Demokrasi ve seçme ehliyeti ilişkisi

Demokrasi ve seçme ehliyeti ilişkisi

Demokrasi, siyasal yönetim biçimlerinden biridir. Yani siyasal yönetimlerin doğrudan veya dolaylı yoldan halkın seçtiği temsilcileri (vekil) üzerinden herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir sistemdir. Tanıma bakıldığında demokrasi oldukça cazip ve etkileyici görünüyor. Belki de, demokrasi göründüğü gibi bir sistem değildir. Bu konu da birlikte düşünme ve analiz etme imkanımız olsaydı; Demokrasinin ne kadar

VAHİT GÖZ 24 Mart 2021 RENKKÖRÜ DÜŞÜNCE

Demokrasi, siyasal yönetim biçimlerinden biridir. Yani siyasal yönetimlerin doğrudan veya dolaylı yoldan halkın seçtiği temsilcileri (vekil) üzerinden herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir sistemdir.

Tanıma bakıldığında demokrasi oldukça cazip ve etkileyici görünüyor. Belki de, demokrasi göründüğü gibi bir sistem değildir. Bu konu da birlikte düşünme ve analiz etme imkanımız olsaydı; Demokrasinin ne kadar eşitlik ve özgürlük getirdiğini, halkın ve temsilcilerinin ne kadarı kendileri dışındaki insanlara ve toplumlara karşı duyarlı ya da anlayışlı davrandığını değerlendirebilirdik!..

Demokratik sistemler normalde insanların doğasına en uygun sistemdir. Bunu reddedecek değilim. Ama demokrasi kim(in)lerin elinde olursa, tanımına uygun kullanılır demekten de kendimi uzak tutamayacağım. Bu düşüncemi biraz açmak istiyorum:

Demokrasi, seçebilme ehliyetine sahip olanlar içindir. Bu bakışı doğru kabul ederek, Afrika’ya, Ortadoğu’ya demokrasi getirirsen, güçlü olanı seçerler. Güçlü olanı seçmek sadece bu iki coğrafya’ya özgü refleksler de değil bence. Yerine göre uzak doğu’ya, Avrupa’ya ve hatta Amerika’ya ait tepkiler de olabilir. Tabi ki de Avrupada ki seçme ve seçmen bilinci, temsilcilerin sorumluluk anlayışı, hesap verilebilirliği, demokrasinin tanımına uygunluğu gibi parametreler, Afrika ve Ortadoğuya benzemiyor.

Bundan dolayı da seçebilme ehliyeti daha da önem kazanıyor. Eğer; toplumsal bilinç düzeyi ve farkındalık yeterince yükselmemişse önce bireyler birbirlerine, sonrasında da hizip ve aidiyetler karşılıklı çatışma ve ötekileştirmeye açık hale gelirler.

Peki, seçme ehliyetine sahip olmak ne demek?

Seçme ehliyeti; bireyin yaşadığı coğrafyayı iyi tanımlamasına, toplumun inanç ve değerlerine hakim olmasına ve bence en önemlisi de kendini tanımlamasına, ne istediğini bilmesine bağlıdır. Bireyin seçme ehliyeti, sadece eğitim düzeyine bağlı tutulmamalı. Evet, eğitim düzeyi, okuması, fikir sahibi olması çok önemli. Ancak yaşadığı toplumun gerçekleriyle yüzleşmesi, bunların farkında olarak doğru bakışa sahip olması da en az eğitimli olması kadar önemlidir.

Kişi, özgürlüğü söylem olmaktan çıkarıp hayatında hissedebilmeli. Demokrasiyi özümsemeli, ona ihtiyaç duymalı ki, doğru kararı doğru kişi üzerinden alabilsin. Çünkü, demokrasilerde seçim yani kendi iradesini ortaya koyma eylemi, sadece ritüel değildir.

Vatandaş olma bilincinin her türlü seçim yada aidiyetlerde özgürce gösterilebilmesiyle mümkündür. Örneğin, bir derneğin üyesisiniz. Bu dernek bir çatı olduğundan yönetim kadrosu, üyeleri tarafından seçilir. Bu derneğe üye olmak ise dernek misyonunu, hedefini kabullenmeyi gerektirir.

Şimdi misyona inanmış, kendisi adına karar vereceği kişiyi iyi analiz etmiş bir kişi olarak siz seçtiğiniz yöneticiden sorumlusunuzdur. Eğer o kişi doğru karar alamıyorsa yeni bir seçimde o kişiyi tekrar seçmessiniz. İşte seçebilme ehliyetinden kastım bu.

Yani kendi düşüncenize ve beklentilerinize uygun olmayanı seçmez veya yanılarak seçtiyseniz de tekrar aynı hatayı yapmazsınız. Ancak bu dernek örneği üzerinden dernek üyesi olarak ne istediğinizi belirlemeden sadece kişisel yakınlık, inanç veya akrabalık gibi ilişki köprülerini kullanırsanız seçtiğiniz kişinin yaptığı her şeyi doğru kabul edersiniz. İşte seçmen ehliyetine sahip olmak bu değidir. Bu bir tür ehliyetsiz araba kullanmadır. İradesiz, başkalarının kontrolünde hareket etmedir.

Seçebilme ehliyeti için kişinin özgür düşünebilme fikrine sahip olması ve iradesini kullanması gerekir. Seçebilme ehliyetinden yoksun bireyler çoğunlukla güçlü olanı seçerler. O gücün başlarını yiyeceğini bilmeden. Demokrasiyi, güçlü olanın seçilmesi olarak algılayan toplumlara hiç bir zaman gerçek anlamda eşitlik, özgürlük getiremezsiniz.

Bu tür toplumda yaşayan insanlara kötüyü seçtiklerinde onlara ‘görmedikleri’ iyiden bahsedemezsiniz. Hatta kötüyü yermeye dahi kalkmamalısınız. Bu şekildeki üç maymun oyununun da elbet bir sonucu olacaktır. Oyun bittiğinde seçebilme ehliyetinden yoksun bireylerin oluşturduğu toplumlar da ‘Demokrasi’nin hiç bir zaman gölgesinin dahi yansımadığını farkedeceksiniz.

Bu tür geri kalmış toplumlarda demokratik bir hak olan seçebilme eyliyeti neden önemli? Çünkü, insanlarda, kendi varlığını şekillendiren güçleri genellikle kendi dışında arama eğilimi vardır. Demokrasi bilincine sahip olmayan bireyler daha çok sürü psikolojisi ve algı üzerinden oluşturulan manüpüleyi kolayca yutarak güçlü olanı seçerler.

Bundan dolayı da demokratik yönetim sergileyen toplumların bireylerinde seçmen ehliyeti, bilinci büyük oranda vardır. Bu bilinç sayesinde toplumları yönetenler her zaman daha temkinli daha şeffaf davranırlar.

Seçmeni bilinçli iktidarlar ne yaptıklarını ve ne yapmaları gerektiğini çok iyi bilirler. ‘Biz yaptık oldu’ gibi bir yaklaşıma hiçbir zaman girmezler. Girdiklerinde de koltuklarını ve iktidarlarını kaybetmeyi göze almış demektir. Seçmen ehliyeti bu açıdan çok önemlidir.

Uzman Psikolojik Danışman