Dur diyebilmek

Dur diyebilmek

Dur diyebilseydik keşke, Kabil ilk kez el kaldırdığında Habil’e. Ama olmadı. İlk kanı durduramadık. Melunun laneti tuttu. Avaneleri ise boş durmadı peygamberlerin ailesine kadar sokuldu. Nuh bin dedi gemiye, oğlu dinlemedi, Lut’u hanımı ihbar etti düşmanlarına. Biz ise İbrahim’in arkasında olduk hep. Nemrutlara boyun eğmedik. Ateşler gülistan oldu bize. Gerekirse İsmail gibi boynumuzu bıçağa uzatmaktan

DR. MUSTAFA AKDAĞ 04 Mart 2019 DR. MUSTAFA AKDAĞ

Dur diyebilseydik keşke, Kabil ilk kez el kaldırdığında Habil’e.
Ama olmadı. İlk kanı durduramadık. Melunun laneti tuttu. Avaneleri ise boş durmadı peygamberlerin ailesine kadar sokuldu.

Nuh bin dedi gemiye, oğlu dinlemedi, Lut’u hanımı ihbar etti düşmanlarına.
Biz ise İbrahim’in arkasında olduk hep. Nemrutlara boyun eğmedik. Ateşler gülistan oldu bize.

Gerekirse İsmail gibi boynumuzu bıçağa uzatmaktan da cekinmedik.
Dilimize Eyüp’ün duasını dolayıp, yaralarımızı Talut’un ordusuna sunulan bir avuç suyla yıkadık.

Davud’un tavı olduk göğsümüzde demirler erisin diye.

Süleyman’ın mührü elimizde rüzgara emirler verdik; göğe kaldırdık ellerimizi acıkmış sinelere sofralar insin diye.

Mesihin ismi dilimizde, mahçup bir eda ile cebimize sakladık nurdan beyaz elini, Yahuda’yı da bastık bağrımıza dışlanmış kim varsa onun şahsında, Bahira’nın gözyaşlarından sulanan bahçeyi temaşa ederken, gözümüz gökten bulutu perde yapan iki meleğe takıldı, mağaradan seslerini duyduk, oku sesiyle çınladı kulaklarımız.

Taif’ten atılan taşlara ise perde olamadık, içimizde derttir hala, yüzüne saplanan migfer parçası yüreğimizi kanatır, sözünü dinlemeyip tepeyi terk eden okçuların mahcubiyeti üzerimizde, boynumuz bükük veda hutbesini dinlerken mahcubuz.

Arabı aceme, acemi araba üstün tuttuk yer yer.  Havle’de köpekler havlayınca kendimize geldik, Kardeşimize kalkan elimiz havada kaldı utançla.

Ömer’in sırtındaki hançer acıtır ruhumuzu hala, ama adaletten vazgeçmeyiz asla.

Osman’ın mushafına düşen kan, damlar durur yüreğimizden asırlardır.
Ali’yi sırtından vuran hançer ona değil bize vurulmuş gibi inler dururuz.
Onun pak ali beytine uzanan eller kırılsın deriz.

Asırlar boyu, Hüseyin ve pak ailesine yapılan ihanet ve zulmü lanetle anar Yezit ve nesline lanet okuruz.

Fakat biliriz ki, bu acılar bitmez, dünya var oldukça zulüm de var olacak, iyiler de bu zalimler ve onların soylarıyla imtihan olacak.

Bunu böyle bilir ama derdimizi de severiz. Hem biliriz ki dünya var oldukça iyilik de var olacak, iyiler oldukça da hak ve batıl  mücadelesi devam edecek.

ÖNE ÇIKANLAR