Medeniyet ve İnsan

Acı ve üzüntülerimizle iç içe olduğumuz bu koşullarda Anadolu’nun buram buram toprak kokan sokakları, gül kokan bahçeleri, şehirleri ve güzellikleri ne kadar değer ifade edebilir ki?

Geçmişe ait yapmak isteyip de yapamadığımız birçok şey olsa da gurbette yaşamaya çalışan, hayat, varlık ve medeniyet üçlüsü içerisinde uyum mücadelesi veren bizler için ne kadar önem taşır? İnsan için önemli olan nelerdir? Toprak, vatan, millet ve medeniyet mi yoksa bu kavramların hepsi mi… Biraz kişileştirecek olursak; toprak üzerinde sevdiklerinizle birlikte yaşamak isteği, kimliği ve sınırları belli olan vatan, insanların ve toplulukların oluşturduğu millet, insanlık için zirve yapan bir medeniyetin ferdi olma bahtiyarlığı mı?

Bu sorulara Anadolu’nun bağrından cevap vermek çok zor değil gibi görünmektedir. Hayatın her alanını kucaklayan, insanlar için o gün değer ifade eden, medeniyetlerin izlerini bugün bile taptaze bir şekilde üzerinde taşıyan Anadolu, dimdik ayakta kalmakla cevap vermektedir. Tavuğun kuluçkaya yattığı gibi,  yeni medeniyetlerin bağrında doğması için gün saymaktadır. Üzerinde kurulmuş olup, eski ile yeninin yer değiştirmesiyle tarihin tozlu sayfalarında yer alan medeniyetler onun çocuklarıdır artık.

İsimleri ile birlikte efsaneleşmiş, onun bağrında doğup büyümüş, bulundukları yerlerde çiçek açmış, gelgelelim tabiatı gereği solmuş, solduğu yerde de dün olduğu gibi bugünde aynı şekilde kalmış medeniyetler ancak ziyaretçilerinin eşliğinde yaşamaktadırlar. Gelecek nesillerin mirası olduklarından onların görebilmeleri için de izlenmekte ve korunmaktadır. Kimi medeniyetler bugünde bıraktıkları izlerle kendilerinden söz ettirdiği gibi kimisi de bilinmezliğin içine sürüklenmiş gitmiş durumdadırlar.

Anadolu’da doğup büyüyen her insan farkında olsun olmasın, bir medeniyetin izinden sürüklenip gitmektedir. Bu medeniyetler insanların ortaya koymuş olduğu insanlık projeleridir. Kimisi bunu zulümle, kanla ve savaşla yapar. Kimisi de barışla, ikna ile diyalogla birlikte insan için yapar. İnsan için yapanın mayasında ve temelinde insan hakları, evrensel değerler bulunur. Bu değerlerin getirmiş olduğu huzur, uzun süren bir yaşamın boyutunu ortaya koyar. Diğer türlüsü de yok olup gittiği gibi, türkülere konu olur ve insanlarla birlikte türküler eşliğinde geleceğe dilden dile taşınır. Bu kadar insan üzerinde etki eden medeniyetler nasıl zirveye varmıştır?

Bu projenin içinde ne vardır? Bu medeniyetlerin temelinde hangi sırlar saklıdır? Bu engin sırlar bilinmekte midir? Bu sırlar Anadolu coğrafyasına nasıl etki etmektedir? Anadolu isminin mana bütünlüğüne baktığımızda ‘anaların dolu’ olduğu bir yerde medeniyetlerin ortaya çıkıp süreklilik arz etmesi onların bu projelerle bütünleştiğini göstermez mi?

Medeniyetlerin temelini oluşturan kavramlar nelerdir? Bu sır gibi görünen ama bir anada var olan değerler bütünü hangileridir? Bu değerler sevgi, merhamet, şefkat, hoşgörü, adalet, affedicilik, karşılıklı saygı ve fedakârlıktır. Analarla dolu Anadolu’yu medeniyetlerle tanıştıran, medeniyetler kuran, medeniyetleri zirveye taşıyan ve zirveden indirmeyen anaların değerleri bugün bizim için en önemli meziyetler olarak karşımızda durmakta ve dahi onların her birine bugünkü günde daha çok ihtiyacımız olmaktadır. Ve bizim için en önemli değerler olarak yerini almaktadır.