Biz Aleviler asırlardır Muharrem orucu tutar ve oruç ile beraber matem çekeriz.
Gerek devlet yönetimi ve gerekse geniş yığınlar bu orucumuzu, matemimizi hep görmezden geldiler, yok saydılar -ve buna devam ediyorlar-.
Oysa biz vardık ve bütün bu yok saymalara karşın, görmezlikten gelinmeye karşın ibadetimizi yapıyor, erkanlarımızı yürütüyor, inancımızı yaşıyorduk.
Şimdide aynı şekilde yapmaya devam ediyoruz.
Muharrem orucumuzu tutuyor, matemimizi çekiyor, erkanlarımızı yürütüyoruz.
Çoğunluk değiliz, imkânlarımız kısıtlı, ama bütün bunlara rağmen bizler yine de varız.
Bizler varız ama ne yazık ki geniş yığınlar ve haliyle devlet yönetimi bizi yine görmezden gelmeye devam ediyor.
Buna çok şaşırdığımı söylemeyeceğim, yıllardır bu böyle ve kanıksadık artık bu durumu.
Fakat dikkatimi çeken bir husus var.
Gelişen teknoloji ve anlık haberleşme imkânları sayesinde kimin hangi düşüncede olup neyi savunup değer verdiğini an be an yaptıkları paylaşımlarda görebiliyoruz.
Ve dehşetle fark ettim ki “Alevi inancına” mensup olduklarını bildiğimiz, Alevi etkinliklerinde baş köşede olup etkinliğin tüm gelirini alan sanatçılarda ve yine Alevi etkinliklerinde baş konuşmacı olan yazarlarda Muharrem orucu ve matemi hakkında en küçük bir paylaşım yapmıyorlar.
Onlarda yok sayıyor ve görmezden geliyorlar ibadetimizi, matemimizi.
Lütfen namlı sanatçıların, yazarların sosyal medya paylaşımlarına bir bakın.
Orada göreceksiniz ki her ota, böceğe ve olaya tepki koyan, taraf olan, duyar kasan bu şahsiyetler Alevilerin ibadetini, matemini tıpkı devleti yönetenler gibi yok sayıyorlar, görmezden geliyorlar.
Bunlara da yezidin kokusu sinmiş.
Efendiler, siz yok saydınız diye biz yok olmadık.
Varız, var olmaya devam edeceğiz.
Sizi de not ettik, gün gelir elbette saflarımız daha bir netleşir.
Yezitleşenler onunla gitsin, biz Hüseyniyiz!
