Biz bu inanca ve yola iman ettik, inandık ve ikrar verdik. Bu inanç bize varoluşun cümle sırlarını aşikar eden ve yaşantımızı anlamlı kılan inançtır. Bu yol bizi Hakk’ın hakikatilerine götüren en dosdoğru yoldur. Şek ve şüphe, tereddüt ve güman bizden uzak olandır. Aşk ve tutkuyla, sadakat ve sonsuz güvenle inancı yaşamaya, yolu sürmeye devam edeceğiz.
Biz bu inanca ve yola iman ettik, inandık ve ikrar verdik.
Bu inanç bize varoluşun cümle sırlarını aşikar eden ve yaşantımızı anlamlı kılan inançtır.
Bu yol bizi Hakk’ın hakikatilerine götüren en dosdoğru yoldur.
Şek ve şüphe, tereddüt ve güman bizden uzak olandır.
Aşk ve tutkuyla, sadakat ve sonsuz güvenle inancı yaşamaya, yolu sürmeye devam edeceğiz.
Aldığımız her nefes, attığımız her adım, nazar ettiğimiz her şey ikrarı yansıtacak, yolu yaşatacak.
Giden gider, dönen döner, düşmanlık ve kin besleyen elbette bunda geri adım atmaz.
Bize düşen ise Muhammed Ali’nin nurlu yolunu her şart ve koşul altında hiçbir gerekçenin ve bahanenin arkasına saklanmadan yaşamak ve yaşanması için tüm gayretimizle çalışmaktır.
Şartlar aleyhimize olabilir, ki tarihin hangi döneminde şartlar lehimize oldu ki?
Ve yine tarihin hiçbir döneminde çoğunluk olamadık.
Bütün bu olumsuzluklara karşın bizler yine de tarihte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de Hakk’ı ve hakikati savunmaya, Kalu belada verdiğimiz İkrara layık olmaya devam etmeliyiz.
Her ne olursa olsun, şartlar ne kadar kötü olursa olsun bizler ne kadar gerilemiş olursak olalım şu üç günlük dünya menfaatine karşın kutsal yolumuzdan sapmamalıyız.
Değerlerimizi ve yolumuzu hiçbir menfaat veya zorluk karşısında bırakmamalı aksine daha bir tutku ve bilinçle yolumuza bağlı kalmalıyız.
Bilmeliyiz ki bizler bu inanç ve imana sahipsek, ikrarımıza sadıksak bu yolun sahibi elbette bizleri hem zahirde hem batında hem bu alem de hemde ötelerin en ötesinde asla ve asla yalnız bırakmaz.
Bu inanç ve bilinçli bir kez daha cümle varlığa haykırıyoruz: Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali
