Tatil çocukların da hakkıdır

Kimi çocuklar, aşırı  derecede enerji doludurlar ve dolayısıyla bu enerjilerini boşaltma ihtiyacı hissederler. Fakat bazı çocuklar, özellikle şehir hayatında beton yığınları arasında yaşayanlar, hayat deneyimleriyle nasıl deşarj olacaklarına kendileri karar veremezler ve büyüklerine yaramazlık gibi görünen davranışları yaparlar. İşte bu durumda onlara meşru zeminler ve imkânlar oluşturmak gerekmektedir. Okulların tatile girmesiyle beraber izine gidip tatil

MEHMET TOY 03 Temmuz 2017

Kimi çocuklar, aşırı  derecede enerji doludurlar ve dolayısıyla bu enerjilerini boşaltma ihtiyacı hissederler.

Fakat bazı çocuklar, özellikle şehir hayatında beton yığınları arasında yaşayanlar, hayat deneyimleriyle nasıl deşarj olacaklarına kendileri karar veremezler ve büyüklerine yaramazlık gibi görünen davranışları yaparlar. İşte bu durumda onlara meşru zeminler ve imkânlar oluşturmak gerekmektedir.

Okulların tatile girmesiyle beraber izine gidip tatil yapma düşüncesi hemen her yerde konuşulmaya başlanır.

Uzun ve yorucu bir senenin ardından güzel bir yerde iyi bir tatil yapmak herkesin hayallerini süsler. Tatil, bir ihtiyaçtır ve aynı zamanda bedenen ve ruhen dinlenmek için bir fırsattır ancak tatil yan gelip yatmak demek değildir. Yıl boyunca yoğun bir tempo ile aynı alanda koşturmak insanı hem bedenen, hem de ruhen yorar.

İmkân nispetinde bu meşguliyetlerden uzaklaşarak biraz rahatlamak ve biraz da diğer alanlara yönelmek için, kısa süreli de olsa tatil insana iyi gelir. Özellikle çocukların maddi ve manevi yönlerinin inkişafı açısından tatil bir fırsattır. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmek gerekir.

Kimi çocuklar, aşırı  derecede enerji doludurlar ve dolayısıyla bu enerjilerini boşaltma ihtiyacı hissederler. Fakat bazı çocuklar, özellikle şehir hayatında beton yığınları arasında yaşayanlar, hayat deneyimleriyle nasıl deşarj olacaklarına kendileri karar veremezler ve büyüklerine yaramazlık gibi görünen davranışları yaparlar.

İşte bu durumda onlara meşru zeminler ve imkânlar oluşturulmalıdır. Bu imkânlar ise çocuğun ilgisini çekecek düzeyde olmalıdır. Aksi takdirde devamlılık arz etmez. En etkili enerji boşalım kaynağı oyun ve spordur. Çocuklar, tatilde gönüllerince eğlenmekten, spor yapmaktan ve oyun oynamaktan mahrum bırakılmamalıdırlar.

Yaşları ne olursa olsun çocuklar, her şeyi oyunla öğrenirler, oyunla rahatlarlar. Oyun oynamaktan mahrum bırakılan çocukların, ders çalışma yeteneğinden de mahrum kalacağı unutulmamalıdır.

Bu konuda İmam Gazali şöyle der: “Çocukların dersten sonra güzel bir şekilde oynamasına izin verilmelidir. Çünkü bu oyun sayesinde çocuk okul yorgunluğunu gidermiş olur. Eğer çocuk tamamen oyundan men edilir ve yalnız derse, öğrenime bağlanırsa, kalbi ölür, zekâsı iptal olur; daima dertli ve sıkıntılı olur.”

Bazı anne babalar tatil döneminde “Nasıl olsa okul yok, ders yok” deyip çocuklarını  çok serbest bırakabilmektedirler. Hayat bir disiplinden ibarettir. Disiplini elden bırakıp boş vermeler başladığı zaman, hayat boş hale gelmektedir.

Özellikle yaz aylarında günün de uzun olması münasebetiyle çocuklar, ailenin gözetiminde daha az kalarak gününü dışarıda geçirirler. Bu zaman zarfında her türlü olumsuz manzaralarla karşılaşabilirler. Bu da çocuğun mana dünyasında derin yaraların açılmasına sebebiyet verebilir.

Tatilde çocukların plan ve programları belli olmalı; gün içerisinde neler yapacaklar, nerelere gidecekler, kimlerle buluşacaklar, ne kadar kitap okuyacaklar, ne kadar oyun oynayacaklar, bütün bunları planlanmalı ve bu plan bir liste haline getirilip takip edilmelidir.

Diğer taraftan çocukların yatma ve kalkma saatlerine dikkat edilmeli (biraz geç olabilir), asla geç yatmalarına müsaade edilmemelidir. 

Çocuklar, yoğun bir okul programının ardından tatile girmenin mutluluğunu yaşarlar. Çocuklar tatilin ilk günlerinde okul kelimesini ya da okulla ilgili hiçbir şeyi duymak istemezler.

Bu durumun bilincinde olarak, en azından tatilin ilk günlerinde çocuklara okuldan bahsedilmemelidir. Ancak aradan biraz zaman geçtikten ve çocuk biraz dinlenip kendisine geldikten sonra, ona ne yapması gerektiği hatırlatılmaya çalışılmalıdır.

Millet olarak kitap okumaya karşı mesafeli duruyoruz. Hiç olmazsa tatilde bu mesafeleri yaklaştırmaya çalışalım. Aslında tatil, kitap okuma alışkanlığının kazanılması için iyi bir başlangıç ve aynı zamanda bir fırsattır.

Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekir. Tatile çıkarken mutlaka kitaplarda götürülmelidir. Bu hususta çocuklar asla ihmal edilmemelidir. Öğrenciliğin unutulmaması, kitaplarla olan bağın kopartılmaması adına, çocuklarında tatilde okumaları gerekir. Bunun için de onların tatil boyunca okuyacakları kitapları olmalıdır.

Sıla-i rahim, kısaca akrabalara kavuşmak demektir. Dinin insana yüklediği vazifeler vardır. Bunların yerine getirilmesine sıla-i rahim denir. Bu vazifeler; akrabaları ziyarete gitmek, yardıma muhtaçsa yardım etmek, hastaysa teselli vermek, yakını ölmüşse taziyede bulunmak, üzüntülü ise üzüntüsüne ortak olmaktır.

Yeni yetişen nesiller bazen uzaklarda olmaları münasebetiyle dede, nine, amca, teyze, dayı, hala sevgisi ve ilgisi görmeden yetişiyorlar.

Hâlbuki dinimiz, akraba ilişkilerinin sıkı tutulması ve kesinlikle ihmal edilmemesi üzerinde durmaktadır.

Hadis-i Şeriflerin ifadesine göre sıla-i rahim ömrü uzatır, mala bereket verir, akrabalar arasında sevgi bağlarını güçlendirir, fertleri bencillik ve yalnızlıktan korur, Allah’ın rızasını elde etmeyi ve O’nun rahmetinin tecellisine mazhar olmayı sağlar.

İşte bu düşüncelerle, bahsi geçen bu kutsal değerlerin çocuğa aktarılması ve bu değerlerin onun yaşamına aksettirilmesi için gayret edilmelidir.

Çocukları tatilde güzel şeylerle meşgul etmek gerekir. Onları Camii’ye götürerek; Kur’ân-ı Kerîm’i okumalarını, sureleri ezberlemelerini ve ilmihal bilgilerini öğrenmelerini sağlamak gerekir.

Diğer taraftan, sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunmalarını teşvik etmek ve bunun için de imkân dâhilinde onlara destek olmak son derece önemlidir.

Tatil süresi boyunca gerek ikamet edilen yerlerde, gerekse gezi güzergâhlarında tarihi mekânlar ve mabetlere uğrayarak, tarihe yön vermiş şahsiyetlerinin ve gönül erlerinin mezar ve türbelerini ziyaret edip hem tarihi bağların kuvvetlenmesi, hem de o mekânların manevi atmosferlerinden istifade edilmesi adına tatil bir fırsat olarak çok iyi değerlendirilmelidir.