Gündem

Gündem

Gündem dışı kalmaya çalışıyorum ama takip etmiyor değilim. Birkaç hesap var sosyal medyada. Genel gidişatı değerlendirirler. Onlara bakmakla yetiniyorum. Böyle yapmakla bir şey kaybettiğimi sanmıyorum. Ve düşünce dünyamda, yazdıklarımla sürekli çözüm arıyorum. Belki de böylesi daha kolay geliyor bana veya bir kaçamak, yapabileceklerimden… Gerçek olan şu ki, gündem yoğun, kafalar karışık, biriken problemler, problemli düşünceler,

SEDAT İLHAN 27 Şubat 2023 SEDAT İLHAN

Gündem dışı kalmaya çalışıyorum ama takip etmiyor değilim. Birkaç hesap var sosyal medyada. Genel gidişatı değerlendirirler. Onlara bakmakla yetiniyorum. Böyle yapmakla bir şey kaybettiğimi sanmıyorum.

Ve düşünce dünyamda, yazdıklarımla sürekli çözüm arıyorum.

Belki de böylesi daha kolay geliyor bana veya bir kaçamak, yapabileceklerimden…

Gerçek olan şu ki, gündem yoğun, kafalar karışık, biriken problemler, problemli düşünceler, tabular, mahallelerimiz, mahalleciliğimiz… Riskleri düşündükçe hafakan basıyor.

Geçen bir dost ile konuştuk. Beni bilir, ben de onu. Daha güzel organize olabilirdi, dedim. Devlete söz söyletmem, diyerek kesti önümü. Devletsizlik çok daha kötü imiş. Haklı, bence de…

Bir zamanlar bir çalışma arkadaşımı broşür dağıtırken görmüştüm. Benim gördüğümü anlayınca toparlandı nedense. Sanırım direklere yapıştırılmış olan broşürlerdendi elindekiler. Herhangi bir alternatif geliştirmeden mevcut sistemin yıkılmasını isteyen… Garipsemiştim, sloganına da, düşünce sistemini de, çözümsüzlüğünü de, güttüğü davasını savunamamasını da…

Şimdileri bilmiyorum ama şirketlerde değişimin, kalite yönetiminin popüler olduğu yıllardı. Bir toplantı yapmıştık. Değişim lider ister, yönetmek ister demiştim. Genel müdürümüzün yüzü kıpkırmızı olmuş, sonradan bir arkadaş söyledi. Benim densizliğim denilebilir bu yaşanmışlığa, kabulümdür. Kapatılabilir mi konu, herkes mutlu mesut yaşamaya devam edebilir mi böylece?

Belki lideri tarif etmeli öncelikle. Neden ben genel müdürü lider görmedim ki acaba? Veya neden ben bir lidermiş gibi davranarak değişimi sessiz sedasız yönetmeye talip olmadım… Liderin tanınması, makam arabası, extra primler ve benzeri şirket imkanları, sekreteri olması şart mıdır?

Evet, bence de devletsizlik daha kötüdür, kaostur. Ve zararın ne kadar olabileceği hesap edilemez. Bir can dahi olsa feda etmeyi göze alan her türlü girişim başarılı sayılamaz, başaramaz, kabul edilemez.

Ve dostumla devam eden sohbetimizde anladım ki, aslında o da bir takım aksamaların olduğunu düşünmekte. Ne denilebilir bilemiyorum. Korkularında, endişelerinde haksız diyemem. Ama çözümlerini konuşmak isterdim. En doğru olan şekliyle, ikimizin yapabileceklerini, başkalarının yapmadıklarını değil…

Korkuyorum, şaşırıyorum, garip duygular içindeyim, ne ile ifade edebilirim, bilemiyorum.

Fırtınaya kapılmış bir yaprak gibi, köksüz, amaçsız sürüklenir gibiyiz. Amerika’yı tekrardan keşfetmeye çalışıyoruz. Bildiğimiz Amerika’yı tekrar keşfetmek üzere bir sağa bir sola koşuşturuyoruz. Sanki böyle bir şey… Çözümsüz.

Binbir mahalleye ayrılmış canım insanım, dostlarım, vatanım, milletim… Herkes haklı. Herkes aslında en iyisini biliyor ve yapıyor. Ama neden kabul görmez, bilinmez…

Dostun dostu dost olmayabilir, düşmanın düşmanı dost…

Gidenler düşman olmayabilir, kalanlar dost…

Hep birlikte yaşamak mümkün mü? Bence evet. Zor olsa da bir yol olmalı. Rüyalarımız aynı, hedeflerimiz, arzularımız, arayışlarımız, insanlığımız…

Hep birlikte ifadesi iki kelime ama büyük anlam içermekte. Kimsenin ret etmesi beklenmez. Hatta birlik olmanın öneminden bahsedenleri duyuyoruz, görüyoruz. Ancak bu söylemin alt yapısını doldurmak, düşünce dünyamda dengemi kurabilmek üzere yaptığım tefekkürlerimin ne dostlarda, ne de düşmanlarda(kendilerini dost bilmeyenlerde) karşılığını bulamıyorum. Hayrolsun…