Almanya'da Alman hukuku alanında yerleşik bir Avrupalı avukat olarak en az üç yıl boyunca kendi menşei ülkesinde "etkili ve düzenli" çalışmış olan herkes, Federal Avukatlar Yasası (BRAO) uyarınca, Bölüm 11 EuRAG uyarınca baroya kabul edilebilir.
Almanya’da avukat olmanın yolu kural olarak Alman Hukuk Eğitimi Kanunu’na (Gesetz über die juristische Ausbildung) göre eğitim veren üniversitelerden en az 5 yıllık hukuk eğitimi almak, altı yazılı ve bir sözlü sınavdan oluşan birinci devlet sınavını kazanarak hukuk fakültesinden mezun olmak, 2 yıllık kamu stajını bitirdikten sonra ikinci devlet sınavını kazanarak sahip olacağınız “adli görevde bulunma yeterlilik ehliyeti (Befähigung zum Richteramt, § 4 S. 1 Nr. 1 BRAO) ”nizle (Dipl.- Volljurist / tam avukatlık ünvanınızla) baroya kabul edildikten sonra mesleğinizi icra edebilirsiniz.
Türkiye’de baroya kayıtlı T.C. vatandaşı Türk hukuku avukatın, Almanya’da avukatlık yapması, Alman Hukuk Hizmetleri Kanunu’na göre “yabancı hukukta yasal hizmet sağlayıcılığı mesleği” olarak tanımlanmaktadır. Gerekli yeterlilikleri karşılamanız ve spesifik başvuru prosüdürlerini tamamlamanız halinde avukat, hukuk danışmanı veya kanuni müşavir olarak yasal hizmetler siciline kayıt edilebilirsiniz.
Bunun haricinde ileri derecede Almanca veya İngilizce bilgisine sahipseniz özel sektörde Alman işverenin hukuk diplomanızı kabul etmesi halinde hukuk bürolarında hukuk uzmanı, hukuk araştırmacısı, hukuk bilgini, hukuk büro asistanı veya kâtip, finans sektöründe hukuk regülatörü (compliance) , risk analisti, müşteri analisti (kyc), karapara aklamanın engelleme iş analisti (aml), kombiyo analisti (FinOps), şirket satın alma (m&a) gibi departmanlarda çalışabilirsiniz. Ancak aldatma suçu kapsamında Alman Ceza Kanunu’nun (Strafgesetzbuch – StGB) 132a maddesine göre yerli veya yabancı resmi veya hizmet unvanlarının, akademik derecelerin ve avukatlık, polislik, askerlik, öğretim üyeliği gibi bazı iş unvanlarının izinsiz olarak kullanımı yasak olduğundan, Unvanlar, Emirler ve Nişanlar Kanunu ( Gesetz über Titel, Orden und Ehrenzeichen – OrdenG) gereği genel halka yönelik mahkemeden izinsiz unvanların kullanımı yoluyla kendilerine özel işlevler, yetenekler ve güvenilirlik görünümü verilmemesi için Türkiye’deki avukatlık ünvanınızı Almanya’da kullanamazsınız. Örneğin Türkiye’de hâkim, savcı veya hukuk profosörü dahi olsanız bu unvanları Almanya’da mahkeme kararı olmadan sözlü dâhide olsa hiçbir şekilde kullanamazsınız.
Türkiye ile Almanya arasında avukatlık mesleğini kavrama ve yaklaşımında çok büyük zihniyet farklılıkları bulunmaktadır. Almanya’da hukuk hizmetleri, Rechtsdienstleistungsgesetz (RDG) isimli Hukuk Hizmetleri Kanunu ve Rechtsberatungsgesetz (RBerG) isimli Hukuk Danışmanlığı Kanunu’na göre sunulmaktadır. Bunun haricinde çeşitli meslek ve oda yasaları bulunmaktadır. Dolayısıyla Hukuk Danışmanlığı, Kanuni Müşavirlik ve Avukatlık birbirinden ayrı kanun koyucu tarafından düzenlenmiş profesyonel hukuk meslekleri olup, avukatlık mesleği kendi aralarında 5 ana kola ve “uzman avukat” denilen kendi arasında 24 tali kola ayrılmaktadır. Bunlar;
Genel olarak Almanya’da hukuk fakültesine girmek kolaydır ama mezun olmak çok zordur. Avukatlık mesleği düzenlenmiş meslek statüsünde olduğu için yabancı hukuk fakültesi diplomasının denkliği de yoktur. Bölge Mahkemeleri ve baro gibi meslek odaları üyelik kabul ve kayıt başvurusu sırasında Mesleki Yeterliliklerin Denkliğinin Belirlenmesi Hakkında Kanun (Gesetz über die Feststellung der Gleichwertigkeit von Berufsqualifikationen – BQFG) ile Mesleki Yeterliliklerin Tanınmasına İlişkin 7 Eylül 2005 Tarih ve 2005/36 EC Sayılı Avrupa Birliği Parlamentosu ve Konsey Direktifi’ne göre diplomanızın tanınması ve mesleki yeterlilik bakımından değerlendirilmesi yapılır. Değerlendirme transkriplere göre yapılmaktadır.
2021 yılında Almanya’da kazanılan emsal bir davaya göre Türkiye Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı‘nın (YÖK), 18 Haziran 2021 tarihli yazısıyla kapatılan Açıköğretim Fakültelerinin Adalet bölümünden mezun olanlar, belli şartlarda Alman Bölge Mahkemelerinde açacakları dava ile apostilli transkrip belgeleri ile diplomalarını iki yıllık hukuk diploması olarak tanıtabilirler. Çünkü Türkiye’deki üniversitelerin meslek yüksekokullarındaki Adalet bölümünden farklı müfretada sahip iki yıllık Adalet bölümünde okutulan derslerin hepsi dört yıllık Hukuk fakültesinde okutulan derslerle birebir aynı olması ve bu bölümden mezun olanların Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile eğitimlerini dört yıllık Hukuk fakültesinde tamamlama imkânının olmasıdır. Burada diğer bir etkende Bologna modeline uygun olarak Almanya’nın Hagen şehrinde bulunan online (çevirim içi) uzaktan eğitim veren Fern Üniversitesi (FernUniversität)’nde hukuk fakültesi bölümünün var olmasıdır. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), Almanya’da açılan bu emsal dava sırasında yaptığı hatayı fark ederek Açıköğretim Fakültelerinin Adalet bölümünü kapattı.
Mantık bakımından Alman Devleti, üniversitelerden alınan akademik derece (diploma) ile mesleki yeterliliği birbirinden ayırmaktadır. Mesleki yeterliliği tanımada da farklı bir anlayış nüansı bulunmaktadır. Bölge Mahkemeleri veya barolara kayıt başvurusu yaparken mesleğinizi ve kişiliğinizi teorik ve pratik olarak ispatlamanız gerekmektedir. Özellikle yabancı hukukçuların mesleki yeterliliğinin tanınmasında, kendi ülkesinde baro kaydı gibi mesleki ruhsatname haricinde mesleğini Almanya’da icra etme konusunda entelektüel birikimine, Alman ekonomisi ve kamu hizmetleri katkısına, temsil yeteneğine ve kişisel olgunluğuna bakmaktadır. Yani herkes hukuk eğitimi alabilir ama Almanya’da her hukukçudan hâkim, savcı, avukat vs. olamaz mantığı yatmaktadır. Bu nedenle Almanya’da yargı mensubu olamayan hukuk eğitimi almış yüzbinlerce kişi özel sektörde hukuk uzmanı veya kamuda adli personel, devlet memuru olarak çalışmaktadır.
Avrupa Birliği’ne (AB) üye bir ülkede, Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) Anlaşması’na taraf başka bir devlette veya İsviçre’de hukuk eğitimi almış olan herkes, Alman hukuku hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunu, avukatlık ruhsatmanesi ile mesleki yeterlilik bakımından en az üç yıl süreyle mesleğini icra ettiğini kanıtlayabilirse, Almanya’da hukuk stajını yaptıktan sonra ikinci devlet sınavında başarılı olurlarsa, Alman hukukunda avukat olabilirler.
Bunun için Alman Hakimler Yasası’nın (DRiG) 112a maddesindeki düzenlemeye göre, İsviçre’nin yanı sıra başka bir AB üye ülkesinden veya AEA’ya taraf olan İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç’ten alacağınız hukuk diplomasıyla da kabul edilebilirsiniz. Mezunlar, mesleki bilgilerinin, denklik testi olarak adlandırılan ilk devlet sınavının devlet bölümünü geçerek edindikleri Alman hukuku bilgileriyle örtüştüğünü kanıtlamalıdır.
Kanıtlama ya ilgili Alman medeni hukuk, kamu hukuku ve ceza hukuku bilgisi doğrudan sunulacak sertifikalardan ve diğer belgelerden kaynaklanır ya da kanıtlama Bölge Adliye Mahkemeleri’ne bağlı Adalet Bakanlığı’nıın sınav ofisince, Bölüm 112a Paragraf 2 DRiG uyarınca yetenek testi adı verilen bir test yapılmasını emreder. Bu durumda sınav bürosunun kararı avukat adayının hangi hukuk alanlarında denklik görmediğine bağlıdır. Bu durum üç hukuk uzmanlığı için de geçerliyse, her üç konuda da yetenek sınavına girmeniz gerekir, aksi halde yalnızca belirli konularda yetenek sınavına girmeniz gerekir.
Birçok federal eyalette mezunların yılda ortalama iki ila üç kez yetenek sınavına girmesi biraz daha yaygındır. Başarı oranı yüzde 50 civarındadır. Birinci devlet sınavının ardından staj ve ikinci sınav sizi bekliyor ve sonrasında bu yoldan avukatlık mesleğine girebiliyorsunuz.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki avukatlar, patent veya mutabakat şeklinde Avrupalı Avukat (Europäischer Rechtsanwalt) olarak baroya üye olma fırsatına sahiptir. Bu mutabakat avukatlık türü Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 16 Şubat 1998 tarihli, 98/5/EC sayılı “hukuk hizmetinin anavatan mesleki ünvanı altında kalıcı olarak diğer Avrupa Birliği üyesi devlette kabul edilmesi” Direktifi (yönergesi) ile Avrupalı avukatların Almanya’da ki faaliyetlerine ilişkin yasanın (EuRAG) düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Almanya’da Alman hukuku alanında yerleşik bir Avrupalı avukat olarak en az üç yıl boyunca kendi menşei ülkesinde “etkili ve düzenli” çalışmış olan herkes, Federal Avukatlar Yasası (BRAO) uyarınca, Bölüm 11 EuRAG uyarınca baroya kabul edilebilir. Bunu yapmak için, Bölüm 12 EuRAG’a göre, dava listeleri aracılığıyla Alman yasalarına göre işlenen davaların sayısı ve türü hakkında kanıt sağlamanız ve baroya ilgili bilgileri sunmanız gerekir. Ancak Almanya’da en az üç yıldır, ancak Alman hukukuna göre daha kısa bir süre için çalışmış olanlar da baroya kabul edilebilmektedir. Bu gibi durumlarda, Bölüm 12 EuRAG uyarınca delillere ek olarak, odanın Alman hukukundaki bilgi ve becerileri kontrol ettiği bir görüşme de bulunmaktadır.
Entegrasyona ek olarak, Bölüm 16 ve EuRAG uyarınca oluşturulacak kanuni müşavirlik veya hukuk danışmanlığı gibi eşdeğer bir mesleki yeterlilik için de başvurabilirsiniz. Bunun ön koşulu, Bölüm 1 EuRaG uyarınca Avrupalı bir avukat mesleğine doğrudan erişim hakkı veren eğitimin tamamlanmasıdır. Daha sonra Almanya’da avukat olmak için gereken bilgiyi kanıtlamanız, CV ve diğer belgeleri ibraz etmeniz gerekmektedir.
Belirli koşullar altında ilgili sınav ofisi, yani ikinci durum sınavından sorumlu olan kurum, yetenek testi adı verilen bir sınav da planlayabilir. Bu ülkede hukuk mesleğiyle ilgili olanlar dışında başka konularda eğitim aldıysanız bu özellikle önemlidir.
EuRAG Bölüm 17’ye göre yetenek testi yalnızca ilgili kişinin mesleki bilgi ve becerileriyle, yani Almanya’da hukuk mesleğini icra edip edemeyeceğiyle ilgilidir. Devlet sınavında olduğu gibi sözlü ve yazılı bölümleri vardır, ancak yetenek sınavı ve birinci devlet sınavından oluşan iki sınav vardır.
Çok fazla bürokratik çabaya katlanmak zorunda kalınsa da, Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) vatandaşları haricinde kalan 3. dünya ülkeleri vatandaşları Alman Federal Avukatlar Yasası’nın (BRAO) 206. Maddesi uyarınca, Dünya Ticaret Örgütü’ne (WHO) üye ülkelerden gelen avukatlar Almanya’da yalnızca menşe ülkelerinin mesleki unvanı altında yabancı hukukta avukat olarak çalışabilirler.
Almanya’da yabancı hukukta hukuk uzmanı (Rechtskundige in einem ausländischen Recht) olarak hizmet vermek isteyen kişiler, tâbi olduğu ülkenin hukuk ve mevzuatına uygun şartları taşımakla yükümlüdür aksi halde avukatlık mesleğini icra edemezler.
Bu arada şunu belirtmek isterim ki, Alman barolarına § 206 BRAO kapsamında kayıtlı sadece 22 tane Türk Hukuku Avukatı, Bölge Yüksek Mahkemelerine kayıtlı 39 tane Türk Hukuku Danışmanı bulunmaktadır.
Alman Adalet Bakanlığı icra dairelerini, kanuni müşavirlik hizmetlerini özelleştirmiş ama bu kamu hizmetini bölge mahkemelerine kayıtlı hukuk danışmanlarına vermiştir. Bunlar;
Almanya’da hukuk danışmanı olmak için genel hatlarıyla “adli görevde bulunma yeterlilik ehliyeti (Befähigung zum Richteramt)”ne sahip avukat veya adalet bakanlığı personeli olmak ve/veya teorik ile pratik olarak mesleğinizi ispatlamak zorundasınız. İcra hizmetleri alanında faaliyet göstermek istiyorsanız avukat veya adli personel olmanız haricinde halk arasında “berufsausbildung” denilen ve üç yıl süren meslek yeterlilik eğitim sertifika sahibi olmanız, iki yıl staj yapmanız ve devlet sınavında başarılı olmanız gerekmektedir.
Yabancı Hukukta Hukuk Danışmanı olmanın diğer danışmanlıklara göre bazı hafifletici kolaylıkları bulunmaktadır. Bunlar yabancı dil sertifikası, meslek eğitim sertifikası, staj muafiyeti gibi ama ancak; Alman Devleti oturma ve çalışma izni olmayan yabancıların başvurularını olumlu sonuçlandırmamaktadır.
Alman Adalet Bakanlığı, Yetişkinlerin Bakımlarına İlişkin Kanun (Gesetz über die Betreuung Volljähriger, Betreuungsgesetz – BtG) gereği profesyonel vasilik ve kayyımlık gibi kanuni müşavirlik hizmetlerini Sulh Hukuk Mahkemelerine kayıtlı hukukçulara devir etmiştir. Kanuni Müşavirler, ayda en fazla üç saate kadar profesyonel vasilik hizmeti verme karşılığında Adalet Bakanlığı’ndan 90, 130 veya 180 Euro alırlar. Müvekkillerini mahkemede temsil ve savunma ile çeşitli haklara sahiptirler.
Kanuni müşavir olmak için teorik ve pratik olarak hukuk bilginizi kanıtlamanız, psikoloji, sosyal pedegog gibi tamamlayıcı mesleki yeterlilik sertifikasına sahip olmak, staj yapmak ve Sulh Hukuk Mahkemelerine sicil kaydı yaptırmanız gerekmektedir. Mahkemeye kayıt sırasında kişisel uygunluk bakımından teorik ve pratik olarak mesleğe yeterliliğinizi ölçmek için sözlü mülakalat uygulanır.
Almanya’da kanuni müşavir olmak, hukuk danışmanı (hukuk müşaviri) olmaktan daha zordur.
Yerinden edilmiş Kişiler ve Mültecilerin İşleri İlgili Kanun’un (Gesetz über die Angelegenheiten der Vertriebenen und Flüchtlinge – BVFG) 10. Maddesine göre etnik köken olarak Alman olarak adlanıyorsanız, hukuk diplomanızı Doğu Avrupa ülkelerinden alsanız bile Alman soyundan geldiğiniz için Alman hukukunda avukat olmak için ilk devlet sınavına girme hakkınız bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa Birliği’nin 01 Ocak 1996 tarihli 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) ile Avrupa Birliği’nin dört temel serbestisinden ikisi olan sermayenin ve malların serbest dolaşımı ile ilgili olarak “Gümrük Birliği” üyesi olmuş, ancak “Kişilerin Serbest Dolaşımı (vize serbestesi, ikametgah)” hakkı verilmemiştir.
Bunun haricinde Türkiye, hizmetlerin serbest dolaşımı sağlayan Avrupa iç pazarındaki hizmet sunumlarına ilişkin 28 Aralık 2006 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin Avrupa Birliği Hizmetler Direktifi (EU-Dienstleistungsrichtlinie 2006/123/EC, Bolkestein Direktifi ya da resmî adıyla Hizmetler ve İç Pazar Yönergesi)’ne de taraf değildir.
Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa Birliği’nde Mallarının Serbest dolaşımı haricinde Kişilerin Serbest Dolaşımı ve (hukuk vs. gibi) Hizmetlerin Serbest Dolaşımı, yasal izne tâbidir.
Teorik olarak Alman Federal Avukatlık Kanunu (BRAO)’nun 206. maddesi uyarınca, Türkiye’de baroya kayıtlı bir Avukat, Almanya’da avukatlık yapabilir kanısı oluşsa da, Almanya’da yabancı (Türk) hukuk hizmetlerinin sunumu veya avukatlık mesleğinin icrası bakımından 28 Aralık 2006 tarihli çatı kanunu olarak kabul edilen Avrupa Birliği Hizmetler Direktifi (2006/123/EC) geçerlidir.
Almanya’da avukatlık yapabilmek, söz konusu kişinin serbest meslek icra edebilmesine imkân veren bir oturum ve çalışma iznine (Erwerbstätigkeit gestattet) sahip olmasına bağlıdır.
Unutmamak gerekir ki Almanya’da avukatlık mesleğini icra etmek isteyen yabancı uyruklu avukatlar öncelikle gerekli oturum ve çalışma izinlerini de tamamlaması gerekir. Avukatlar yalnızca Alman Federal Kanunu kapsamında oturum ve çalışma izinleri başvurusunda bulunma hakkına sahiptirler.
Böyle bir oturum iznine ya da çalışma iznine sahip olmasanız bile Almanya’da bir baroya kabul edilip ve kayıt olduktan sonra 1963 tarihli Ankara Anlaşması ile avukatlık yapmak maksadıyla Türkiye’den Alman başkonsolosluklarına ulusal vize ile oturum/çalışma iznine müracaat etmeniz mümkündür. Ancak Alman baroları kabul ve kayıt işlemleri sırasında sizden oturma ve çalışma izni isteyecektir. Dolayısıyla Türkiye’deki Alman başkonsolosluklarına Almanya’da avukatlık mesleğini icra etmek için “Serbest Meslek Sahibi/Selbständige Ulusal Vizesi”ne başvuru yapabilirsiniz ama Türkiye’nin, hizmetlerin serbest dolaşımı sağlayan Avrupa iç pazarındaki hizmet sunumlarına ilişkin 28 Aralık 2006 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin Avrupa Birliği Hizmetler Direktifi (EU-Dienstleistungsrichtlinie 2006/123/EC, Bolkestein Direktifi ya da resmî adıyla Hizmetler ve İç Pazar Yönergesi)’ne taraf olmadığı için ülkeye giriş için gerekli olan ulusal vize ve akabinde yabancılar dairesinden oturma ve çalışma izni alamazsınız.
Bir başka anlatımla, Alman baroları Almanya’da oturma ve çalışma izni olan yabancı avukatların müracaatlarını kabul etmektedir. Türkiye’deki baroya kayıtlı bir avukat, Almanya’da oturum ve çalışma izni olmasa dahi § 206 BRAO kapsamında avukatlık yapmak maksadıyla Türkiye’den Alman Başkonsolosluklarına oturum ve çalışma iznine müracaat edebilir ama bu yöntemle Alman barosuna kayıtlı olmadıkları için ülkeye giriş gerekli olan ulusal vize ve yabancılar dairesinden oturum ve çalışma izni alamazlar.
Diğer yöntemle Almanya’da Alman Baro Kanunun (BRAO) § 206. maddesi kapsamında avukatlık yapmak için aile birleşimi (evlilik vs.) veya Almanya’da yerleşik bir hukuk bürosunda yabancı hukukta hukuk uzmanı olarak iş sözleşmesiyle oturma ve çalışma izni aldıktan sonra Almanya’da ikametgâhınızın bulunduğu baroya kabul ve kayıt için başvurabilirsiniz.
Sonuç olarak, Almanya’da Alman Baro Kanunun (BRAO) § 206. Maddesi, Türkiye’de baroya kayıtlı T.C. vatandaşı Türk Hukuku avukatın Almanya’da serbestçe avukatlık yapması için usul bakımından tek başına yeterli değildir. İlk yeterlilik kendi nam ve hesabınıza Almanya’da aile birleşimi gibi bir şekilde alacağınız oturma ve çalışma iznine ile başvuru yapmanıza bağlıdır. Çünkü Almanya’da kanunen hukuk hizmetleri sunmak sadece Alman vatandaşlarına, Avrupa Birliği üyesi vatandaşlarına ve Almanya’da yasal oturma ve çalışma izni sahibi yabancılara aittir. Almanya veya Avrupa Birliği dışında ikametgâh eden T.C. vatandaşı gibi avukatların, Alman barosuna kabul ve kayıt için müracaat etmesi, Alman yabancılar dairesi tarafından size oturma ve çalışma izni verilmesini sağlamaz. Almanya’da avukatlık mesleğini icra etmek için Türkiye’deki Alman başkonsolosluklarına “Serbest Meslek Sahibi/Selbständige Ulusal Vizesi”ne başvuru yapmanızda Alman barosuna kabulünüzü sağlamaz.
Diğer bir konu ise Alman Hukuk Hizmetleri Kanunu’na göre “yabancı hukukta yasal hizmet sağlayıcılığı mesleği” olarak tanımlanan Alman barolarına veya bölge mahkemelerine kayıtlı Türk Hukuku Avukatları ve Hukuk Danışmanları bulunmaktadır.
Türkiye’de yerleşik bazı avukatlar rekabet ve hizmet sunumu yasağı olmasına rağmen Almanya’da hukuk hizmeti vermek için Alman hukukunda hizmet veren Türk avukatlar veya hukuk büroları ile iş ortaklığı (kooperationspartner) yapmaktadır. Avrupa iç pazarındaki hizmet sunumlarına ilişkin 28 Aralık 2006 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin Avrupa Birliği Hizmetler Direktifi (EU-Dienstleistungsrichtlinie 2006/123/EC, Bolkestein Direktifi ya da resmî adıyla Hizmetler ve İç Pazar Yönergesi)’ne göre iş ortaklığı (kooperationspartner) sadece Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki avukatlarla mümkündür. Almanya’da Türk hukuku hakkında ihtiyaçlar Alman barolarına veya bölge mahkemelerine kayıtlı Türk Hukuku Avukatları ve Hukuk Danışmanları tarafından karşılanmaktadır. Tespit edilmesi ve şikâyet üzerine Türkiye’de yerleşik avukatlar hakkında Almanya’da unvanların, mesleki işaretlerin ve nişanların kötüye kullanılmasını düzenleyen Alman Ceza Kanunu’nun (Strafgesetzbuch – StGB) 132a maddesine göre bir yıla kadar hapis cezası veya idari para cezası ile ülkeye giriş yasağı uygulanmaktadır.