Tutarlılık

Tutarlılık

Yalancılık, tutarsızlık, sahtekârlık, ikiyüzlülük; her çağda ve her insan için utanılması gereken özelliklerdir. Konumu, statüsü, mevkisi ne olursa olsun bu ve benzer davranışları sergileyenlerin hem Hakk’ın hem halkın nazarında zerre kadar kıymeti yoktur. Yalancılıkla, hileyle, üçkâğıtçılıkla belli konumlara erişenlerin iki cihanda da yüzleri kara, başları eğiktir. Çünkü onlar yaşamın gayesine aykırı bir şekilde kötülüğü meşru

REMZİ KAPTAN 12 Nisan 2021 REMZİ KAPTAN

Yalancılık, tutarsızlık, sahtekârlık, ikiyüzlülük; her çağda ve her insan için utanılması gereken özelliklerdir. Konumu, statüsü, mevkisi ne olursa olsun bu ve benzer davranışları sergileyenlerin hem Hakk’ın hem halkın nazarında zerre kadar kıymeti yoktur.

Yalancılıkla, hileyle, üçkâğıtçılıkla belli konumlara erişenlerin iki cihanda da yüzleri kara, başları eğiktir. Çünkü onlar yaşamın gayesine aykırı bir şekilde kötülüğü meşru hale getirmiş, birilerini kötülüğe özendirmiş ve böylece iyiliği değil, kötülüğün yaygınlaşmasına vesile olmuşlardır. Oysa insanın şu dünyadaki gayesi iyilerden olmak, iyiliği geliştirip yüceltmek ve kötülüğü de reddedip lanetlemektir.

Dünyevi hırs, iktidar ve mal biriktirme öyle gözleri kör, kalpleri çorak bırakmış ki mertlik, yiğitlik, tutarlılık yani kısacası insanlık değerleri adeta mumla aranır olmuş durumdadır. Bu değerleri savunan, yaşayan kimseler beceriksizlikle, başarısızlıkla, işini bilmezlikle suçlanır olmuşlar. Belki her çağda böyleydi ama günümüzde adeta zirve noktasına ulaşmış durumdadır. Hal böyledir. Peki ne yapmak gerek?

Kötülük meşru ve olağan karşılanıyor ve buna karşın yiğitlik ve insanlık garipseniyorsa insanlıktan vazgeçmek, kötülüklerin tarafına mı geçmek gerekiyor? Karınca kararınca ve gücümüz oranında iyilerden olmaya, mertçe yaşamaya, dürüstlükle şu kısa ömrümüzü geçirmeye gayret etmeliyiz. Eğer daha da gücümüz varsa kötülüklerden, kötülerden uzak durduğumuz gibi onun meşru hale gelmesine dilimiz ve elimize karşı gelebilmeliyiz.

İnsana yakışan asaleti daima hatırda tutmalı ve bunu yaşamımızda ortaya koymalıyız. Kimseye haksızlık yapmadan, kimsenin hukukunu çiğnemeden yaşamalıyız. Belki o vakit birilerinin nazarında muteber bir konumumuz olmaz ama ötelerin ötesinde ve geçmişten geleceğe iyiliği esas almış olan erenlerin vicdanında yerimiz en müstesna yer olacaktır. Ve o yer hiçbir dünyevilikle kıyaslanamaz.