Sosyal medya

Sosyal medya

Nedir sizce? Bir hayal mi, oyuncak veya, oyun, tiyatro, eğlence, zaman geçirme aracı… Konuları ne kadar geniş ele almaya çalışsam da kendimden izleri silemiyorum. Sanki en hakiki, gerçekçi, doğru kaynaklara dayanabilmişim gibi düşüncelerimi tekrar eder dururum. Bu nedenle sizlerin görüşlerine ihtiyacım var. Gerçekten dünya vatandaşı olabilmek için, bu yolda ilerleyebilmek, adım adım… Öncelikle şunu demek

SEDAT İLHAN 26 Mart 2023 SEDAT İLHAN

Nedir sizce? Bir hayal mi, oyuncak veya, oyun, tiyatro, eğlence, zaman geçirme aracı…

Konuları ne kadar geniş ele almaya çalışsam da kendimden izleri silemiyorum. Sanki en hakiki, gerçekçi, doğru kaynaklara dayanabilmişim gibi düşüncelerimi tekrar eder dururum. Bu nedenle sizlerin görüşlerine ihtiyacım var. Gerçekten dünya vatandaşı olabilmek için, bu yolda ilerleyebilmek, adım adım…

Öncelikle şunu demek isterim ki, herhangi bir konuda ne düşünüyorsak, bizim için gerçek odur, bizim gerçeğimiz budur.

Herhangi bir hareketimizin veya kabulümüzün iyi veya kötü olması, sonucu ile anlamlı. İyi niyetlerimizle başladığımız faaliyetlerimizin neden güzelliklere yol olmadığı sorgulanmalı yani. Yalnız yaşamıyoruz çünkü. Birbirimizden etkileniyoruz, diğerlerini etkiliyoruz. Yaşanan hadiselerde bizim de hissemiz olabilir. Kendi başımıza gelen her şeyin sorumluluğunu üzerimize almalı zaten. Veya iyi olmak yetmiyor bazen demek ki, daha iyi hatta en iyi olmalı…

Sosyal medya başlığı ile hayatın içine daldım, insanlığın serüvenine, özlemlerimize… Çünkü sosyal medya en az gerçek hayat kadar gerçektir, fazlası var eksiği yok, bence tabii ki…

Hayatı paylaştığımız eşimizin, örnekleri olduğumuz çocuklarımızın, her gün veya sıklıkla selamlaştığımız bakkalımızın, şoförlerimizin, benzincimizin, önderlik yaptığımız iş veya ekip arkadaşlarımızın bilmediği yönlerimizle sosyal medyada varlığımızı gösteriyor olabiliriz.

Sosyal çevremizde bir kabul etme – edilme söz konusudur. Aksi halde dışlanma, dışarıda kalma, ortam değiştirme ile sonuçlanan bir süreç yaşanır. Bahsi geçen kabul etme kavramını aynı şeyleri düşünmek, onaylamak anlamında ele almamalı. Her mahallenin bir delisi vardır yani, gülüp geçtiğimiz…

Sosyal medya bu anlamda özgürce davranabildiğimiz bir ortamdır. Özgürlüğü tabii ki önemsemekteyim. Tarif edilmeli diye not düşerek. Hiçbir kimsenin sevincini veya üzüntüsünü paylaşmak zorunda hissetmeyiz orada mesela. Ama bunu hiçbir özgürlük tanımında bulamayız. Ve yaptığımız veya yapmadığımız her şey bizi anlatır, bizden izleri salar sonsuzluğa, insanlığımızdan bir parçadır onlar. Veya nasıl bir geleceğin bizi beklediğini gösterir, görene, bilene, farkındalığımızca…

Sosyal medya hakkında kötü düşündüğüm, gereksiz gördüğüm izlenimi verdim ise özür. Aksine, önemsemekteyim. Deneme şansı verir çünkü. İletişimi nasıl yönetemeyeceğimizi görebiliriz binlerce kez deneyerek. Tabii ki, her başarısızlıkta diğerlerini tekfir ederek yağ gibi su üstüne çıkmıyorsak veya kendimizi sütten çıkmış ak kaşık bilmiyorsak.

İletişimi yönetmekten bahsediyorum, dikkat ederseniz. Haklı veya haksız olmaktan değil. Zaten herkes kendisine göre haklıdır. Veya iddia etmek anlamsız, hayrolsun…

Bazı hesaplar var, kimseyi takip etmezler.

Bazen önüme düşer paylaşımlar, çocuğuna isim sorarlar, eş ararlar, nasıl bir eş araması gerektiğine dair tavsiyeler isterler. Yorumlara bakarım, döşenmiş yüzlerce dert ortağı, dost…

Yorum yaparlar bazı dostlar. Sanki tekme ile kapıyı kırıp giriyorlar gibi gelir bana, selamsız, anlama, birlikte yaşama gayreti olmadan, amaçsız…

Dikkatimi çeker, dernek başkanı, dergi editörü, şirket sahibi, bilgisayar uzmanı. Bir şeyler sormak isterim, geri dönüş olmaz.

Paylaşımlarında kendimi bulurum, bana dokunan bir şeyler, pozitif veya negatif. Selam veririm. Cinsiyetini söyler selamımı almadan. Bu kadar mı cinselliğimiz ön planda. Veya yaşanmışlıklar…

Evet, herkes haklı dedikten sonra diyecek laf olmamalı. Mutlu mesut yaşamaya devam edebiliriz. Veya var ise bir şikayetimiz, yapabileceklerimiz neler ola ki?