Doğruya doğru, eğriye eğri diyebilmeliyiz

Her gün kıyasıya eleştirdiklerimize, yaptıkları yamukluk ve yanlışlıklara isyan ettiklerimize benzememeli, her ne pahasına olursa olsun doğrunun, haklının yanında olmalıyız.

Sırf bizim adamımız değildir diye yapılan çalışmaları, verilen emekleri, çekilen zahmetleri göz ardı etmemeliyiz. Doğruya doğru, eğriye eğri diyebilmeliyiz.

Ne yazık ki bu böyle değil

Eğer birisi bizden değilse en güzel sözü söylese, en mükemmel davranışı sergilese, en doğru çalışmayı yapsa, en büyük fedakârlıkta bulunsa dahi biz yine de onu görmezden geliyoruz, yok sayıyoruz ve hatta fırsatını bulduğumuzda eleştiriyoruz, karalıyor ve kötülüyoruz.

Bizim adamımız ise her türlü çirkinliğini ve yanlışlığı hoş görüyor, yaptığı en küçük bir çalışmayı göklere çıkartıyoruz. Her gün eleştirdiklerimize ne kadarda benzer olduk böyle?

Hani hakkaniyet, mertlik, adalet, hakikat….

Elimden geldiğince inandığım ve yaşadığım Aleviliğimi anlatmaya, yazmaya, tanıtmaya çabalıyor, kendimce hizmetimi yapıyorum.

Almanca ve İngilizcenin yanı sıra tarihte ilk defa İspanyolca, Portekizce, Hollandaca ve İtalyanca Aleviliği ve Alevileri anlatan kitap çalışmasını yaptık.

Başta Almanca ve İngilizce olmak üzere bu kitaplardan binlercesini bastırıp ilgili herkese ulaştırdık.

Portekizce kitap Brezilya’da dünya dinleri ve inançları ile ilgilenen bir grup tarafından bastırıldı ve dağıtıldı.

Ayrıca kitaplar pdf formatında online ve ücretsiz olarak herkesin kullanımına açık şekilde yayınlandı. Bütün bunlar emek, zahmet, azim gerektiren oldukça zorlu iiler.

Buna rağmen Alevi toplumu adına çalışma yürüten, kafa yoran kaç kişinin ilgisini çekti bu çalışmalar?

Takdir edilmek bir yana, kaç kişinin ilgisini çekti bu önemli ve Alevi tarihinde ilkler?

Neden çekmiyor?

Çünkü bunu yapan ben birilerinin adamı değilim ondan çekmiyor? Ondan yok sayılıyor, görmezden geliniyor.

Her şeye rağmen birilerinin adamı olup ilgi çekmektense, yolun adamı olup doğru bildiklerimi yapmak en doğrusu.

Hizmet Hakk içindir, o halde takdir Hakk’ındır.