Savaşa hayır: Barışın yollarını keşfedelim

Savaşa hayır: Barışın yollarını keşfedelim

Savaşa cidden ‘Hayır‘ mı? Bu soruya,yarım asrı aşkın olan yaşıma sorduğumda verdiği cevap ‘pek de ümitli‘ değilim gibi. Neden mi!..

VAHİT GÖZ 21 Ekim 2023 RENKKÖRÜ DÜŞÜNCE

Çünkü bu zamana kadar sistemler samimi olmayan kararlarında ‘kınıyoruz yada yaptırımlarımız çok sert olacak‘ tarzı diplomatik stratejilerle mağdurları ümitlendirip oyaladılar, zalimlerin de
önünü açtılar. Keşke bu düşüncemde yanılsam. Ama hala bir ümidim de yok değil. Bugüne kadar savaşın dehşetini her birimiz duyduk, yaşadık ya da gözlerimizin önünde
hiç eksik olmayan haberlerle tanıklık ettik. Savaşın acımasızlığı, yıkıcılığı ve insanlık üzerindeki olumsuz etkileri, hepimizin yüreklerini sızlatır. Bu yüzden, elimizden gelenin
en iyisini yapma zamanı geldi. Ya da ben öyle düşünüyorum veya görmek istiyorum. Savaşa hayır demek sadece bir slogan değil, bir insanlık görevidir. Bu insanlık görevimizde savaşan tarafları değil savaşın kötülüğünü, vahşetini başta reddetmeliyiz. Zihni ön kabulümüzde bu olmalı.

Savaşın, çatışmanın ve şiddetin yol açtığı tahribatın bir son bulması için bir çok alternatif yol bulunmaktadır. Diplomasi, diyalog, uzlaşma ve insan haklarına saygı gibi unsurlar barışın temellerini atmamıza yardımcı olabilir.

Barışı inşa etmek, birlikte çalışmak ve farklılıklara saygı göstermekle başlar. Yani renk körü olmak bu yolun ilk taşı olabilir. Sorunların çözümü üçün müzakere masasına oturmak, silahların yerine diplomasiyi tercih etmek, dünya genelinde savaşın yerine barışı teşvik etmek hepimizin sorumluluğudur. Kısmen de olsa bugünlerde savaşan tarafların aidiyet temsilcileri olan özgür iradeli ve sağduyulu, gelişmiş beyne sahip kişi ve topluluklardan, savaşa hayır diyerek barışa yönelik bir duruş sergileyenlerde var. Bu insani duruşa, barış adacıkları oluşturmaya çok ama çok ihtiyaç var. Unutmayalım ki savaş, masum insanları en çok etkileyen ve zarara uğratan bir olgudur. Savaşa hayır demek, gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakma taahhüdümüzü (sözümüzü) ifade eder. Barışın değerini anlamak ve savaşın vahşetini engellemek için bir araya gelmeli, insanlığın ortak çıkarlarını gözetmeliyiz. Bu ortak çıkarlarda, aç gözlülük yok, başkasının toprağında gözü olmak yok, sömürmek yok, modern kölelik yok, dini kullanarak hastalıklı bakış yok… Savaşa hayır demek, umudu ve insanlığın geleceğini desteklemek anlamına gelir. Birlikte çalışarak, barışın önünü açabilir ve savaşın gölgesini geride bırakabiliriz. Diğer bir konu ise savaşın hem bireylere hem de toplumlara kalıcı psikolojik etkiler bıraktığıdır. Şimdiler de ise medyanın çok aktif ve anlık bilgi paylaşımlarını da dikkate aldığımızda savaş haberlerini takip etmek, insanların psikolojisini olumsuz etkileyebilir.

İşte bazı etkileri:

Kaygı ve Stres: Savaş haberleri sıkça şiddet, ölüm ve yıkımı içerir. Bu tür haberler, insanların kaygı ve stres seviyelerini artırabilir, kişiler kendilerini endişeli hissedebilirler.
Duyarsızlaşma: Sürekli olarak şiddet ve felaket haberlerine maruz kalındığında duygusal tepkilerde körelme olabilir.
Depresyon: Bu tür haberlerin uzun süre takip edildiğinde depresyon riskini artırabilir. Özellikle kişilerde çaresizlik hissini ortaya çıkarabilir.
Uyku sorunları: Şiddet haberleri takip etmek uygu düzenini bozabilir. Kötü rüyalari kabuslar veya gece uykusuzluk sorunları oluşabilir.
İzolasyon: Bazı insanlrda savaş haberlerini izlemekten kaçınarak, olumsuz etkileri engellemeye çalışabilirler.Bu, kişilerin toplmdan uzaklaşmasına, reel hayattan kopmasına neden olabilir.

Evet sonuç olarak bu etkiler kişiden kişiye değişebilir, ancak aşırı savaş haberleri takip etmek psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.
Haydi, savaşa hayır diyelim ve barış için daha .ok nedenimiz olduğunu gösterelim