Allah’ı aramak

Allah’ı aramak

İnsanın bütün yaşamı özünde bir arayıştır. İnsan kendi gerçeğini, hakikatini arıyor.

REMZİ KAPTAN 30 Mart 2025 REMZİ KAPTAN
Yaptığı ve yapmadığı her şey esasında bu amaca yöneliktir.
İnsanın varoluşu sorgulaması ve bunun neticesinde kendi gerçeğini araması Allah’ı aramasıdır.
Kendini bulmak istemesi Allah’ı bulma isteğidir.
İnsan kendini bulduğu oranda Allah’ı da bulmuş olur.
İnsan Allah’ı nerede arıyor?
Camide, kilisede, cemevinde, Hindu ve Budist tapınaklarında mı?
Yoksa göğün yedi kat yukarısında veya yerin yedi kat altında mı arıyor Allah’ı?
Şüphe yok ki insan aradığı gerçeğini veya Allah’ı yedi kat gökte veya yerin başka katmanlarında, veya herhangi bir mabette bulmaz.
İnsan kendi gerçeğini ancak özünde bulabilir ve yine Allah’a ulaşmanın yolu da bu özden geçiyor.
Zaten bu birbirini tamamlayan bir mekanizmadır.
Yani Allah veya adına ne dersek diyelim o mutlak kudret insanın özünde uzakta bir yerde değildir.
Asıl varılmak istenen yer insanın kendi özüdür.
Bütün ibadet, dua, tefekkür ve diğer ritüeller bu öze ulaşmanın araçlarından başka bir şey değildir.
Her şey bizim özümüzde saklıdır.
Bize düşen bu hazineyi ortaya çıkartmaktır.
Tüm çabamız, arayışımız bu hazineye ulaşmak içindir.
Fakat genellikle biz gerçeğimizi çok çok uzaklarda bir yerde arıyoruz.
Oysa bize bizden daha yakındır o hakikat.
Kendi özümüze yönelirsek asıl kıblenin, mihrabın Özümüz olduğu gerçeğini kavrarsak ve bu öz ile hem hal olursak o vakit gönlümüzdeki aydınlanmayı da, ruhumuzdaki nuraniliği de yakalamış oluruz.
Gönlün aydınlığı tekamüldür, tamamlanmaktır, kemalettir, bütün soruların cevap bulması ve çelişkilerin çözüme kavuşmasıdır