Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilmek

Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilmek

Biz Müslümanlar olarak zamanın ve onun ölçüm birimi olan ay, hafta ve günün Allah’tan bize birer hediye olduğuna inanırız. Kendisi için tahayyül dışında olduğuna inandığımız mekân da aynen zaman gibi birer mahlûktur. Yaratılma amaçları da sonsuz ve sınırsız olan Allah’ı bu imkanlar içinde tecelli eden sıfat ve isimleri vasıtası ile tanımaktır. Bu yüzden her birimizin

DR. MUSTAFA AKDAĞ 20 Mayıs 2019 DR. MUSTAFA AKDAĞ

Biz Müslümanlar olarak zamanın ve onun ölçüm birimi olan ay, hafta ve günün Allah’tan bize birer hediye olduğuna inanırız. Kendisi için tahayyül dışında olduğuna inandığımız mekân da aynen zaman gibi birer mahlûktur.

Yaratılma amaçları da sonsuz ve sınırsız olan Allah’ı bu imkanlar içinde tecelli eden sıfat ve isimleri vasıtası ile tanımaktır. Bu yüzden her birimizin dünyaya gelmemizle başlayan bu nimete ne kadar şükretsek azdır.

Kendisi bizim ibadetimize ihtiyacı olmayan Allah cc, bizi bu hediyelerle şerefyap ettikten sonra bizden yalnızca onu tanımamızı, emirlerine uymamızı ve yine kendimiz için lüzumlu olan ibadetleri yerine getirmemizi istemektedir. Zira Onun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, ama bizim ise sonsuz ihtiyaçlarımız, bitmeyen arzularımız ve aynı oranda acziyetimiz ile Onun desteğine ihtiyacımız vardır.

Allah (cc) Kuran-ı Kerim’de ve peygamberlerinin dilinde bize verdiği nimetleri sıralamış, bunlara yapılacak şükrü de zaman ile sınırlandırmıştır. Bu sınırlar bütün emir ve yasaklar için geçerlidir. Namaz, oruç ve diğer ibadetler belirli zamanlara göre tanzim edilmiştir.

Bu açıdan bakınca da Zamanın kıymeti daha iyi anlaşılacaktır. Bu irfan bize Allah-kâinat ve insan arasındaki ilişkinin ne olduğunu anlamaya da kapı açacaktır. Böylece yaratılışın hakiki gayesi de idrak edilmiş olacaktır.

Ruh ve beden ile birlikte yapılan namaz ve oruç gibi ibadetlerde de bu ilişkinin birçok boyutu ile ortaya çıktığını görmekteyiz. Örneğin kendisinde Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayı bu ilişkinin en özel boyutunu temsil eder.

Bu ayın içerisinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesinin bulunması da insan hayatına bakan yönü ile çok ehemmiyetlidir. Zira bin ay yaklaşık olarak 80 yıla denk gelmektedir ki, bu da zamanın kendi içinde açılan veya büzülen bir yönüne işaret eder. Açıldığında zaman bize daha fazla imkân tanımaktadır, elbette bu o anları değerlendirebilme ile de alakalıdır.

Allah (cc) Kadir gecesini anlatan surede: “Biz Kur’ân’ı indirdik Kadir gecesi. Bilir misin nedir kadir gecesi? Bin aydan daha hayırlıdır kadir gecesi! O gece Rab’lerinin izniyle Ruh ve melekler, her türlü iş için iner de iner… Artık o gece bir esenliktir gider…Tâ tan ağarana kadar…” buyurarak farklı yönlerine de dikkat çekmiştir.

Kuran ve sünnette bu gecenin tam olarak hangi zamana denk geldiği ise belirtilmemiştir. Ramazan ayı içinde olduğu kesin olmasına rağmen acaba neden günü net olarak belirtilmemiş diye biraz kafa yorunca ise belirli hikmetlerden bahsetmek yerinde olur.

Hadislerde geçen son 10 gün kaydı da bu günleri dolu dolu geçirmeye bir teşvik olsa gerektir. Zira aslında ibadet sadece bir ana ait değil, bir ömre yayılmış bir süreçtir. Halk arasında yayılan kanaat ise onun Ramazan’ın 27. gecesi olduğu noktasındadır. Doğrusunu ise Allah bilir.

“Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bileceksin”  düsturunu kendi kültüründe yerleştirmiş olan milletimiz de, hem Kadir gecesinin belirsiz olmasındaki espriye uygun davranmış, her vaktini ibadet ve taatle geçirmeyi bir ilke edinmiştir.

Her gelenin Hızır bilinmesi ise insanlara karşı tavır ve tutumlarımızda herhangi bir önyargı gözetmeden eşit davranmamızı salık vermiştir. Politikacı, ilim adamı veya seçkin kimselere gösterilen alaka, fukara ve gurebaya da gösterilmelidir.

Bütün bir ömrünü anlamsız ve boş işlerle geçirmiş de olsa bir kişi eğer bu geceyi yakalama şansına ererse toplam 80 yıla denk bir genişlik ve katma değer yaşayacağı için bütün kayıplarını telafi edecektir. Allah’ın rahmeti geniştir ve o affetmeyi sever. Bu yüzden akla uygun değil tarzı bir itiraz ile bu tür bir değer atfetmeyi anlamsız bulmak yerinde olmasa gerek.

Özellikle zamanın tam isabet ettirilebildiği bu durumlarda eğer kul mekan olarak da kutsal kabul edilen bir noktada bulunmayı başarmışsa bu kazanç daha da artacaktır. Kabe vs. gibi bu kutsal mekanlar ise yine dini kaynaklarda belirtilmiştir.

Allah (cc) her geceyi kadir, her geleni Hızır bilip ona göre davranabilen kullarından eylesin. Amin