Bir parti başkanına, bir örgüt liderine veya herhangi önemli bir topluluğun önderine bir eleştiri daha iyi getiremeyenler söz konusu Aleviler ve Hz. Ali olunca zerre kadar insani bir değer taşımadan her türlü hakareti küfürü kendilerine hak görüyorlar. Onlar da biliyor ki Alevilere ve Alevilerin yüreklerinin en mahrem yerinde sakladıkları Hz. Ali’ye karşı yapılan küfür, hakaret
Bir parti başkanına, bir örgüt liderine veya herhangi önemli bir topluluğun önderine bir eleştiri daha iyi getiremeyenler söz konusu Aleviler ve Hz. Ali olunca zerre kadar insani bir değer taşımadan her türlü hakareti küfürü kendilerine hak görüyorlar.
Onlar da biliyor ki Alevilere ve Alevilerin yüreklerinin en mahrem yerinde sakladıkları Hz. Ali’ye karşı yapılan küfür, hakaret ve edepsizlik karşılıksız kalır.
Bir parti başkanına, ideolojik bir örgütün liderine gösterdikleri saygının binde birini Hazreti Ali’ye ve Alevilere gösterme gereği duymuyorlar.
Aksine ağızlarına ayar vermeden pervasızca ulu orta Hazreti Ali’ye, evlatlarına ve Hazreti Ali’yi seven herkese küfür edebiliyorlar.
Bu nasıl bir kindir böyle?
Dünyada bunca sömürü, haksızlık, sapkınlık varken hiç kimseye zerre kadar zararı olmayan Hz. Ali’ye ve onu sevenlere küfür etmek hangi psikolojik geçmişin dışavurumudur?
Hz. Ali’ye, evlatlarına ve onu takip edenlere karşı hakaret ettiğinizde, düşmanlık güttüğünüzde elinize ne geçiyor?
Böylelikle neyi yapmış oluyorsunuz ki?
Hz. Ali’ye küfür etmek ilericilik midir, aydın olmanın gereği midir?
Madem aydınsınız, ilericisiniz, ilim irfan sahibisiniz dünyanın daha iyi bir yer olması için neden çaba sarf etmiyorsunuz da Hz. Ali’ye ve ona bağlı olanlara küfür ediyorsunuz?
Bu mertlik midir, insanlık ve yiğitlik midir?
Madem bu kadar mertsiniz, madem Zaloğlu Rüstem’in günümüzdeki devamısınız o halde Hz. Ali’ye ve onun şahsında Alevilere yaptığınız küfürün binde birini diğer bir inancın, partinin, örgütün önderine yapın, yapın da ne kadar yiğit olduğunuzu görelim.
Hz. Ali’yi seven, onun ilke ve düşüncelerini savunup sahiplenen, karınca kararınca onun yolunda gitmeye gayret eden birisi olarak ona ve onu sevenlere karşı yapılan bunca haksızlığı ve edepsizliği kabul etmiyorum.
Diğer yandan bunca adam sandığımız ama sıfatta adem olupta ruhta/ özde gerinin en gerisi bir konumda olanların gerçek yüzlerinin ortaya çıkmış olması da olayın iyi tarafı.
Ve bütün bu yaşananlar bir kez daha Hz. Ali’ye olan bağlılığı kuvvetlendiriyor, sevgiyi boyutlandırıyor, onun yolunda gitme isteği ve aşkını bileliyor.
Madem tarih tekerrür ediyor, madem Hz. Ali’ye ve onu sevenlere küfür etmek marifet sayılıyor o halde bizler de yani Hz. Ali’yi sevenler ve onun izinden gitmeye çalışanlar olarak daha bir aşk ve tutkuyla yolumuzu sürmeye, ikrarmıza sahip çıkmaya çalışmalıyız
