Ailede danışmanlık ve arabuluculuk neden önemli?

Ailede danışmanlık ve arabuluculuk neden önemli?

Arabuluculuk, en az iki insanın karşılıklı çözüm üretemedikleri sorunlar ile ilgili aracılık, hakemlik görevi üstlenen kişi ya da kurumlar olarak tanımlanabilir. Son yıllarda insanlar arasındaki iletişim sorunlarının çok daha artmış olmasını dikkate de aldığımızda böyle bir görevin çok da anlamsız ve gereksiz olmadığını düşünüyorum. Arabuluculuk ya da günümüz ifadesiyle ombudsmanlık, birçok tartışma konularında netleştirilemeyen veya

VAHİT GÖZ 28 Kasım 2021 RENKKÖRÜ DÜŞÜNCE

Arabuluculuk, en az iki insanın karşılıklı çözüm üretemedikleri sorunlar ile ilgili aracılık, hakemlik görevi üstlenen kişi ya da kurumlar olarak tanımlanabilir. Son yıllarda insanlar arasındaki iletişim sorunlarının çok daha artmış olmasını dikkate de aldığımızda böyle bir görevin çok da anlamsız ve gereksiz olmadığını düşünüyorum.

Arabuluculuk ya da günümüz ifadesiyle ombudsmanlık, birçok tartışma konularında netleştirilemeyen veya tarafların uzlaşamadığı konularda dengeyi sağlama ve tarafları anlaştırma, barıştırma adına üstlenilen gönüllü veya resmi makamlardır.

Aile içinde çözümsüz bırakılan her bir sorun zamanla kar topu etkisi göstererek daha da büyüyerek kadın ve erkeğin gücünü bitiren, ilişkilerini askıya aldıran bir sonuca varabilir. Her ailenin, kendi dinamikleri içerisinde karşılaştıkları sorunları çözme yöntemleri vardır ve bu çoğu kez de diğer ailelerden farklılık gösterir. Ancak aile dinamikleri içerisinde iletişim, saygı ve nitelikli ilişki bağları güçlü olan aileler, kendi içlerinde karşılaştıkları sorunları büyütmeden, karmaşık hale gelmesine fırsat vermeden çözmeyi her zaman başarabilirler. Yeter ki, biraz önce saydığım üç temel dinamik aile yapılarında kırmızı çizgileri olarak yer alsın.

Aileyi oluşturan kadın ve erkek neden sorun yaşar? Sorunsuz bir ailenin olması ne kadar mantıksız ise kadın ve erkeğin oluşturdukları aile ortamlarında da sorun yaşamaları pek doğaldır aslında. Sorunun niteliği, boyutundan ziyade yeni ailede kadın ve erkek karşılaştıkları sorunlarda nasıl bir yol izliyorlar ona bakmak gerekir. Uygun bir ses tonu ile konuşuyorlar mı, tartışma kültürüne sahipler mi, anlayış ve hoşgörülü sorunlara yaklaşabiliyorlar mı gibi birçok sorunun cevabı aile bireylerinin problem çözme yöntemlerini etkilemektedir.

İşin püf noktasında, aile bireyleri arasında ara sıra sorun yaşanması çok normaldir. Normal olmayan şey ise aile bireyleri, sorunlarını çözme konusunda benzin mi döküyorlar yoksa su mu kullanıyorlar ona bakmak gerekiyor. Eğer ki, kadın ve Erkek sorun yaşadıklarında kaçma, küsme, hakaret gibi benzin etkisi yapacak argümanları kullanıyorlarsa işte tam da bu aşamada kendilerinin belirledikleri ya da kurumsal bir arabuluculuk desteği almaları zorunludur.

Arabuluculuk konusunda resmi makamların dışında asıl konuşulması gereken şey aile de kadın ve erkeğin çözemedikleri sorunlar konusunda bir desteğe ihtiyaç duyup duymamasıdır. Çoğunlukla aileler sorunlarını gizleme, yok sayma eğiliminde davrandıklarından, ta ki bu sorunlar karşısında taraflar boşanma aşamasına geldiğinde destek alma ya da arabuluculuk talepleri olmakta.

Kadın ve Erkek, gerçekten hem evliliklerine hem de birbirlerine saygı duyuyor ve değer veriyorlarsa, sorunlarını masaya yatırmayı öğrenmeleri gerekir. Masaya yatırdıkları sorunları kendi başlarına çözemediklerini fark ettiklerinde ya izin verdikleri ölçüde aile de sözü dinlenilen, aklı başında bir büyükten veya bir uzmandan profesyonel destek almaları gerekecektir.

Bu konuda tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, artık eskiden olduğu kadar sözü dinlenilen, kendini yetiştirmiş, gün görmüş, bilgili insan bulmak yok denecek kadar azdır. Ama bu konularla ilgilenen uzman kişilerin bulunması ise o kadar zor değil. İlk adımı atmak her zaman zordur.

Bu nedenle, kadın ve erkek zihinlerindeki ön yargılı düşüncelerden sıyrılabilsin, bu konuda gerekli cesareti gösterebilsin o zaman hem evliliklerini hem de varsa çocuklarını daha güzel yarınlara birlikte taşıyabildiklerini göreceklerdir. Kadın ve Erkek için birinci kural; sorunlarınızı biriktirmeyin ve ertelemeyin. Çünkü, çözülmeyen her sorun başka bir sorunun tetikleyicisi olmaktadır. Birbirinizi değiştirmek yerine bakış açınızı değiştirmeyi, konuşmayı, doğru çözüm yolları konusunda bilinçlenmeyi öğrenmek daha kolay olacaktır.

Tekrar ifade edecek olursam yeter ki; destek konusunda, arabuluculuk konusunda korkmadan, başkaları ne der düşüncesine takılmadan geleceklerini planlasınlar…