Asıl yangın

Çiğerlerimiz yangın yeri.. Ve bir soğuk su verenimiz dahi olmadı. Kendi kendine söndü, bize nefes olan, bize şahit ve bizimle büyüyen ağaçlar… Şimdi yenisini ekeriz diyorlar… Bilmiyorlar ki o her bir ağaç, o her bir dal bir memory kart gibi asırların bilgisini aktarıyordu okuyana.. Savaşların, halayların, zikirlerin, sevinçlerin sesi, kokusu kayıtlıydı o ormanlarda… O ormanların

MEHMET ÇAĞLAYAN 06 Ağustos 2021 YORUM

Çiğerlerimiz yangın yeri.. Ve bir soğuk su verenimiz dahi olmadı. Kendi kendine söndü, bize nefes olan, bize şahit ve bizimle büyüyen ağaçlar…

Şimdi yenisini ekeriz diyorlar… Bilmiyorlar ki o her bir ağaç, o her bir dal bir memory kart gibi asırların bilgisini aktarıyordu okuyana..

Savaşların, halayların, zikirlerin, sevinçlerin sesi, kokusu kayıtlıydı o ormanlarda…

O ormanların canlı olduğu anladık ateşler içindeyken, kulak tırmalayan çığlıklarla…

O can ormanlara sahip çıkmayanlar yeni fidanlar dikecekmiş küller üstüne…

Bu orman yangınlarıyla asıl başka yangınlarıda görmüş olduk.

Memleketler plakalar ile, kimlikler doğum yerine göre ayrıştırılmış meğer… En çok yardım çağrılması gereken zamanda, canhıraş şekilde yangın söndürmeye koşmak varken, yol kesip insan avına çıkmak hangi aklın karı…

Milletleri yakan yangın bu asıl…

Şu soru sormak düşer kendimize…

Yangını çıkardı dediğimiz doğu insanı, ne zaman yardımını esirgedi ve ne zaman Ege’nin, Akdenizin güzel insanlarına karşı kinle yaklaştı…

Ötekileştirdiğiniz, farklı isim ve sıfatlarla iftira attığınız insalar olsaydı şimdi orda, nasıl koşardı yardıma.. Kimse Yok mu! denildiğinde, biz varız değip öğretmeni ve öğrencisiyle yetişirdi imdadınıza… Yangını söndürmek için su bulamasa dahi söndürürdü alevleri gözyaşlarıyla..

Bu yangına bakıp, millet olarak yeniden kendimize gelelim. Ateş geldiğinde, ormandaki canlılar gibi hepimizi çığlıklara boğacağını anlayalım.. Ve nedir asıl yangın diye tekrar tekrar düşünelim…