Şefkatin peşine düşenler

Şefkatin peşine düşenler

Her birimizin peşine takıldığı, sürüklendiği bir çok anısı vardır. Birşeyleri elde etmek veya ona ulaşmak, onu hissetmek arzusu insanı konfor alanından kaldırır ve bir seyyah gibi diyar diyar dolaştırır.

VAHİT GÖZ 18 Haziran 2023 YAZARLAR KÖŞE

İnsan, dünya ile tanıştığı andan itibaren bir arayış içindedir. Kimisi; anne-babasını, kardeşlerini, doğduğu yeri arar kimisi; huzurunu, duygularını, yol arkadaşı eşini, içindeki
cevheri kimisi de; dünyasını, mal- mülkünü, makamını, kariyerini maddesini arar. Ama herkes birşeyler arar. Ve yolun sonunda da kim ne ararsa onu bulur.
Aramak, istemek bulmanın ilk adımıdır. Çünkü geçmişten bugünümüze kadar hep arayanlar bulmuşlardır. Düşünenler keşfetmişlerdir. Dertlenenler, adım atanlar sorunlarını çözmüşlerdir.
Arayış yolcularından bir grupta vardır ki, onlar diğerlerinden çok daha ağır ve kıymetli bir şeyin peşindedirler. Bunu adı: Şefkattir.

Şefkat, bir şeyi yada kişiyi korumak, kollamak, yanına almak, değerli olduğunu hissettirmek, önemlisin mesajını vermektir. Şefkate bugünün çocuk ve gençlerinin çok daha fazla ihtiyacı vardır. Aslında yetişkinlerin ve Ebeveynlerinde buna ihtiyacı vardır. Çoğu yetişkinlerde ve anne-baba rölünü elde etmiş kişilerde kendilerinin de şefkate ihtiyacı olduğu görülür. Kişi almadığı, tatmadığı, hissetmediği duyguyu, davranışı kendi içinde hissedemez. Şefkat duygusunu içselleştirmemiş yetişkin ve ebeveynler ise etrafına ve çocuklarına şefkati aktaramaz. Aktarmak istese bile olmayan, eksik olan bu duyguyu nasıl aktaracağını bilemez.

Şefkat duygusunu yeterince deneyimlememiş bireyler hangi yaşta olurlarsa olsunlar bunun peşine düşerler. Fırsat kollarlar. Her fırsatta az da olsa ilgiyi, değerli olmayı, sevildiğini kendisine hissettiren kişi ve ortamları tercih ederler. Ama herzaman bu açlığını hissederek yaşarlar. Kişi evlenir ama ebeveynlerinden alamadığı şefkati eşinden almaya çalışır, ondan bekler. Yetişkin olur sürekli bu eksikliğini hisseder ve başa sarar. Bir iş yerinde çalışma arkadaşlarına yakınlaşır ve onlardan şefkat bekler. Oysa ki şefkatli çocukların, özgüvenleri tam, beklentileri reel, ilişkileri dengeli bir yaşam tarzları vardır. Kişinin çocukluğunuzda şefkat görmesinin ilerleyen yaşlara pozitif aktarımı olacaktır. Karşılıksız, içinden geldiği gibi sevmek şefkatli ebeveynlerin tarzıdır.
Kişiler özellikle canı yandığında veya işleri yolunda gitmediğinde hissettikleri kötü duygularda, şefkate olan ihtiyacını daha çok hissederler. Yalnızlık hissinde, çaresizlik durumlarında kişi içinde şefkate dair ne varsa kullanmak, görmek ister. Bu duyguyu yüzeyde göremediğinde derinlerde bulmaya çalışır. Bulamadığında ise yaşama dair ümidi, beklentisi iyice azalır. Yaşamın anlamını
kaybedebilir.
Şefkatin peşindeki eğer bir yetişkinse, gizliden gizliye ağlamaları, kızgınlıkları, isyanları pek fazla olur. Ömrünü bir damlacık sevilmeye, ilgi görmeye adamış olarak yaşarlar. İşi, evi, eşi ve çocukları da olsa yine bir yerlerde şefkatin boşluğuyla karşılaşırlar. Şefkat duygusu da diğer duygularımız gibi bizi ayakta tutan ve besleyen bir duygudur. Bu duygunun çocuklarımıza ve gençlerimize ihtiyacı kadar hissettirilmesi daha sağlıklı yarınların ebeveynlerini inşaa edecektir.

Aile ve yetişkin danışmanı Vahit Göz