Alisiz Alevilik

Alisiz Alevilik

Çıkış noktası, nedeni ne olursa olsun; mevcut haliyle Alisiz Alevilik toplumda karşılığı olan bir akım olmuştur. Bunu Yok saymak, görmezden gelmek bir şeyi değiştirmez. Genel anlamıyla baktığımızda bu elbette Aleviler için üzücü bir durumdur. Üzücüdür çünkü mevcut Alevi potansiyelinin daha da bölünmesi ve etkisizleştirilmesi anlamına gelmektedir. Alevi birliğinin bölünmesi, dağıtılması, marjinal hale getirilmesi kimin işine

REMZİ KAPTAN 22 Ocak 2023 REMZİ KAPTAN

Çıkış noktası, nedeni ne olursa olsun; mevcut haliyle Alisiz Alevilik toplumda karşılığı olan bir akım olmuştur.

Bunu Yok saymak, görmezden gelmek bir şeyi değiştirmez. Genel anlamıyla baktığımızda bu elbette Aleviler için üzücü bir durumdur. Üzücüdür çünkü mevcut Alevi potansiyelinin daha da bölünmesi ve etkisizleştirilmesi anlamına gelmektedir.

Alevi birliğinin bölünmesi, dağıtılması, marjinal hale getirilmesi kimin işine yarıyor?

Alevilerin güç kaybetmesi, toplumsal etkinliklerinin en aza indirilmesi kimlerin hoşuna gidiyor?

Kimlerin çıkarına geliyorsa işte Alisiz Alevilik projesinin görünmez kahramanı onlardır. Alisiz Alevilik bir projedir fakat toplumda karşılığı olan bir projedir. Toplumda karşılığı olduğu için taban bulmuş, örgütlü hale gelmiştir.

Evet, çıkış noktası ve kimler tarafından ortaya çıkarıldığından bağımsız olarak mevcut haliyle Alisiz Alevilik Alevi toplumunda karşılık bulmuştur.

Yani bugün Alevi toplumu içerisinde Hz. Ali’ye, Ehlibeyte, 12 imamlara düşmanlık güden, geleneksel olarak yaşanan ve yaşatılmış olan Aleviliğe büyük bir tepki duyan, bunun yerine yer yer paganist, yer yer Senkretik inançlar ikame eden bir toplumsal gerçeklik söz konusudur.

Bu toplumsal gerçeklik örgütlü bir haldedir. Adı Alevi olan ama bilinen ve yaşanan geleneksel Aleviliğin dışında yeni bir inanç oluşturma çalışmalarına canhıraş bir şekilde devam etmektedir bu yapı. Kızmak, üzülmek ne yazık ki bu gerçeği değiştirmiyor.

Peki ne yapmak gerekiyor?

Yapılması gereken şudur: Nasıl ki başka inançlara saygı duyup, o kimselerin inançlarını (aslında bu durumda inançsızlıklarını) yaşamalarını önemsiyorsak Alisiz Alevilerin de inancına saygı duymak gerekiyor.

İnsanlığın ulaştığı bilinç düzeyi, inanç özgürlüğü hukuku bunu gerektirir.

Elbette aynı saygıyı (ki bu boş yere bir saygı beklemedir) Alisiz Alevilerden Hz. Ali’yi seven, Ehlibeyte bağlı, 12 imamın yolundan giden Alevilere duymalarını da bekliyoruz.

Umarım ve dilerim ki bu toplumsal bölünmelerimiz kazasız bir şekilde gerçekleşir de toplumumuz çok daha fazla trajediyi yaşamaz.

Diğer yandan bizler ne yazık ki henüz o demokratik teamüllere sahip bir toplum değiliz. Ayrılıklarımızı kırmadan, dökmeden gerçekleştirmeyiz.

Bundan dolayıdır ki önümüzdeki süreç şimdiye kadar olduğu gibi oldukça sancılı, yer yer çatışmalı, kavgalı bir şekilde geçecektir. Gönül bunu istemez fakat görünen köy de kılavuz gerektirmiyor, gerçeğimiz apaçık ortadadır.

Diğer yandan keşke toplumsal birliğimizde söz sahibi olan pirlerimiz, aydınlarımız ortak bir yol bulma konusunda Alevilere öncülük etselerdi.

Etselerdi de bu acıklı ve hazin sonucu yaşamasaydık. Ne acıdır ki ne böyle bir güçlü örgütlülüğümüz, ne böyle güçlü inanç önderlerimiz, ne de ağırlığı olan aydınlarımız var.

Her birimiz bir şeyin tarafı, bir şeyin yandaşı konumundayız.
Ortak toplumsal aklı kaybetmiş durumdayız. Bize bunca baskı ve zulmü yapanları görmezden gelip birbirimize en büyük düşmanlığı yapar haldeyiz.

Birbirimizden nefretimiz o kadar büyük ki, birbirimize öfkemiz o kadar derin ve içselleşmiş ki daha başka bir düşmana gerek yok.

Bizler kendi toplumumuzu kendi elimizle bu gidişle bitiririz. Belki istenen buydu. Aslında bana göre belki değil, gerçekten istenen buydu ve bu da gerçekleşti. Elbette umudumu kaybetmek, inancımı yitirmek istemiyorum. Fakat gerçekçi olmakta rasyonalitenin gereğidir.

Daha da bölünen, bölündükçe içine kapanan, içine kapandıkça daha küçük zümrelere ayrılan ve böylece etki alanını tamamen kaybeden bir toplumsal yapımız ortaya çıkmış durumdadır.

Bu toplumsal yapıda Alevilik ve Alevi adıyla değil de çeşitli ideolojilerin, örgütlerin, etnik yapıların, siyasi partilerin taraftarı konumundadır.

Yani ecdatlarımızın bin Bir emekle, zahmetle koruyup kolladıkları inancımız, toplumsal yapımız darmadağın, paramparça bir haldedir, daha da gerileyecektir bu gidişle.

Umudum ve inancım ortak aklın devreye girmesi, yol erlerinin artık meydana çıkması, inanç önderlerimizin ve aydınların bu yok oluşu görüp de müdahil olmaları yönündedir.

Görelim Mevlam neyler, neylerse hayır eylesin.