Bereketli ay Ramazan

Bereketli ay Ramazan

Eskiler selamlaşırken “ Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun“ şeklinde biraz uzunca selam verirlerdi. Bu tarz selamlaşmada bereket vurgusuna önem vermeleri manasız değil aslında. Zira bereket hayatın özünü teşkil ediyor. Bereket deyince akla bolluk geliyor, emek ve samimiyet geliyor. Orhan Veli çocukluğumuzdan kalan bu hissi “Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket.”

DR. MUSTAFA AKDAĞ 23 Nisan 2020 DR. MUSTAFA AKDAĞ

Eskiler selamlaşırken “ Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun“ şeklinde biraz uzunca selam verirlerdi. Bu tarz selamlaşmada bereket vurgusuna önem vermeleri manasız değil aslında. Zira bereket hayatın özünü teşkil ediyor.

Bereket deyince akla bolluk geliyor, emek ve samimiyet geliyor. Orhan Veli çocukluğumuzdan kalan bu hissi “Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket.” beyiti ile çok veciz bir şekilde tasvir etmiş örneğin.

Kadim Anadolu medeniyetlerinden günümüze kadar bereket kavramı niçin bu kadar önemle vurgulanıyor peki. Örneğin Konya Ereğli‘de İvriz Köyünde hemen altından üç bin yıldır bütün ovayı canlandıran buz gibi su kaynağının mevcut oldugu Hitit Kaya Anıtında, Tanrı Tarhundas, Kral Varpalavas‘a bereketin ifadesi olan üzüm ve bugday veriyor ve o da Tanrı’ya dua ve teşekkür ediyor.

Bereket kavramı kelime itibarı ile bolluk, çokluk, feyiz, Cenab-ı Hakk’ın lütfu, ihsanı, uğurluluk, meymenet, saadet gibi manalara geliyor. Ama bu kavram Rahmet kavramı ile beraber mütalaa edilmesi gereken bir kavram. Zira rahmetin sonucu olarak bereket ortaya çıkmaktadır. Mutlak bereketin kaynağı Allah cc. nin rahmetidir. Onun rahmeti olmasa ne yağmur yağar, ne toprak meyveye durur, ne de biz yaşamımızı devam ettirebiliriz.

Rahmet kelimesi ayet ve hadislerde geçtiği üzere acıma, merhamet etme manasına geldiği gibi, bizzat Kuran-ı Kerim‘i ve bizzat Peygamber efendimiz’in de ismidir. Bereketin ve rahmetin diğer ıstılah manaları ise yağmur, hayır ve fayda manalarıdır.

Kuran-i Kerim‘de „Allah’ın rahmetinden ümidi kesmeyiniz…. Şüphesiz ki O, Gafur’dur, Rahim’dir.” (Zümer: 53) buyuruluyor. Bir başka ayette ise Allah cc. Peygamberimiz’e hitaben “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gonderdik.“ (Enbiya: 107) buyurmaktadır.

Rahmet ve bereket kavramları içinde maddi manevi bollukları barındıran, şu an içinde bulunduğumuz Ramazan ayını akla getiriyor elbette. Her türlü nimetin bolca mevcut oldugu sofralar akla geliyor. Ama Ramazan’ın bereketi sadece sofralardan ibaret değil tabiki. Bu ayda bizatihi rahmet ve bereket olan Kuran-ı Kerim inmiştir. Ve bu ay içerisinde bulunan bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde de insanlığa af ve mağfiret kapısı açılmıştır. Gerçek bereket budur. Bu bolluktan herkes istifade edebilir. Zira Bir Hadis-i şerifte “Ramazan’ın birinci gecesi Allah-u Teala mü’minlere rahmet eder. Rahmetle baktığı kuluna hiç azab etmez.”  buyurulmaktadır.

„Gönüller, bitevi heyecanla dolup, ruhlar da kıvamını bulunca, bu üstüste şafaklar değerindeki günlerin arkasından hilâl remziyle, fakat dolunay gibi Ramazan doğuverir. En tatlı yeller gibi inşirâhla eser.. eser gönüllerimizi sarar, canlarımızı, tenlerimizi ipekler gibi okşar geçer ve tıpkı bahar yamaçları gibi gözlerimizi güzelliklere uyarır, gönüllerimizde yükselme arzusunu coşturur.. ve şelâleler gibi, sinelerimize yumuşak, tatlı bir ürperti salar.“

Özellikle kanaatsizliğin arttığı, gelirlerin eskiye oranla yüksek olmasına rağmen geçim sıkıntısından dert yananların çogaldığı günümüzde, unutulmuş bereket kavramını yeniden anlatmak önemli olsa gerek. Ve biz yeni nesillerin bu hususu sürekli gözden kaçırmamız mutsuzluğumuzun da kaynağıdır belkide. İmam Gazali hazretlerinin: “Allah-u Teala‘nın bir kuluna rahmet etmiyeceğine, ona gazab ve azab edeceğine alamet olarak dünyaya ve ahirete faydası dokunmayan şeylerle meşgul olması, ve zamanlarını lüzumsuz şeylerle öldürmesidir“ tespiti çok önemlidir.

Günümüzde yaşanan maddi manevi bereketsizliğin kaynağını  Toplumun içindeki bereketi cezbedecek olan masum çocuklar ki; onların aczlerine binâen rahmet tarafından rızıkları hârika bir sûrette annelerinin memelerinden gönderiliyor; ve içimizdeki ihtiyarlardır ki mâsumiyet kesbetmiş imanlı ihtiyarların rızıkları da, bereket sûretinde Allah tarafından gönderiliyor; ayrıca bir evi belâlardan muhafaza edici, içindeki beli bükülmüş mâsum ihtiyarlardır.“  Bu ifadelerden de yola çıkarak Ramazan‘ın diğer bir bereketini şahsi ve toplumsal hayatımızı yeniden gözden geçirme ve bu sayede de eksiklerimizi tamamlama fırsatının doğması olarak algılamak gerekir.

Diğer bereketsizlik sebepleri ise israf ve şükürsüzlüktür. Hadis-i Şerif‘de „Birinizin lokması yere düşerse, onu alıp tozunu temizleyip yesin. O lokmayı şeytanlara bırakmasın. Çünkü bereketin hangi lokmada olduğu bilinmez.“ 

Bbir başka Hadis‘de ise „Ticârete hıyânet karışınca bereket gider.“  buyurulmuştur. Ramazan ayının şiarı olarak sofralarımızı dostlarımıza ve fakirlere açmak, elimizdeki nimetleri israfa kaçmadan paylaşmak da hem nimetlerin bir şükrü, hem de bereketin önemli sebeplerindendir. Bir kimsenin Allahü teâlâ emrettiği için çalışması, rızkını helâl yoldan araması da onu ezelde onun için belli olan rızkına kavuşturur. Bu rızık da ona bereketli olur.

Bu açıdan da İmam Gazali hazretleri bereketi şöyle tarif etmektedir: „Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına vesîle olur. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sâhibinin dünyâda ve âhirette felâketine sebeb olur. O halde malın çok olması değil, bereketli olmasını istemelidir.“

Ramazan ayı içerisindeki en önemli manevi bereket kaynağı ise muhakkak Kur’ân-ı Kerîmi çok okumaktır. “Kuran okunan eve bereket gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytanlar oradan kaçar.“ buyurulmaktadır.