Dinlemelerimiz – 3

Dinlemelerimiz – 3

Farkındalığımız ve karşımızdakine verdiğimiz değere göre farklılık gösterebilir. Aslında muhataplarımıza verdiğimiz değer de farkındalığımız ile orantılıdır. O zaman, farkındalık nedir, diyelim öncelikle? Neyi, neden yaptığımızın arka planında olan gerçek dürtüyü görebilmektir farkındalık. Elde edebilmek için kendimizden başlayarak odağımızı insanlığa genişletmeli. Tabii ki, bunun için konfor dairemizden çıkmamız şart. Çünkü orada ne söylersek söyleyelim mutlaka hikmet

SEDAT İLHAN 27 Kasım 2022 SEDAT İLHAN

Farkındalığımız ve karşımızdakine verdiğimiz değere göre farklılık gösterebilir. Aslında muhataplarımıza verdiğimiz değer de farkındalığımız ile orantılıdır. O zaman, farkındalık nedir, diyelim öncelikle?

Neyi, neden yaptığımızın arka planında olan gerçek dürtüyü görebilmektir farkındalık. Elde edebilmek için kendimizden başlayarak odağımızı insanlığa genişletmeli. Tabii ki, bunun için konfor dairemizden çıkmamız şart. Çünkü orada ne söylersek söyleyelim mutlaka hikmet arayan ve yücelten insanlar vardır. Eğer bir şekilde, birisinin konfor dairesinde bulduk ise kendimizi, biz de aynı şeyleri yapabiliriz. Ne duyarsak ne görürsek görelim, mutlaka bir hikmeti vardır. Bunu bulmada çok mahirizdir. Birbirimize yardımcı da oluruz. En kötü ihtimalle görmeyiveririz, gözlerimizi kapatırız, yok oluverirler.

Bir şekilde, menfaat birlikteliği, grupçuluk, korku vb farklı beklentiler ile el ele sırt sırta vermiş insanların yolları açık olsun. Bu konuda söylenecek söz israf olur. Bazen şaşırıyorum. Dostlara mı kızmalı, düşmanlık yapma gayretinde olanlara mı acımalı? Karşılaştığım insanların hangi gruptan olduğu açıkça belli olur. Saklamazlar zaten. Benim grubum? Onlara dünya vatandaşlığından bahsederim. Söyleyecek söz bulamazlar. Dostça devam eder sohbetimiz, iletişimimiz, hayatımız. Ya dostlarım?

Müspet veya menfi, herhangi bir grubun temsilcisi olmak kolayımıza geliyor. Onun adına konuşmak, gücünü, başarısını, saygısını kullanmak, birkaç adım önde başlamak… Grup içinde geçerli olabilir ama dışarıda anlamsız. Herkes öncelikle kendi saygınlığını elde etmeli. Belki dinlerler, erdemleridir ama gülerek, güle güle uğurlarlar.

Dostlarla fikir alışverişi yaparız. Hemencecik kitap tavsiye ederler. Veya ayet, hadis, meşhurlardan bir söz söylerler. Bana çok itici gelir. Nedense birçok kereler o kaynaklara baktığım oldu ve cevabımı bulamadım. Belki inatla hareket ettiğimdendir…

Bir dostum vardı. Kendisi ile her görüşmemde beni en değerli hissettirdi. Ona sanırım on tane kadar soru sormuşumdur. Onlar, kitaplarda kolaylıkla bulabileceğim türden değildi. Ve belki de tüm düşünce sistemim onun verdiği cevaplar üzerine kuruldu. İstenmeden tavsiye edenlerin anlamadığına, bilmediğine dair önyargılarım oluştu bu nedenle. Başından atmak gibi geliyor bana. Veya laf olsun, torba dolsun, kitap okumak çok güzel! Ömrüm boyunca, belki de okuyanların halleri beni kitaplardan uzaklaştırdı. Mazeretimdir…

Eşimiz, çocuklarımız ve sorumluluğumuz altında olan insanların hangi sözümüze ne anlam yüklediğini atlıyor olabiliriz, dinlemiyorsak eğer, sadece anlatmaya odaklı isek, hele de söylemlerimiz ile hareketlerimiz tutarlı değilse. Evet onlarla ilişkilerimiz çok daha derindir, doğal(!). Diğerlerine gösterdiğimiz nezaketi onlardan esirgeyip adına samimiyet veya eğitim diyebiliyoruz ne yazık ki. Bir gün karşımıza farklı boyutta ve şekilde çıkması şaşırtmamalı.

Dostlarla bir şekilde yaşanır hayat. İletişim kazaları ile, atışmalar, kızmalar, küsmeler… Ya diğerleri? Onları tanımlayıp bir kenara koymadı isek eğer, bir anlamda kendi dünyamıza kapanmadı isek, biraz kulak verdiğimizde, sadece saygı beklediklerini duyabiliriz. Bu beklenti insanidir ve konumdan bağımsızdır. Karşılanmadığında bedeli olur.

Herkese saygı gösterilebilir, gösterilmeli de. Tabii ki, inanarak… Dinlemek saygının en doğal yoludur. Bu sözüm polyannacılık gibi algılanmamalı. Zoru görünce istemeden de susuveriyoruz. Zaten saygı, gösterene bakabilir. Saygın insanlar saygılı olabilirler ancak.

Hangi konumda olursak olalım, ne kadar çok işimiz olursa olsun, mutlu, mesut yaşayabilmek, başarılı olabilmek için iyi bir dinleyici olmamız şart.

Dinlemek… Kendimiz için. Sözlerimizin dinlenilmesi, sahiplenilmesi için. Kime ne söylenmeli bilebilmek, ne anlaşıldığından emin olabilmek için.

Yeteri kadar dinleyip anladım mesajı verdiğimizde fikirlerimizi söyleme hakkı elde edebiliriz. Böylece onlar kabul edilmeye daha yakın hale gelebilirler. Aksi, zaten kelimelerimiz israf olur.