Hayat felsefem

Hayat felsefem

Akademik bilgi verme kaygısı olmadan sadece düşüncelerimi yazacağım. Konu ile ilgiliyim ama ne denirse, konu benimle ilgili değil. Felsefe yaptığımı düşünüyorum ama felsefeci değilim yani. Kurduğum bu cümleye dönüp bakmak istemiyorum. Anlayan anlamıştır. Mantık hataları var gibi geldi çünkü. Felsefe yapılır mı veya felsefenin düşünmeden farkı nedir, var mı cevabımız? Hayrolsun! Sokaktaki vatandaş olduğumu kabul

SEDAT İLHAN 11 Ekim 2022 SEDAT İLHAN

Akademik bilgi verme kaygısı olmadan sadece düşüncelerimi yazacağım. Konu ile ilgiliyim ama ne denirse, konu benimle ilgili değil. Felsefe yaptığımı düşünüyorum ama felsefeci değilim yani. Kurduğum bu cümleye dönüp bakmak istemiyorum. Anlayan anlamıştır. Mantık hataları var gibi geldi çünkü. Felsefe yapılır mı veya felsefenin düşünmeden farkı nedir, var mı cevabımız? Hayrolsun! Sokaktaki vatandaş olduğumu kabul etmenin rahatlığı ile devam ediyorum.

Genel anlamda konu ile ilgili bazı videolar izledim, kitaplar okudum. Sosyal medyadan bazı felsefecileri tanıdım. Kendi adıma sorularıma cevaplar aradığım için her şeyi irdelediğimden felsefeci olduğum da söylenebilir. Tabii ki felsefe çok geniş bir alan. Çok fazlaca akım var. Ancak modern felsefenin geldiği noktada ben felsefeci olamam. Çünkü cevap aramak felsefenin konusu olmadığı söylenir. Çünkü felsefe sanki elitlerin işi gibi bir anlayıştır yansıtılan. Anlaşılmamaktır marifet, sanki. İlginç!

Matematikçiye sorularınızı sorabilirsiniz, fizikçiye, biyologa, kimyacıya sorabilirsiniz. Eğer gerçekten ilim aşkı var ise teşekkür ederler. Çünkü sorular yeni bilgiler, araştırmalar için en değerli kaynaklardır. Sorumuz olmaz ise neyi araştırabiliriz ki…

Ama felsefe böyle değil. Felsefe sadece soru üretir. Cevap aramak için bir gayreti olamaz(!) Bunu kabul etmek mümkün değil. Ben edemiyorum. Herhangi birisinin, herhangi bir alanda sorusu ile karşılaştığımda ona cevabım yok ise kendimi eksik görüyorum. O soruya kendimce cevap bulmalıyım. Benim hayat felsefem bu…

Felsefe kavramının benim düşünce dünyamdaki karşılığını yazmalıyım. Aksi halde ne konuştuğumuzu anlayamayız, anlaşabilmemiz mümkün olamaz. Felsefe bir düşünce sistemidir bence. Hayat felsefesi deriz mesela. Karşılaştığı hadiselere nasıl tepki vereceği ile ilgili kriterler, formüller bütünüdür bu. Tabii ki, burada iki felsefeden bahsetmek mümkün. Söylemde hayat felsefesi ve yaşamda, fiiliyatta hayat felsefesi. Aynı birey üzerinde ikisi arasındaki farkın azlığı veya çokluğu bir şeylerin göstergesi olmalı. Nedenleri felsefenin konusu veya felsefesizliğin sonucu.

İlim veya herhangi bir gayretimizin en temel motivasyonu hayatı/hayatımızı kolaylaştırmaktır. Bu anlamda, felsefe cevap aradığında bulduğu kriterler ile İslam’ın sınırlarını çizecektir. Eğer İslam hak din ise tabii ki. Trajikomik bir durum değil mi bu? Müslümanlar felsefeden uzak, hak bildikleri değerleri korumak adına. Ve bazıları hak görmedikleri İslam’dan kaçmak için cevapsızlığa mahkum ederler kendilerini.

Kimin neye inandığı veya inanmadığını kritik etmek değildir niyetim. Hep birlikte, mutlu mesut yaşamak mümkün olmalı. Bunun bir yolu olmalı. Farklı şeylere inanmamız buna engel olamaz. Çünkü hepimiz temelde aynı şeyi istiyoruz.

Ve engelimiz, felsefesizliğimiz. BEN merkezli bakış her yerde. Farkındalığımızla ters orantılı ancak. Savaşın kazananı yok. Elimizdeki argümanlar bitmeden hemencecik kavgaya gerek var mı? Anlama gayreti ile yaklaşabildiğimizden emin miyiz muhatabımıza, ne ister bizden? Ya düşünce sistemimizdeki yani felsefemizdeki açmazlarımız? Bilmelerimiz mümkün değilken bilivermelerimiz? Sonuçsuz, ilmin cehaleti ile mesrur yaşamak…

Kavramlara tek taraflı bakıyoruz, vesselam. Herşeyin en iyisini bilen biz(!) Ama çözümsüz. Çünkü çözüm hep birlikte mümkün.

Stoa felsefecileri hakkında birkaç şey dinledim. Stoa sütun demekmiş. Özetle sokakta yapılan sohbetler. Halka açık, halkla birlikte. Felsefenin, ilmin, bilmelerimizin halkın nazarında bir karşılığı olmamasını düşünemiyorum. Evet, birtakım problemler beklenebilir. Üstad, insanların %80’i ehl-i tahkik değildir, der. Yani araştırma yapmaz. Buna rağmen insanların kabulünde veya kabülsüzlüğünde hakikat vardır, denebilir. Veya kabülsüzlüğü cehalet ile tanımlamak, bilmek olamaz.

Bazen dostları dinlerim. Söyleme, göster, yaşa, yaşat diyesim gelir. Bu kadar söylemden sonra samimi isem eğer, sokak sohbetlerine başlamam beklenir. Bildiğim için değil. Öğretmek için hiç değil. Öğrenmek, ben kimim, neyi bilirim, nedir eksiğim. Çünkü halk bilir…