış olmalı ki, ilkokuldaki sınıf öğretmenim Sayın A. hanımefendi kilise merasimini yönetiyordu. Öncesinde biraz şaşırdım ama oydu, o ve köyün tüm demirbaşları beni farketmişti. Sanırım habersizdiler, ailenin beni unutmayıp davet ettiğinden ve benim de geleceğimden, ama mutluydular.

Bazı gençler ve Onkel W‘nin uzaktan akrabaları bu ortamda bir Türk gördüklerine çok şaşırdılar. Bir Türk‘e papaz ve cenaze sahiplerinin sarılarak hoşgeldin demeleri, şaşkınlıklarını daha da artırıyordu. “Kim bu, kim bu?” sorularına, “Köyümüzün Tarihi” kitabındaki “Anadolu’dan Bir Küçük Adam” makalesinde bahsedilen çocuk işte bu diyorlardı. Köyüm küçüktü ama insanları entellektüeldi. Selamlaştıklarımın arasında üst düzey bir emniyet amiri, bir de milletvekili vardı. Onlar da bu köyün çocuklarıydı.

Hepimiz hüzünlüydük; çok sevdiğimiz, yardım sever, babacan Onkel W‘ye veda zamanıydı. Dikkatle merasimi takip ettim, herşey özenle hazırlanmıştı. Program hiç aksamadan dua ve ilahilerle devam etti. Sözler ve tabirler biz müslümanlarınkiyle sanki aynıydı. Aradaki fark Almanca olmasıydı, aynı Yaradandan bahsediyorlardı.

Onlar beni, ben de onları oldukları gibi sevmiş ve saymıştım! Kilisedeki merasimden sonra defin töreni için beraberce yakındaki mezarlığa yürüdük. Onkel W’nin cenaze töreni en ince detaya kadar düşünülmüş. Zarifçe süslenilmiş mezara küçük bir vinç ile hiç sarsmadan indirdiler. Tek sıra halinde tüm davetliler mezara birer beyaz gül bıraktı.

Aile kahve ve pasta töreni istemediği için biraz muhabbet ettikten sonra dağıldık, sade bir merasim arzulamışlardı ve öyle de oldu. Onkel W’den böyle ayrıldık. Kilisede ve defin esnasında müthiş bir duygu karmaşası yaşadım. Ben nasıl dua etmeliydim, bilemedim. Takıldım kaldım.

Gönlümden şöyle geçti sadece: “Ya Rabb! Ey Rahmet’ul Alemin şu aciz kulun ne diyeceğini şaşırdı, sen kalbini oku, n’olur. Sen Rahman ve Rahim‘sin, biliyorum ve  ben çok üzgünüm. Ben bu insanı, bu insanları çok sevdim. Onlar bana çok iyi davrandılar, benim ilmim ve bilgim şu an bitti; çaresizce sadece üzgün olduğumu ifade etmek istiyorum. İçim parçalanıyor Allah’ım” dedim için için… Başka bir şey diyemedim, hazırlıksızdım. Ne diyeceğimi bilemedim; sevginin, barışın, aşkın yaratıcısı, Yaradanıma sığındım, yetindim!

Yorum: Dursun Bayri