Yönetim – Birey

Yönetim – Birey

Birlikte yaşamayı konuşurken bireyi ele almak? Garip gelmedi ise mutlaka ortada bir gariplik vardır. Bu konuda, mümkün olsa tüm insanların düşüncelerini dinleyebilsem. Veya öyle bir genişletsem düşüncelerimi, hiçbir fikir dışarıda kalmasa… Çünkü merak ediyorum. Bireysel hareket ediyor olabiliriz. Ancak genel anlamda kültürümüzde bireyin yeri yok. Organizasyonlar, söylemler birey olmaya müsaade etmiyor, izin vermiyor, yol olmuyor.

SEDAT İLHAN 13 Kasım 2022 SEDAT İLHAN

Birlikte yaşamayı konuşurken bireyi ele almak? Garip gelmedi ise mutlaka ortada bir gariplik vardır. Bu konuda, mümkün olsa tüm insanların düşüncelerini dinleyebilsem. Veya öyle bir genişletsem düşüncelerimi, hiçbir fikir dışarıda kalmasa…
Çünkü merak ediyorum. Bireysel hareket ediyor olabiliriz. Ancak genel anlamda kültürümüzde bireyin yeri yok. Organizasyonlar, söylemler birey olmaya müsaade etmiyor, izin vermiyor, yol olmuyor. Geçenlerde haddim olmadan bir söz sarfettim bilene, çözüm bulabileceğini düşündüğüm bir dosta. Olgunluğundan dolayı anlamazdan geldi, hüsn-ü zannımdır. Bilenler mi toplumu ifsad ediyor yoksa toplum mu bilenleri? Sokakta ilk karşılaştığımız birisine, sen iyi birisine benziyorsun, bilirsin, şu konuda nasıl davranmalı, diye soralım isterseniz. Şahsımızla ilgili maddi, manevi, gelmiş, gelecek hiçbir bilgisi, öngörüsü olmadan herşeyi anlatıverir, bizim için kararlarımızı alıverir. Ne yazık ki, bilenler bilinmezleri bilme iddiasında ve kimse bundan rahatsız görünmüyor. Çünkü merak ediyorum, gelinen bu noktada beklenen fayda ne ola veya bir sonraki adım bizi nereye götüre…
Yazarken düşünüyorum. Pozitif şeyler yazmaya niyetlenerek başlıyorum her seferinde. Ama olmuyor. Tabii ki ümitliyim, çok güzel şeyler olacak. Ancak öğreneceklerimiz var.
Kadın hakları konusunda düşünce dengelerimi kurabilmek için bir epey gayret ettim mesela. Katıldığım meclislerde bu konuyu dile getiririm yeri geldiğince. Ciddi çalışmalar yapılması gerektiğine inanırım. Konunun kaynağı çok derinlerde çünkü. Ve kadın huzurlu değilse toplum huzurlu olamaz. Bu konuda bir kaç seminer dikkatimi çekti yakında, sevinemedim. Çünkü önyargılarım var. Çünkü farklı konularda yapılmış pek çok hatalar mevcut. Birileri çıkacak, erkeklerin ve kadınların neler yapmaları gerektiğini tarif ediverecek yine. Ve birileri kendisinin haklı olduğunu hissedecek. Kavgalar, boşanmalar devam edecek ne yazık ki…
Şu yazdıklarımı dostların meclisinde dile getirmiş olsam, birileri çıkıp, söyle o zaman nedir çözümün, demesine şaşırmamalı. Çünkü mevcut düşünce yapımız böyle çalışıyor. Bence herkes zihninde ne var ise utanmadan, sıkılmadan, korkmadan söyleyebilmeli. Çözümlerini kendisi bulabilmeli. Özgürce… Bu, bir başkasından etkilenmemeyi, fikir almamayı gerektirmez tabii ki. Duyduğunda, gördüğünde, yaşadığında kendisine ders çıkarmaya çalışan, birey olma yoluna girer. Yaptıkları doğru dahi olsa, iyi niyeti ile insanları Cennete çağırırken bile muhatabını dikkate almayan, bireysel hareket ediyor demektir.
Bireyin özellikleri nelerdir, hangi konuya nasıl tepki verir? Bu konuda kafamda bin bir kavram dolaşıyor ama kağıda dökülmüyor. Çünkü tanımladığımızda birey olamayız. O kadar sade, net, basit bir tanım getirmeliyim ki okuyan herkes, işte, desin ben bunu arıyorum. Hemen hayatında bir şeyleri değiştirmeye karar versin. Ve belki daha da önemlisi, o tanımda kendimi bulabileyim.
Birey sürekli öğrenme modundadır. Her hadise, her rastladığı kişi, iyiler kötüler, hayırlılar hayırsızlar, kuşlar kurtlar, yıldızlar… her şey ona sürekli bir şeyler fısıldar.
Bireyin değerleri vardır. Bir anlamda rijittir. Attığı her adım hedefine yakınlaştırmıyorsa boşuna yaşamış sayar kendisini. Ancak kriterlerini sürekli test eder. Herkese, her hadiseye uygular. Zorluklar ile karşılaştığında veya kriterleri yeterli gelmediğinde onları değiştirmeye veya genişletmeye hazırdır. Bunun gerekliliğine inanır.
Kimseyi kendisine rakip olarak görmez. Bu enaniyet göstergesi değildir. Sadece öğrenmeye, bildiklerini hayata geçirmeye odaklanır. Çünkü rakip görmek bildiklerine ihanettir. Çünkü herkes kendisini koruma refleksi ile hareket eder. Rakip gördüğünde anlaşma şansı yoktur, alışveriş gerçekleşemez. Etkileşim sekteye uğrar. Öğrenme kapısı kapanır.
Birey inanır, inandığını gerçeklemeye çalışır. Bunu her şeye rağmen, tüm negatifliklere karşın yapar, yapmaya gayret eder. Hareketleri söylemlerinden önce gelir. Başkalarının ne düşündüğüne, neler söylediğine takılmaz. Sevginin de, nefretin de sahibine bakan yönleri vardır çünkü, bilir.
Başkalarının neler yapması gerektiğini bilmez, bilmenin faydasızlığını bilir. Nelerin yapılması gerektiğini görüyorsa sorumluluk alır, kendi vazifesidir, inanır. Ve çevresine bakmaz. Yardım eden olsa da, olmasa da, iğne ile kuyu kazma misali, bir akılermezin acube halleri… Yoluna devam eder.
Çok abarttım sanki. Birey olmak isterdim. Öğreniyorum diyerek teselli buluyorum. Aslında herkes öğreniyor…

ÖNE ÇIKANLAR