Sivas katliamını unutmamak

Sivas katliamını unutmamak

Aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun 2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta gerçekleşen katliamın acısı ilk günkü kadar tazedir, acıtıcıdır. Halen Madımak otelinden dumanlar yükseliyor, diri diri yakılanların çığlıkları kulaklarda yankılanıyor. Ve en üzücü olanı da katliamı yapan zihniyetin farklı olana ölümü meşru görmesi artarak devam ediyor. Katliamı yapan zihniyet öz eleştiri vereceği yerde bunu

REMZİ KAPTAN 30 Haziran 2020 REMZİ KAPTAN

Aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun 2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta gerçekleşen katliamın acısı ilk günkü kadar tazedir, acıtıcıdır.

Halen Madımak otelinden dumanlar yükseliyor, diri diri yakılanların çığlıkları kulaklarda yankılanıyor.

Ve en üzücü olanı da katliamı yapan zihniyetin farklı olana ölümü meşru görmesi artarak devam ediyor.

Katliamı yapan zihniyet öz eleştiri vereceği yerde bunu meşru olarak görüyor ve gördüğü içinde yeni katliamlara davetiye çıkartıyor.

Bu bağlamda inancı ve düşüncesi ne olursa olsun insani değerleri savunanlar, insana saygıyı esas alanlar seslerini daha bir gür çıkartmalı ve farklı olana katliam, ayrımcılık dayatanları lanetlemelidir.

Lanetlemekte yetmez, daha aktif bir mücadelede geliştirmek gerekiyor.

Hiç bir kimse inancı, dini, rengi farklıdır diye başka bir kimseyi öldüremez, aşağılayamaz.

Bunu yapanlara karşı olmak insan olmanın, onurlu olmanın gereğidir.

Sivas katliamı bir insanlık suçudur.

Her nerede olursak olalım, inancımızı ve düşüncemiz ne olursa olsun insanlığa karşı işlenmiş bu suça karşı tepkimizi gösterelim.

Hiç bir şey yapamıyorsak bile bir mum yakalım, yakılarak katledilenleri analım, yapanları lanetleyelim.

Ta ki taşlaşmış vicdanlar acımızı anlayana, körleşmiş gözler o göğe yükselen ateşleri görene ve sağır hale gelmiş kulaklar yakılanların çığlıklarını duyana kadar.