Ahlaksızlık marifet, sahtekarlık yetenek değildir

Ahlaksızlık marifet, sahtekarlık yetenek değildir

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki alın teri ile yaşamını idame ettirmek, helal yollardan yani kimseyi dolandırmadan ve kimseye haksızlık yapmadan geçinmek aptallık, enayilik, ahmaklık olarak görülüyor.

REMZİ KAPTAN 12 Aralık 2024 REMZİ KAPTAN

İyi niyetli olmak, mert ve dürüst olmak, ticarette ve normal iş hayatında yalana ve üçkağıtçılığa baş vurmamak ne yazık ki kabul gören değerler değil.

Ne yazık ki çok sayıda insan ahlaksızlığı marifet, sahtekarlığı yetenek, üçkağıtıçılığı ve haksızlığı beceri olarak kabul ediyor. Kabul etmenin yanında bütün bu gayri insani davranışları uygulamaya çalışıyor ve bunun aksisini iddia edenleri, öyle yaşayanları da kınıyor ve onlar üzerinde marifetlerini, yeteneklerini, becerilerini sergilemeye çalışıyorlar. Ki bundan epey yol aldıkları da aşikar.

Ahlaksızlıkla, haksızlıkla, hiç bir değer ve doğru tanımayarak sadece maddiyat eksenli bir yaşamı savunmak ve bunun sonucunda her türlü yanlışı yapmaya çalışmak bizler için korkunç bir yaşamdır. Böylesi bir yaşamda çokça maddi başarı olsa bile, hatta dünyanın tapusu bile bu ahlaksız ve sahtekarların elinde olsa bile bizler için bir anlam ifade etmeyecektir.

Şah-ı Merdan’ın buyurduğu gibi: “aç kalmak alçalmaktan daha iyidir”.

Bizler alın terimiz ile helal rızklarımızı kazanacak, haramın ve sahtekarlığın olmadığı sofralarımızda ailemizle, çocuklarımızla lokmalarımızı huzur ve gönül rahatlığı ile paylaşacağız.

Esas olması gereken budur.

Sahtekarlık marifet değildir, üçkağıtçılık beceri değildir, dolandırıcılık zeki olmak değildir, ahlaksızlık övünülecek bir davranış değildir.

Bütün bunlarla övünmek ve bunları yetenek ve beceri sanmak doğru olmadığı gibi, bu davranış ve duruşlar utanılacak davranışlardır.

Haksızlık yapmadan, yetenek ve becerileri başkalarını kazıklamak ve onların zayıflıkları üzerinden prim yaparak, onları mutsuz ederek değilde, yaşamda güzellikler inşaa etmeye çalışarak sergilesek daha anlamlı ve doğru olmaz mı?

Bu mümkün. Yani haksızlık yapmak yerine adil olmak, üçkağıtçı olmak yerine güvenilir olmak, sahtekar olmak yerine dürüst olmak.

Güzellikleri, hakkaniyeti, mertliği savunmalı ve bunu yaşamımızda gerçekleştirmeliyiz. Israrla ve inatla doğrulardan taviz vermemeli ve şartlarımız ne kadar kötü olursa olsun asla haksızlığa ve üçkağıtçılığa tevessül etmemeliyiz.

Haksızlık ve üçkağıtçılık yapanları da kınamalı, eleştirmeli ve ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar mal mülk sahibi ve şöhretli olurlarsa olsunlar onların o kirli dünyalarında, haram sofralarında uzak durmalıyız.

Helal kazançla kazanılmış bir kuru ekmek, sahtekarlık ve üçkağıtçılıkla elde edilmiş bin çeşit yemek olan haram sofralarından daha iyidir.