Sadaka-i fıtır dediğimiz fitre, Ramazan ayına özel, vacip bir ibadettir. Fıtır sadakası, fıtrat sadakası demektir. Yani sevap için verilen yaratılış sadakasıdır. Ramazan Bayramı’na yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve bakmak zorunda oldukları kişiler için yerine getirmekle yükümlü bulundukları mâlî bir ibadettir. Yaratılışımızdaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği
Sadaka-i fıtır dediğimiz fitre, Ramazan ayına özel, vacip bir ibadettir. Fıtır sadakası, fıtrat sadakası demektir. Yani sevap için verilen yaratılış sadakasıdır.
Ramazan Bayramı’na yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve bakmak zorunda oldukları kişiler için yerine getirmekle yükümlü bulundukları mâlî bir ibadettir.
Yaratılışımızdaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak varlığımızın zekatı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka-i fıtr’a, “can sadakası” veya “beden sadakası” da diyebiliriz.
Fıtır sadakasının pek çok hikmetleri vardır.
Fıtır sadakasıyla, yani fitreyle, oruç ibadetimizi başarıyla tamamlama nimetinin şükrünü ödemeye çalışmış oluruz. Bu yüzden Ramazan Bayramının bir adı da “Fıtır Bayramı”dır.
Bu bayramda bir ay süreyle tuttuğumuz orucun iftarını yapmış oluyoruz. Her akşamki iftar gibi, Ramazan’ın sonunda da İlâhî ziyafet manasında büyük bir iftar sevinci yaşamış oluruz.
İnsanlar sevinçli anlarında cömert olurlar ve etrafındakilere hediyeler dağıtırlar. Aynen öyle de, orucunu tamamlayan ve Yaratıcısına biraz daha yaklaşan mü’minler de bu sevinçlerini, fıtır sadakası (fitre) vermekle bir kere daha yaşamış olurlar.
Hadiste, Ramazan ayına kavuşmanın şükrü olarak sadakanın bayramdan önce verilmiş olması belirtilmektedir. Mü’minler de buna teşvik edilmektedir.
Fıtır sadakasının faydaları nelerdir?
Fıtır sadakasının özellikleri nelerdir?
Fidye ile fitre karıştırılmamalı
Kelime benzerliğinden dolayı fidye ile fitrenin karıştırılmaması gerekiyor.
Fidye: Sıkıntılı halden kurtulmak için ödenen bedel demek olan fidye dini sorumluluktur.
Yaşlı, iyileşmeyecek hastalığı olan kişiler ve oruç tutacak gücü olmayan düşkün yaşlılarca fakirlere verilir. Fidye verecek kişi bunu Ramazan Ayı’nın içinde, sonunda ya da öncesinde verebilir.
Kur’an-ı Kerim de “O, size farz kılınan oruç, sayılı günlerdir. O günlerde sizden kim hasta, yâhut seferde olur da iftâr ederse, tutamadığı günler sayısınca sıhhat bulduğu ve râhat ettiği başka günlerde oruç tutar.
Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya güç getiremeyenler üzerine bir yoksul doyuracak kadar fidye vermek lazımdır. Bununla berâber kim fidyeyi çok verir, yâhut hem oruç tutar, hem de fidye verirse, onun için daha hayırlı olur.
Size seferde (yolculukta) oruç bozmak ve yaşlı hâlinizde fidye vermek izni verilmişken, yine oruç tutsanız hakkınızda hayırlıdır, eğer orucun faziletini bilirseniz.”(Bakara suresi:184)
Sizlere huzurlu Ramazanlar, kabul edilmiş dua ve ibadetler dilerim.