Türkiye’de dava ve icra takiplerinde yabancıların teminat gösterme zorunluluğu var mı?

Türkiye’de dava ve icra takiplerinde yabancıların teminat gösterme zorunluluğu var mı?

Türk hukukuna göre menafaati olan herkes Türk mahkemelerinde dava açabilir, açılmış bir davaya katılabilir veya icra dairelerinde alacağına kavuşmak için icra takibi yapabilir. Bu kişilerin Türk vatandaşı veya yabancı olmasının bir önemi yoktur. Ancak dava veya icra takibi yapacak kişilerden yabancı uyruklular bu haklarını kullanırken Türk mahkemesine veya icra dairesine teminat göstermek zorundadır. Yabancı uyruklular

AVUKAT ŞERİF YILMAZ 20 Ocak 2018 AVUKAT ŞERİF YILMAZ

Türk hukukuna göre menafaati olan herkes Türk mahkemelerinde dava açabilir, açılmış bir davaya katılabilir veya icra dairelerinde alacağına kavuşmak için icra takibi yapabilir. Bu kişilerin Türk vatandaşı veya yabancı olmasının bir önemi yoktur.

Ancak dava veya icra takibi yapacak kişilerden yabancı uyruklular bu haklarını kullanırken Türk mahkemesine veya icra dairesine teminat göstermek zorundadır.

Yabancı uyruklular ile ilgili teminat gösterme zorunluluğu 5718 sayılı MÖHUK’un 48.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ‘’Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya takipte bulunan yabancı gerçek veya tüzel kişiler teminat göstermek zorundadır.’’ Yani bu maddeye göre kişinin yabancı vatandaş olması ve hatta vatansız olması yeterlidir.

Bu kişiler dava açarken veya icra takibi yaparken dava şartı olarak mutlaka teminat göstermek zorundadırlar. Bu gösterilmeden davalarının esasına girilemez, icra takipleri kabul edilmez.

Peki zorunluluk bütün yabancılar için mi geçerli? Elbette hayır. Bunu da 48/2 maddedeki düzenlemeden anlamaktayız. Madde 48/2 “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” demektedir. Yani kişinin vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılılık varsa bu teminat istenmez. Karşılık nasıl oluyor? Üç şekilde oluyor. Uluslararası sözleşmeye, kanuna veya fiili duruma dayalı karşılılık esası vardır.

Uluslararası sözleşmeye dayalı karşılılıkta uluslararası çok veya ikili sözleşmelerde teminat gösterme zorunluluğu kaldırılmış olabilir. Bu konuda Türkiye, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine taraf olduğundan, bu sözleşmenin 17. maddesi gereğince sözleşmeye taraf olan diğer ülke vatandaşlarından teminat talep edememektedir.

Bu ülkeler  Almanya, Arjantin, Arnavutluk, Avusturya, Belarus (Beyaz Rusya), Belçika, Bosna-Hersek, Çek Cumhuriyeti, Çin (sadece Makau Özerk Bölgesi), Danimarka , Ermenistan, Fas, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Karadağ, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Norveç, Özbekistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Surinam, Ukrayna, Vatikan şeklinde sıralanabilir.

Bu muafiyet ikili sözleşmelerle de kabul edilmiş olabilir. Örneğin Türkiye; Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, Filipinler, Finlandiya, Gürcistan, Hırvatistan, İngiltere, İran, İsviçre, İtalya, Irak, Kazakistan, KKTC, Kuveyt, Macaristan, Makedonya, Mısır, Moldova, Norveç, Özbekistan, Polonya, Pakistan, Romanya, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tunus, Ürdün ve Yemen ile bu anlamda ikili sözleşmeler imzalamıştır.

Yani bu sözleşmelere taraf örneğin Alman, Avusturya, Danimarka, Belçika, Hollanda ve Fransa vatandaşlarından teminat istenmezken Yunan vatandaşından istenmektedir. Çünkü Yunanistan sözleşmelere taraf değildir.

Burada kısaca değinmek gerekirse yabancılar için teminat gösterme zorunluluğu Alman hukukunda da vardır ve hemen hemen Türk hukuku ile paralel düzenleme ve uygulamalar sözkonusudur.

Alman Medeni Yargılama Kanununun (Zivilprozessordnung) 110 maddesi yabancılara teminat zorunluluğunu düzenlemiştir. İki hukuk ve uygulamadaki ana fark Türk hukukunda yabancının teminat gösterme konusu dava şartı ve hakimce itiraz olmazsa da kendiliğinden gözönüne alınması gerekirken Alman hukukunda teminat gösterme zorunluluğu dava şartı değildir ve tamamen davalı tarafın itiraz etmesi halinde hakim tarafından değerlendirilir.