REMZİ KAPTAN
18 Eylül 2024
REMZİ KAPTAN
Doğrulara davet, eğriliği düzeltme, eksikliği giderme, tamama erme, özünü dara çekme, gerçeklere ulaşmadır cem.
Özünü birleme, birlik halini yakalama, cümle varlıkla hemhal olmadır cem.
Yalanın gereksiz, hakikatin esas, benliğin dışarıda kaldığı, saf halinde özün meydanda doluştuğu yerdir cem meydanı.
Öyle bir meydan ki adeta Hakkın huzurunda cümle hakikatlerin birebir hatırlatıldığı, yaşatıldığı ve yeniden bütünlüklü olarak doğru şekilde inşa edildiği meydandır.
Ölmeden ölenlerin meydanıdır cem meydanı.
Ve cem meydanı nasip meydanıdır.
Çünkü arınmışlar topluluğudur cem erenleri.
Özü birlemiş, aradan ikiliği çıkartmış, batılı ayırıp Hakkı esas almış olanlardır onlar.
Sadece ama sadece Hakkın ve hakikatlere bağlı olup Hakk yolunda gidenlerin meydanda olduğu bu arınmışlar toplululuğu yani Güruh-u Naciye bendelerinin olduğu bir yerde elbette nasipte olur, nasipte dağıtılır.
Orada sadece Hakk ve hakikat vardır.
Orada Ehlibeyt ve gerçek erenlerin nutku ve himmetti/hikmeti vardır.
Orada Hakka gönülden bağlı olup Bezm-i Elestte verdikleri ikrarın gereklerini zahir hayatta yerine getirenler vardır.
Böylesi nur ile dolu cemallerin, pir u pak gönüllerin, nefsaniyeti ve kibiri aşıp kemalete ulaşma arzusu taşıyanların olduğu meydanda nasip olmaz mı?
Cem meydanı nasip meydanıdır.
Bu meydan ham ervahların öyle sandığı gibi boş bir meydan değildir.
Bu ibadet öyle birilerinin düşündüğü gibi amaçsız değildir.
Bu güzide toplum öyle sanıldığı gibi gerçeklerden uzak bir toplum değildir.
Aksine, gerçeklerin bilincinde olup sırr-ı hakikatlere ulaşma arzusu taşıyan bir toplumdur.
Bizler bu inancı yaşıyor, bu yolu sürüyoruz.
Cümle varlığımızla o dara durduğumuzda, Hakkı zikir ettiğimizde, Ehlibeyte bağlılığımızı yinelediğimizde; biliyoruz ki dünyalıklardan arınmışız.
Nasibimizi Hakktan isterken dünyevi şeylerin peşinde, isteğinde değiliz.
Hakka bağlılığımızın daim olmasını, Ehlibeyt bendesi olarak bir yaşam sahibi olmamızı, yolu dosdoğru sürenlerden olma dileğimizi, isteğimizi belirtiyoruz.
Tüm dünyevilikler bu soyluluk karşısında çer çöp kalır.
Elbette cümle varlığı kendi varlığından var eden bizleri rızksız bırakmaz.
O noktada da nasipsiz değiliz.
Bir karıncanın dahi rızkını veren Hüda, bizleri yani ona tabi olup cem meydanında onu zikir edenleri de tabi ki nasipsiz bırakmaz.
O halde cem meydanı nasip meydanıdır.
Dilde ne dileğimiz varsa, gönülde ne muradımız varsa bu bu meydanda dile gelirse kabul olmaması için hiç bir neden yoktur.
Yeter ki biz isteyelim, o sonsuz varlığın var edicisi elbette kendisine yönelen samimi ikrar sahiplerini boş geri çevirmez.